spot_img
spot_img
Ana SayfaYazıHem Başkan, Hem İşçi, Hem Direnişçi - M. Görkem Doğan

Hem Başkan, Hem İşçi, Hem Direnişçi – M. Görkem Doğan

Sendikal hareket neoliberal zorbalık karşısında yeterli direnci gösteremediği doksanlardan beri zor zamanlardan geçiyor, durumu giderek ağırlaşıyor. Son dönemde her türden hak arama çabasını yasadışına itme potansiyeli olan OHAL uygulamaları işçi örgütlerini iyice sessizleştiriyor. Bununla birlikte Türkiye’nin yaşadığı büyük toplumsal dönüşüm işçileşme sürecini de derinleştiriyor. İşçilerin kimi zaman canlarına dahi mal olan kötü çalışma koşullarına karşı sessiz öfkesi birikiyor. Bu biriken öfke tıpkı Richter ölçeğinde dörtten küçük sarsıntılar gibi toplumun kırık fayları boyunca kamuoyunun yeterince fark etmediği pek çok küçük sarsıntı yaratıyor. Son yıllarda bir işçi direnişine sahne olmayan OSB kalmadı dense yeridir. Kanunlarda yazan en temel haklarını almak için bile işçiler işyerlerinin önünde bazen bir kişi bazen yüz bir kişi direniyor. Büyük ölçekli depremlerin olasılığının işaretini veriyor.

Yerleşik işkolu sendikaları bu öfkeyi biriktirmek noktasında yetersiz kaldı. Doğrudan doğruya sınıf ihaneti diye nitelenebilecek tavırlar içinde olanlardan bahsetmiyorum üstelik. Pek çok bilinçli işçi bu öfkenin biriktiği küçük işyerlerine sendika sokmayı denedi ama kar zarar hesabında ekside kaldıkları için yerleşik işkolu sendikalarının ilgisi ve desteğini yeterince göremediler. Hiç dememek için yeterince diyoruz. Kartal Gebze hattındaki depolarda çalışan işçiler de bu durumdaydı. Kötü, sağlıksız çalışma koşulları sürekli işten çıkarmalar, direnişler ve sendika arama çabalarıyla geçen yıllardan sonra, noter şartının da kalkmasıyla kendi sendikalarını kurabileceklerini düşündüler.

Başta Murat Bostancı olmak üzere DGD SEN’i kuran bu arkadaşların hikâyeleri, kendi göbeklerini kendileri kesmeye karar verince benzer durumda olan pek çok işçiden farklı hale gelmiş oldu. DGD SEN’in mayası MİGROS depodaki mücadele esnasında tuttu. Kurucu arkadaşların hepsi de az çok bedel ödedi, sendikal sebeple işsiz kalmak hayatlarının bir parçası oldu. Başka depolara girdiler oralarda sendikal faaliyet yürüttüler. Yaptıkları iş zordu, yılmadılar. Bir daha bir daha baştan başlamaktan usanmadılar, ama asla en baştan, sıfırdan, başlamadılar. Her mücadele, her deneyim DGD SEN’e güç kattı. Tam da bu yüzden BOMİ’den atıldığında DGD SEN genel başkanı Murat Bostancı işyerinin önünde direnişe başladı.

Sendika genel başkanlarının, o da bazılarının, direniş örgütlemesine alışkınız. Bizzat kendilerinin direniş yapmasına değil. Bunun pratik bir sebebi var Murat bir depo işçisi hep de öyleydi, sendikacılığı da başka bir kariyer olarak görmüyor. Genel başkanlığı görev olduğu için yapıyor, işçilikten kurtulmak için değil. Zaten DGD SEN tüzüğü profesyonel sendikacılık noktasında çok çekinceli bir metin. Türkiye’de hem kırkların ikinci yarısında hem de sonrasında yeni kurulan mücadeleci sendikaların yönetim kurulu üyeleri ve genel başkanlarının işsiz kaldığı örnek çoktur, çoğu başka işyerlerine geçip mücadeleyi sürdürmüştür. Tabi o zamanlar bu türden direniş yöntemi de yoktu karşılaştırmak pek doğru olmayabilir ama bir genel başkanın bu defa işi için direnişe geçmesi hem sendikal hareketin şu anki durumuna dair bize bir şeyler anlatıyor hem de DGD SEN’in anti bürokratik tavrını ortaya koyuyor. Murat Bostancı tarihe geçiyor.

Tabi ki sendikalar toplu sözleşme yapmak, hak ihlalleri olduğunda işçinin en büyük gücü olan üretimin durdurulmasını örgütlemek için kurulmuş örgütler. Grev kolay bir iş değildir, öncü işçilerin cesareti yetmez sınıf dayanışmasıyla işçilerin büyük çoğunluğunun doğrudan eyleme katılmasının sağlanmasını gerektirir. İkna gücü ve kapsayıcılık gerektirir cüretin yanında. Ülkemizde sendikal hareket gelinen noktada ne yazık ki bu türden grevler örgütleyebilecek cesamette pek gözükmüyor. Sınıfsal fay hatlarındaki bir büyük deprem “Metal Fırtına” dışında Kavel’den başlayıp Zonguldak madencilerinin son büyük kalkışmasına uzanan o zincir çok zamandır halkasız kaldı. İşçi hareketinin belleği bugünlerde bu işyeri önü direnişlerinde canlanıyor, diğer işçilere aktarılıyor ve kamuoyunda bir duyarlılık oluşturmaya çalışılıyor. AVON’dan sonra BOMİ’de bu kez genel başkanıyla direnen DGD SEN bu hattı bir kademe daha yukarı taşıyor.

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler