spot_img
spot_img
Ana SayfaGüncelİşçilere çocukların teknoloji kullanımı hakkında uyarı ve öneriler - Mahmut Yılmaz

İşçilere çocukların teknoloji kullanımı hakkında uyarı ve öneriler – Mahmut Yılmaz

 

Pandemi dönemi, çocukların sosyal, fiziksel alan ve hareketini son derece sınırlandırmasının uzun vadeli etkileri yanında (sıralama sınavları, akademik başarı gibi), teknoloji kullanımına dair sorunları da olabildiğince çoğalttı. Ailelerin teknoloji kullanımı konusundaki kısıtları koşulların etkisiyle çoğunlukla ortadan kalktı. Diğer yandan madalyonun öteki yüzünde interneti, tableti, bilgisayarı olmadığı için uzaktan eğitim sürecinden mahrum kalan yüz binlerce çocuk da trajik olaylar nedeniyle tartışma konusu oldu. Eğitimde sınıfsal eşitsizlik olabildiğince berraklaştı. Ancak konumuz bundan ziyade işçi çocuklarının teknoloji kullanımı alışkanlıklarıdır. Öyleyse, işçiler çocuklarının teknoloji kullanımı konusunda nasıl davranmalı, ne yapmalıdır?

Çocuklar cep telefonları, tabletler ya da bilgisayarların asli olmayan işlevleri ile daha çok meşgul oluyorlar. Cep telefonlarının konuşma, tablet ve bilgisayarların okuma araştırma, iletişim dışındaki işlevleri kullanıcılarda birçok “bağlanma” biçimi yaratıyor ve “sadakat (marka ve sürüm sadakati vb.)” ve heyecanla yeni sürümleri beklemeyi getiriyor. Bu yeni sürümler yıllardır “hayatı daha kolaylaştırma”, “hayata bağlanma”, “bir dokunuşla yerküre avucunda hissi ve gerçekliği” vaat ediyor. 

“Haksızlar mı?” dediğinizi duyar gibiyiz. Evet, haksız sayılmazlar. Cep telefonlarının kimlik, ehliyet, pasaport, kredi kartı, fotoğraf makinesi, video kamera, müzik seti, tüm evi ve işyerini kumanda paneli yerine kullanıldığı bir yaşama doğru gidiyoruz. Tüm sağlık bilgilerimiz kayıtlı, şekerimizi, tansiyonumuzu, mide asidimizi, attığınız adımları, koşma, zıplama, merdiven çıkma skorumuzu, çeşitli mekânlardaki özel anlarınızı hatırlatma ve saklamayı ve yaktığınız kaloriyi cep telefonumuz ölçebiliyor ve sağlığın meta haline geldiği sistemlerde doktorumuza bildirebiliyor. Hatta ağız kokusunu belirleyip sahibini uyarıyor. Gerçekten de böyle bir yaşam modelinde cepsiz, tabletsiz, internetsiz kalmak mümkün olmayabilir! Son gelişmeler de gösteriyor ki fantastik ürünler ve tasarımlar hızlıca yaşamımıza giriyor ve daima yeni sürümlerine yerini bırakarak hızlıca eskiyor. Yaratıcı bir eskime ve tedavülden düşme sürekli “güncellenmeyi” gerektiriyor.

Ancak bu durum özellikle çocuklar için sorunları da beraberinde getiriyor: IARC (Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı) cep telefonları ile ilgili elektromanyetik alanları kanserojen içeren kapsamına aldı ve İngiltere Radyolojik Koruma Kurulu, cep telefonlarının çocuklarda tümör riski yarattığını vurgulayıp sekiz (8) yaşından küçük çocukların cep telefonu kullanmasına izin verilmemesi yolunda ebeveynleri uyardı. Bazı akademisyenler de cep telefonlarının üzerinde sağlık uyarısı bulunması gerektiğini sürekli vurgulamaktadır. Avusturya’da yapılan bir araştırmaya göre çocukların kemik ilikleri yetişkinlere oranla 10 kat daha fazla radyasyon emiyor.

Bu uyarıyı ebeveyn işçilerin de dikkate almasını rica ediyoruz: Nasıl ki küçük çocuğunuzun cebine bir paket sigara alıp koymuyorsanız, sekiz (8) yaşından küçük çocuğunuza cep telefonu almayın, bilgisayar veya tablet kullanımı konusunda sınırlarınız ve kurallarınız olsun. İşçi arkadaşlar unutmayalım, özellikle cep telefonları elektromanyetik dalgalar adını verdiğimiz sinyalleri alıp vererek iletişim sağlar. Görüşmenin gerçekleşmesi için cep telefonunun yakında olduğu baz istasyonundan radyasyon alması, baz istasyonuna radyasyon vermesi gerekir.

Çocukların aileleriyle iletişimini sağlaması nedeniyle vazgeçilmezliğini koruyan cep telefonları konusunda, özellikle aileleri tarafından ciddi bir “cep telefonu eğitiminden” geçirilmesi gerekmektedir. Dijital medya ile büyüyen çocukların (sosyal medya hesabı bulunmayan çocuk neredeyse istisna haline gelmektedir) bir ilgi duyduğu medya araçlarının başında cep telefonu gelmektedir. Çocuklar, en geç okula başladıkları dönemlerde ailelerinden cep telefonu istemeye başlamaktadır. Okuldan çıktıktan sonra çocuklarına ulaşmak isteyen birçok aile de çok erken yaşlarda olsalar da bu isteklerini geri çevirmemektedir. Buna rağmen yapılabilecekler bulunmaktadır:

Akıllı telefonları ‘Çocuk Telefonu’ olarak kullanmak isteyen ailelerin ise internet ve bluetooth ayarlarını devre dışı bırakması gerekmektedir. Cep telefonunun görüşme yapma dışındaki ekstra özelliklerini bloke edilmelidir.

Yapılan araştırmalar bilgisayar ve cep telefonu kullanımının yetişkinler üzerindeki olumsuzluk etkilerini sıralarken çocukları daha da büyük tehlike beklemektedir. Çünkü teknolojik cihazlar henüz olgunlaşmamış dokulara sahip olan çocukları yetişkinlere göre 10 kat daha fazla olumsuz etkilemektedir. 12 yaşından küçük çocukların cep telefonu kesinlikle kullanmaması gerektiği, 13-15 yaşındaki çocukların ise sadece acil durumlarda kullanabileceği konusunda aileler birçok batı ülkesinde uyarılmaktadır. Çocukların kafatasları yetişkinlere nazaran çok daha incedir. Beyin hücrelerini olumsuz etkilemesi söz konusudur. Bu da cep telefonunun olumsuz yanlarından birisidir.

Cep telefonlarındaki en büyük tehlike her an yanında taşınıyor olması ve kulakta tutulduğu için, beyine yakın olduğu için daha fazla riskli olmasıdır. Cep telefonu ile altı dakikadan fazla konuşulduğunda kulak ve beyin dokusunda ısınmanın yol açtığı bizim bile hissedebileceğimiz baş ağrısına neden olduğu düşünüldüğünde tehlikeleri tahmin etmek zor olmamaktadır.

Ancak çocuğunuza yine de cep telefonu aldıysanız görüşmelerini kulaklık aracılığıyla yaptırın.

Cep telefonu alırken mutlaka cep telefonlarının SAR değerleri hakkında bilgi edinin. SAR değeri düşük bir telefon almak, cep telefonu radyasyonuna daha az maruz kalmanızı sağlar (SAR değeri vücudunuza bir cep telefonundan ne kadar radyasyon yayıldığını belirleyen bir katsayıdır. Ürün kullanım kılavuzunda SAR değeri verisini okuyun.)

İnternet ve Oyun Bağımlılığı

Çağımızda internet gitgide birçok etkinliğin ve sosyal ilişkilerin yerini almaktadır. İnternet, zamanı ve mekânı daraltıp yaşamımızdaki birçok şeyi değiştirdiği gibi, çocukların oyun oynama alışkanlıklarını da değiştirmiştir. Bilgisayar oyunları, günümüzde çocukların en önemli eğlence araçları konumuna gelmiştir. Bu oyunların olumlu olduğu kadar olumsuz yönleri de bulunmaktadır. Özellikle oyun bağımlılığa dönüştüğünde olumsuz etki daha da artmaktadır. İnternet sınırsız bir bilgi kaynağı ve hayatımızı kolaylaştıran bir teknoloji olmakla beraber aşırı kullanımının, özellikle çocuklar üzerinde çok olumsuz etkileri de olmaktadır. Aşırı İnternet kullanımı, okulla, ödevle, işle vb. ilgili bir konu üzerinde olmadığı sürece, günde 2-3 saati geçmektir.

Bilgisayar oyunlarının algı, dikkat, öğrenme, problem çözme gibi bilişsel işlevleri geliştirdiği yönündeki kanıtlar göz ardı edilemeyecek kadar çoktur. Bu oyunların görsel-uzaysal algıyı geliştirdiğini gösteren birçok araştırma bulgusu mevcuttur. Bilgisayar oyunları, çocukların bilgisayar okuryazarlığı edinmesinde oldukça etkilidir. Okuryazarlığın yanında oyunların, el-göz koordinasyonunu sağlama, uzamsal yetenekleri geliştirme, hayal etme, şekillerin nedenlerini açıklayabilme, kimya ve fizikle ilgili nesneleri göz önünde canlandırabilme, uzaydaki şekillerin bütünleşmesini sağlama gibi faydaları da bulunmaktadır. 

Buna mukabil aşırı internet kullanımı çocuklarda daha çok bilgisayar (cep telefonu) oyunları ve sosyal ağlar üzerinden gerçekleşmektedir. Bilgisayar oyunlarının yukarıda sıralanan olumlu yönlerine rağmen ruhsal ve fiziksel açıdan çeşitli olumsuz etkileri de bulunmaktadır. Çocuklarda yaşa bağlı olarak bilgisayar oyunları oynama biçimleri çevrimiçi oyunlara evrilmektedir. Bilgisayar oyunu oynayan çocukların ve gençlerin davranışları ve beyin aktiviteleri incelendiğinde, bu oyunların düşünüldüğü gibi masum olmadıkları, bağımlılık yaratabilecekleri, çocukların hem davranışlarını hem de beyin gelişimlerini olumsuz yönde etkileyebilecekleri yapılan araştırmalarla gösterilmiştir. Fiziksel açıdan; hiperaktivite, çocukların erken olgunlaşması, etkinlik ve hareket eksikliğinden kaynaklanan el, omuz, omurga görünümü ve motor beceri bozuklukları, kilo ve görme kaybı, baş ağrısı, göz kuruluğu, sürekli yorgun ve uykulu olma, kişisel hijyene dikkat etmemekten kaynaklanan problemler vb.

Aşırı internet kullanımının bir süre sonra madde veya diğer bağımlılıklarda görülen özelliklere benzerlik gösterdiği yapılan araştırmalarca kanıtlanmıştır. Aşırı internet kullanımı, özellikle çocuklarda oyun bağımlılığı olarak görülmekte ve bireyin bir oyunu bırakamaması, sürekli olarak oyunu düşünmesi ve sürekli oyunla ilgilenmesi olarak tariflenebilir. Araştırmalar, birçok öğretmen ve ebeveynin aşırı internet kullanımı ile akademik başarısızlık arasında kurduğu bağıntıyı destekler niteliktedir. İnternet aracılığıyla oynanan oyunlar çocukların ilgilerini çekme ve onları motive etme açısından oldukça güçlü güdüleyicilerdir ve tekrar tekrar oyun oynama isteğini kamçılamaktadır. Bu yönüyle düşünüldüğünde bağımlı, oyunla bütünleşir ve tüm hayatında onu yaşamaya başlar. En önemli göstergesi çocukların oyunlardaki karakterlerle kendilerini aşırı ilişkilendirmeleridir.

Öğrenme bozuklukları, akademik başarının düşük olması, ödevlerin yapılamaması, oyun oynama ile ilgili yalan söyleme, kişilerarası ilişkilerde kötüye gidiş de olumsuz yönlere ek olarak sunulabilir. Aşırı internet kullanan çocuk dersleriyle ilgili öncelikleri belirleyememe ve zamanını ayarlayamama, eğitim sisteminin gereksiz olduğunu düşünme, kolaya kaçma gibi davranışlarda bulunurken sosyal açıdan aile ve arkadaşlık ilişkilerinde zayıflama, vatandaşlık bilincinin azalması ve toplumsal duyarlılığı yitirme ile karşı karşıya kalabilmektedir. Ayrıca, ruhsal açıdan, insanlarla ilişkilerinde iletişimsizlik yaşamakta, paylaşımları azalmakta ve psikolojik olgunluğa erişemedikleri için problem çözme yeteneklerinin de gelişememesiyle karşılaşmaktadır. Son olarak da fiziksel aktivitelere ayıracakları vaktin çoğunu internet başında geçirdikleri için az hareket etmekte ve bu yüzden de motor koordinasyonları, kas yoğunluğu ve fiziksel kondisyonu yeteri kadar gelişmemekte ve devamlı oturmaya bağlı olarak sağlık problemleri yaşamaktadırlar.

İnternete bağlı (online) olunduğunda zamanın nasıl geçtiğini anlamamak, internete bağlı olmak için uykudan fedakârlık yapmak, bağlantı kesildiği zaman çok sinirlenip, aşırı gergin olmak, gün içinde birçok kez e-mail, youtube kanalı, sosyal medya hesabı veya mesaj kontrol etmek, internete bağlanmaya izin verilmediğinde çok sinirlenmek, ev ödevi yapıyor olmak gerektiği halde internette vakit geçirilmesi, aile veya arkadaşlarla vakit geçirmek yerine interneti tercih etmek, internette geçirilen zaman hakkında yalan söylemek, İnternet kullanım süresi izninize uymamak, okulda problem yaşamaya başlamak vs. internet bağımlılığının göstergelerinden bazılarıdır. Ayrıca fiziksel olarak da göz kuruluğu, migren ve sırt ağrıları, düzensiz yemek yeme, öğün atlama, kişisel hijyeni ihmal etme ve uyku bozukluğu ve uyuma düzeninde değişiklikler gözlenmektedir.

Öte yandan şiddet içerikli bilgisayar oyunlarının saldırgan davranışlar üzerindeki etkilerinin incelendiği araştırmaların sonuçları genel olarak, şiddet içerikli bilgisayar oyunu oynamanın, saldırgan davranışlara neden olduğu, yapıcı ve olumlu davranışları köreltip, sosyal etkileşimlerde sömürücü davranışları arttırdığını, düşmanlık duygularını ve kaygı düzeyini arttırdığını, düşük empati ve başkalarının acılarına karşı duyarsızlaşmaya neden olduğunu ve fiziksel saldırganlığa göz yuman ilkelerin kabullenilmesini sağladığını ortaya koymaktadır.

İnternetin çocuklar üzerindeki olumsuz etkisini azaltmak için ebeveynlerin internet konusunda bilgi sahibi olmaları, çocuklarının ne yaptığını yakından takip etmeleri, ilgili olmaları, çocukla iyi iletişim kurmaları ve kontrolü elden bırakmamaları gerekmektedir.

Yalnız, sıkılan, eve geldiğinde evde vakit geçirecek kimsesi olmayan, sosyal ilişkileri zayıf, çekingen, arkadaşları arasında popüler olmayan, depresyon, düşük özgüven, öfke, endişe, sosyal fobi, aile içi ilişki ve iletişim gibi problemleri olan fakat bunu aşırı İnternet kullanımı ile maskeleyen çocuklar yaşıtlarından daha fazla risk altındadırlar.

Ebeveynlerin koyacakları kurallar, çizecekleri sınırlar, iyi iletişim ile bunu çatışmadan yapmaları ve her zaman çocuklarına ilgili olmaları internet bağımlılığını önlemede çok önemlidir. Çocuğunun internet ve sanal oyun bağımlısı olduğunu düşünen ebeveynlerin bu konuda profesyonel yardım almaları çok önemlidir.

Bizler çocuklar için park, eğlence ve fiziksel sportif merkezler talep ediyoruz. Bu kentsel mekânlara çocuklar için gelişimlerini ve yetenekleri doğrultusunda destekleyici programlar eşlik etmelidir. Bu taleplerimiz çocukların temel haklarındandır.

Çocuklara her gün çocuk olabilecekleri mekân ve ilişkiler sunmak kamusal sorumluluktur.

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler