spot_img
spot_img
Ana SayfaSeçtiklerimizDepremin enkazı, sermayenin vahası, gerçeğin çölü - Burcu Arıkan

Depremin enkazı, sermayenin vahası, gerçeğin çölü – Burcu Arıkan

6 Şubat depremlerinin üzerinden bir sene geçti. Bugün hâlâ konteyner kentlerin, çadırların her yağmurda sel altında kaldığı, depremzedelerin elektriğe ulaşamadığı bir yaşam mücadelesi var. Devletin halka karşı bu ihmalkar tutumunu söz konusu sermaye olunca görmek pek mümkün değil. 24 Şubat 2023’te yayımlanan 126 sayılı OHAL Kapsamında Yerleşme ve Yapılaşmaya İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi[1] ile tavrını hızla beyan etmişti ve bu yolda tutarlı bir şekilde ilerledi.

Bu kararname planlama ve inşa süreçlerine dair rutin akışı askıya almıştı. İktidarın hukuka ihtiyaç duymadığı düşünülse de sermaye uygulamalarının hukuki metinlere yedirilmesi, yasalaştırılması eğilimi hala geçerli. Bu düzenlemeler inanmak istediğimiz gibi adalet sağlama amacından ziyade kompleks işlerin bürokratik çerçeveleridir. Dolayısıyla sermayenin işleyişi hem bu metinlerle şekillenir hem de bunları şekillendirir. Aslında fiili ile yasal olanın ilişkisi kapitalizmin her döneminde de benzer işliyor. 6 Şubat ölçeğinde geniş bir yıkım ise süregelen kapsamlı bir planın bürokratik temellerinin atılması için gereken “olağanüstü” koşulları sağlamış oluyor.

Marmara havzasında yoğunlaşan üretimi Anadolu’ya taşıma eğilimi yeni değil. Genel seçim sürecinde ve öncesinde gerek iktidarın gerekse ana muhalefetin programlarına baktığımızda sanayiyi Anadolu’ya taşıma vurgusunda ortaklaştıklarını görüyoruz. 1980’lerden bugüne yasal düzenlemelerin, bürokratik araçların ve uygulamaların akışına baktığımızda değişen iktidarların birbirinden devraldığı ve bir öncekinin üstüne katarak ilerlediği bir mülksüzleştirme ve sermayeye kaynak aktarma rejimi var[2]. Burada var olan kamu mallarının özelleştirmesi devam ederken bir yandan da ilksel birikim süreci işliyor. Sermayenin en güncel meselesi ise arazi üretimi ve yeni bir imalat/lojistik coğrafyasının inşası.

Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu güncel olarak 401 OSB olduğunu müjdeliyor. Bunlardan 279’u faaliyette, 50’si planlama, 38’i altyapı hazırlığı ve 34’ü de kamulaştırma aşamasında. Burada kamulaştırma kavramı açıkça sanayi için arazi üretim mekanizması oluyor. 401 OSB’nin 50’si deprem bölgesinde bulunuyor. 30 OSB faaliyette iken kalanı da yapım aşamasında. Resmî Gazete ilanlarına baktığımızda ise deprem sonrasında bu illerde 26 adet yeni ya da genişleme/ilave alan belirlenmesi kararı, 4 adet acele kamulaştırma görüyoruz.

12 Mart 2023’te yayımlanan 136 sayılı Sanayi İşyerlerine İlişkin CK[3], yerleşime ilişkin 126 sayılı kararnamenin ikizi ve tüm teknik ve bürokratik işleri doğrudan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlıyor. Bahsedilen kararların 24’ü bu kararname sonrasında yayımlanıyor. 14 Temmuz 2023’te kararname 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunun geçici 17 maddesine dönüşüyor. Aynı şekilde 126 sayılı kararname de (10 Nisan 2023) 7452 sayılı kanuna dönüşmüştü. Bugüne kadar pek çok OHAL kararnamesi yasalaştı; fakat deprem bölgesi düzenlemeleri sermayenin geniş kapsamlı planlarının önünü açan oldukça temel dönüşümler içeren metinler. Neoliberal hukukun işleyişinin sermayenin adımlarını yasalaştırmak üzerine kurulu olduğu tezi sermaye ve devletin deprem bölgesindeki hareketinde berraklaşıyor[4].

126 ve 136 sayılı kararnameler Anadolu’daki Küresel Fabrika’yı inşa etmenin önündeki pürüzleri kaldırmak için olağanüstü durumu fırsat biliyor. Çadırları hala su basıyor olmasında bir aciliyet yok; ancak 12 Nisan 2023’te karşımıza daha önce var olmayan bir ifade çıkıyor: “Yatırımcıların Acil Parsel Tahsisi Taleplerinin Karşılanması Amacıyla Acele Kamulaştırılma”.  Burada alt ve üst yapıların ivedilikle tamamlanması koşulunu da görüyoruz. Bu esnada depremzedeler hayati tüm altyapıdan yoksun yaşamaya çalışıyor.  

Deprem bölgesi özelinde düşündüğümüzde mülkiyet rejiminin kapitalizmin tarihsel ilerleyişi açısından birkaç adım geri aşamasında olduğu alanların da yüzlerce yıldır süren çitleme ve yayılma kapsamına hızla girdiğini görüyoruz. Buralarda lojistik ağların inşası, süregiden koridor savaşları gibi pek çok gündemin ortasında kalan bir alanın onlarca sene sürecek dönüşümü akıl almaz biçimde hızlanıyor. Hayatlarımızın başımıza yıkıldığı enkazda sermaye boş bir kâğıt görüyor. OSB’lerde çocuk işçi ölümleri yaygınlaşırken MESEM gibi projeler nasıl yasal ise insanların hayatlarını yeniden kurma umutlarını bir üretim ve ucuz emek coğrafyasına çevirmek de o kadar yasallaşıyor bir senede. Bu laboratuvar aynı zamanda yeni bir mekânsal biçimin öncülüğünü yapıyor.

Kahramanmaraş OSB haritası
Kahramanmaraş OSB haritası

Kahramanmaraş örneğinde OSB’lerin merkezi esneten ve bir ağı inşa eden kuvvetini görüyoruz. Mekân ulaşım ağları ekseninde OSB’ler ve lojistik depolardan oluşan koridorlar şeklinde büyüyor ve Anadolu’da pek çok küçük mekânsal birim oluşuyor. Güncellenmemiş bir bakışla TOKİ’ler de konteyner kentler de plansız, kopuk, “dağ başlarında” ya da hiçliğin ortasında görünebilir. Ancak bu parçalanmış birimler aynı hızla ilerleyen ulaşım planlarıyla birbirine bağlanıyor ve bir örümcek ağı gibi her yeri kuşatıyor.

Güncel OSB haritası

Bir senede önümüze serilen bu gerçeklik oldukça planlı ve her adımı yasalaştırılıyor. 50 binden fazla kişinin ölümü bu ilerleyişin “önünü açıyor”. Sermayenin tüm aktörlerinin bölgede konteyner kent yarışına girdiğini daha önce yazmıştık[7]. TGSD’nin “çarklar dönsün” müjdesi ya da pek çok geçici barınma alanında süren kadınlara, gençlere yönelik imalat atölyelerini bu bağlamda düşünmemiz gerekiyor.

Benjamin’in “Yirminci yüzyılda bu yaşadıklarımızın “hâlâ” nasıl mümkün olduğuna şaşmak, felsefi bir bakış değildir. Bu şaşkınlık bizi, herhangi bir bilgiye de götürmez, tek bir bilgi hariç tabii: Kaynağındaki tarih anlayışının iler tutar tarafı olmadığı[8] ifadesi hala günceldir. Amazon depolarında her nefesi gözetleyen, Foxcon’da “intihar etmeme” sözleşmeleri imzalatan, Katar’da şehirden yasayla men eden ve işçi kamplarıyla sanayi arasına hapseden ya da İngiltere’de yüzen kampa kapatan hakikat uç görünebilir. Ancak ne bu örnekler ne de sermayenin deprem bölgesinde yıkılmış hayatları kendisine kaynak olarak görmesi 14 yaşındaki çocukların işçileşmesinin yasal devlet projeleri eliyle gerçekleştiği her gün bir gencin ölümüne uyandığımız bir zamanda şaşırtıcıdır. Sermayenin hiç olağanüstü olmayan kararnameleri ve türlü hukuki aracı işçi sınıfına penceresiz depolardan, denetimli OSB’lerden, ömür boyu borçla zincirleyen TOKİ’lerden, konteyner kamplardan oluşan yeni bir cendere inşa ediyor. Kapitalizmin yapabileceklerine şaşıracak vaktimiz yok. Benjamin’in dediği gibi “gerçek olağanüstü hali yaratmak bize düşen bir görevdir” ve bu da gerçeğin çölüyle yüzleşmekle mümkün. Deprem bölgesi bir senedir bu gerçekliğin en kurak çöllerinden birisi oldu. Oldukça hukuka uygun bu kuşatmayı kırabilmek için depremin enkazına bakmak, buraya reva görülen yalnızlığı kırmak, sermayenin adımlarını anlamak ve buralarda yasallık derdine düşmeyen, sadece kendi meşruluğuna güvenen fiili bir sınıf mücadelesini var edebilme biçimlerini, olanaklarını bulmak zorundayız.


[1] Olağanüstü Hal Kapsamında Yerleşme ve Yapılaşmaya İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi (Kararname Numarası: 126). 24 Şubat 2023. https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2023/02/20230224-9.pdf.

[2] Melek Mutioğlu Özkesen. Toprakları Kapatmak: Kamu Arazilerinin Özelleştirilmesi. İletişim Yayınları. 2022.

[3] Olağanüstü Hal Kapsamında Sanayi İşyerlerine İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi (Kararname Numarası: 136). 12 Mart 2023.

[4] Melek Mutioğlu Özkesen. Toprakları Kapatmak: Kamu Arazilerinin Özelleştirilmesi. İletişim Yayınları. 2022.

[5] https://umutsen.org/index.php/2023/04/antepin-tekstili-marasin-sanayisi-antakyanin-tarihi-sinif-savasinin-iktisadi-cografyasi-ve-genisleyen-riskli-alanlarimiz/

https://umutsen.org/index.php/2023/03/organize-sanayi-bolgelerinin-yeniden-insasi-sermayenin-deprem-firsati-burcu-cira/

[6] Walter Benjamin. “Tarih Kavramı Üzerine”, Son Bakışta Aşk, sf.43, derleyen: Nurdan Gürbilek, Metis, 2.basım 1995

Kaynak: Evrensel

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler