spot_img
spot_img
Ana SayfaÇeviri“Ölüler mi diriler mi bilmiyoruz”: Kayıp Filistinli İşçiler - Taj Ali*

“Ölüler mi diriler mi bilmiyoruz”: Kayıp Filistinli İşçiler – Taj Ali*

*Taj Ali: Tribune’un Endüstri Muhabiri

23 Ekim 2023 tarihinde yayımlanmıştır.[i]

İsrail yetkilileri, günlük işler için Gazze’den İsrail’e geçerek geçimini sağlayan binlerce Filistinli işçinin çalışma iznini iptal etti. İşçilerin bazıları kayıp, bazıları gözaltında. Aileler umutsuzluk içinde yakınlarına ulaşmaya çalışıyor.

Filistinliler gibi kısa bir zaman dilimi içinde ve defalarca yerinden edilmiş ve mülksüzleştirilmiş insan topluluğu sayısı çok azdır. 15 Mayıs 1948’te 700.000 Filistinli anavatanlarından sürüldü ve 500 Filistin köyü yerle bir edildi. Bu olaylar bugün Nakba veya ‘Felaket’ olarak anılıyor.

Nakba tek bir tarihsel olay değil. Nakba 75 yıldır devam eden işgal, sömürgeci şiddet ve yerinden edilmeler ile örülmüş olaylar ve olgular dizisi. Dünyada nüfusu en yoğun toprak parçalarından biri Gazze Şeridi. Çünkü Nakba boyunca yerinden edilen mülteciler de orada. Bazıları hala önceki evlerinin anahtarlarını saklıyor. Geçtiğimiz iki hafta boyunca ise en az 4.000 Filistinli İsrail’in bombaladığı camilerde, okullarda, hastanelerde ve apartmanlarda öldürüldü.

Gazze 2007’den beri gıda, ilaç ve inşaat malzemelerinin şeride girmesine engel olan coğrafi, insani ve ekonomik bir abluka altında. İşsizlik oranı yüzde 47. Bu yüzden Ekim 2021’de İsrail’de günlük işçi olarak çalışma imkânı doğduğunda bir sürü insan bunu bir geçim fırsatı olarak gördü. Çalışma iznine başvurmak zorlu ve öngörülemez bir süreç. İsrail’in uyguladığı kota sistemi dolayısıyla çok sayıda başvuru reddediliyor. Çalışma iznini alabilenler ise her gün yeni zorluklarla karşılaşıyor. Çok zahmetli ve yorucu bir yolculuk yapmak zorunda kalıyorlar ve sınırda uzun saatler bekletiliyorlar. Gazze’de bu durumda olan Filistinli sayısı yaklaşık 19.000.

Filistinli bir sendika örgütleyicisi olan Yasmin, bu işçilerin fiziksel olarak en zor, en tehlikeli ve hiç kimsenin yapmak istemeyeceği işleri yaptığını söylüyor: “Ülkeye giriyorsun, emeğini ortaya koyuyorsun ve çıkıyorsun. Ülkenin bir parçası değilsin. Filistinliler bu çalışma izniyle sadece İsrailli iş gücünün eksik olduğu belli iş kollarında çalışabiliyorlar.”

Bunlar inşaat, tarım ve bazı imalat endüstrileriyle sınırlı. Kaza ve sakatlanma oranları ortalamanın çok üstünde; ama ailelerini geçindirme kaygısıyla yaşayan Filistinli işçilerin iş seçme lüksü yok.

Yasmin “Güvencesizliğin hat safada olduğu, ağır bir işçilikten söz ediyoruz. İnşaat sektöründe çok fazla ölümlü kaza oluyor. Ve emek piyasasının içindeki iş bölümünde Filistinli işçiler, en düşük ücretle çalışan ve en çok sömürülen grup.”

Kayıp İşçiler

Shaher Saed “Bazıları kayıp, bazıları alıkondu, bazıları tutuklandı, bazılarıysa sınır dışı edilip Batı Şeria’ya bırakıldı” diyor. Saed, Filistin Sendikaları Genel Federasyonu’nun [Palestinian General Federation of Trade Unions (PGFTU)] Genel Sekreteri. Geçen haftadan beri Saed ve Ramallah’taki iş arkadaşları, bir kez daha yerinden edilmiş, Gazze’deki ailelerinden uzaklaştırılmış ve evsiz kalmış Filistinlilere destek olmaya çalışıyor.

Filistinli İşçilerin Genel Sendikası’nın [General Union of Palestinian Workers] yasal işler uzmanı Muhammad Aruri’nin Tribune’a aktardığına göre Filistinli aileler kayıp yakınları ile ilgili çok endişeli: “Yaklaşık 5.000 kişiyle ilgili hiçbir bilgimiz yok. Ölüler mi diriler mi bilmiyoruz.”

Kayıp işçilerin nerede olduğunu bulmak İsrail devleti için hiç de zor değil. Yasmin şöyle diyor: “Çalışma izni sisteminin kendisi, devletin bu tür durumlarda işçilerin yerini tespit edebilmesini sağlayan bir gözetleme sistemi olarak kurulmuş. Duyduğum en son haber 4.000 işçinin gözaltına alındığı ve sorgulandığı yönündeydi. Devlet işçilerin ailelerine geri dönmesine izin vermiyor. Ya gözaltında ve sorgudalar ya da Batı Şeria’dalar ve kendi başlarının çaresine bakmak zorundalar.”

İsrail’de kaç Filistinli işçi olduğunu ve kaçının İsrailli yetkililer tarafından gözaltına alındığını bilmek imkânsız. Zira yetkililer, sivil toplum kuruluşlarının sorularına cevap vermiyor. Evleri Gazze’de olan en az 4.000 Filistinli işçinin, İsrail yetkilileri tarafından belirlenemeyen noktalarda tutuldukları tahmin ediliyor. Durumlarıyla ilgili bilgi yok denecek kadar az. Şu anki yasal statüleri belirsiz. Savunma talep etme hakları ise ellerinden alınmış durumda.

“Bütün bu dehşetin ortasında, İsrail’in işgal ordusu işçilere türlü zarar vermekten de geri durmadı. Özellikle de Gazze’den İsrail’e çalışmaya giden işçilere…” diyor Saeed, “Evlerine dönmelerine izin verilmiyor, iş yerlerinden atıldılar ve hiçbir barınma imkânları olmayan Batı Şeria’ya transfer edildiler. Üstelik fiziksel olarak saldırıya uğradıktan ve para, kimlik, İsrail’e giriş belgesi gibi kişisel eşyalarına el konduktan sonra transfer edildiler.”

Saeed Filistin Sendikaları Genel Federasyonu’nun, yakınlarıyla iletişim kuramayan endişeli ailelerden binlerce arama aldığını söylüyor. “Bize söylenen, bir sürü işçinin Kudüs’ün kuzeyindeki Anatout askeri kampında, insanlık dışı ve aşağılayıcı koşullarda rehin tutulduğu. Federasyonumuz [PGFTU] işçilerin serbest bırakılmasını ve güvenli şekilde ailelerine dönmelerinin sağlanmasını talep ediyor. Uluslararası sendikalara, iş arkadaşlarımıza ve yoldaşlarımıza sesleniyoruz. Filistinli işçilere yapılan bu adaletsizliğe karşı bize destek olmalarını ve dayanışma göstermelerini bekliyoruz. Uluslararası Kızılay’ın acilen Anatout kampını ziyaret etmesini ve işçilerimizin durumunu kontrol etmesini talep ediyoruz.”

İddialara göre bazı işçiler Batı Şeria kontrol noktalarına götürülüp bırakılmış, bu işçiler yakın şehirlere sığınmış. Pek çok işçi ise güvenlik endişesiyle İsrail’den kaçarak Batı Şeria’ya doğru gitmiş.

Filistinli işçilerin gözaltında tutulması yasa dışı olabilir. Gisha gibi İsrail’deki Gisha gibi insan hakları örgütleri, devlet yetkililerinin işçilerin yerlerini ve durumlarını açıklanması için talepte bulunuyor.

Ekonomik Bağımlılık

2017 yılında İsrail hükümeti, 1967’den binlerce sayfalık transkriptin gizliliğini kaldırdı. İsrail’in Gazze Şeridi’ni, Golan Tepeleri’ni, Sina Yarımadası’nı ve Batı Şeria’yı ele geçirdiği Altı Gün Savaşı’nın (5-10 Haziran 1967) ardından bu yeni topraklarla ne yapılacağı uzun uzun tartışıldı. Gizliliği kaldırılan belgelere bakan Dr. Omri Shafer Raviv, İsrail liderlerinin ele geçirilen topraklarda yaşayan nüfusu, İsrail’e Filistinli işçi getirerek kontrol altına almaya karar verdiğini söylüyor.

Çalışma izni sistemi Filistinli işçilere geçici bir ekonomik rahatlama veriyor olabilir. Ancak aynı zamanda İsrail’in ucuz iş gücüne erişmesini ve İsrail’e bağımlı hale getirdiği Filistinliler üzerinde daha derin bir kontrole sahip olmasını sağlıyor. Çalışma izni sistemi ile Gazze’nin ekonomik gelişimini, halkın kaynaklara ve ticarete erişimini imkânsız kılan İsrail ablukası, Gazze’deki Filistinlileri ekonomik açıdan tamamen İsrail devletinin hükmü altında tutuyor.

İçinde olduğumuz dönemden önce de Filistinli işçilerin hareket özgürlüğü kısıtlanmış durumdaydı. İsrail’e geçmeye çalışan işçiler kontrol noktalarında sık sık sorgulanıyor, vardiyalarına geç kalıyor veya tamamen kaçırıyor, dolayısıyla günlük ücretlerini kaybedip maddi olarak zor durumda bırakılıyorlardı. Filistin ticareti her aşamada İsrail sınırlarından ve kontrol noktalarından geçerek yapılmak zorunda. Bu uygulama çok yüksek lojistik maliyetleri yaratıyor ve pek çok Filistinli iş yerini kapanmaya zorluyor.

Başvuranlar arasından çalışma izni alabilen az sayıda işçi, kaza riskinin çok yüksek olduğu iş kollarında çalışıyor ama yasal rücu hakkına veya sağlık hizmetlerine erişemiyor. İşverenler Filistinli işçilerin en temel haklarından mahrum olduklarının ve onları koruyan hiçbir mekanizma olmadığınn farkında. Dolayısıyla işçiler çoğu zaman kötü muameleye maruz kalıyor.

İşçilerin şu anki durumu, Filistinlileri sürekli sınayan zorlukların bir yansıması olarak görülebilir. Katlanmak zorunda bırakıldıkları ekonomik sıkıntılar, güvencesizlik ve sömürü şunu sert ve berrak bir şekilde hatırlatıyor: Gazze üzerindeki abluka ve tüm İsrail işgali derhal sona ermeli.

Çeviren ve Düzenleyen: İrem Az


[i] Taj Ali’nin kaleme aldığı yazının İngilizce orijinali için bkz: “‘We don’t know if they are dead or alive’: The Missing Palestinian Workers” Tribune, 23 Ekim 2023. https://tribunemag.co.uk/2023/10/we-dont-know-if-they-are-dead-or-alive-the-missing-palestinian-workers.

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler