Aliağa Tüpraş Rafinerisi’nde Petrol-İş Sendikası’na üye olan 22 işçinin hukuksuzca, keyfi olarak işten çıkarılmasının ardından işçiler direnişe geçti. Direniş sürerken Petrol-İş Sendikası Aliağa Şube Başkan Yardımcısı Gökhan Karataş ile konuştuk.
Süreç nasıl başladı?
2017, 2018’li yıllardan beri süregelen süreçte her sözleşme dönemi Tüpraş’ta işten çıkarılması düşünülen arkadaşların listeleri devamlı kulaktan kulağa bir şehir efsanesi gibi söylenilen bir durum haline gelmşti. Ama Aliağa şubesi olarak 2 Ekim 2021 tarihinde yeni seçilen şube başkanları olarak bizim süreçten haberimiz, bilgimiz yoktu tabii. 2022 yılı toplu iş sözleşmesi süreci başladı Tüpraş’ın. Mart-Nisan aylarında bir sözleşme sonrası Mayıs ayında da bu TİS sonrası işten çıkarılması düşünülen arkadaşların listesi şubemize iletildi. Bu liste 27 kişiden oluşuyordu. Listenin içinde engelli arkadaşlarımız ve kadın arkadaşlarımız da vardı. Öncelikle listenin nasıl, ne şekilde oluşturulduğunu sorduk. İşveren kendince sebeplerle, bahanelerle bu arkadaşlarla çalışmak istemediğini dile getirdi. Biz de genel merkezimizden aldığımız talimatlarla önce listenin içeriğinin ne olduğunu, arkadaşların neden bu listeye yazıldığını sorun, sordurun, arkadaşlarınızla konuşun, öğrenin demeleri üzerine, 27 arkadaşımızı şubemize davet ettik. Kendileriyle yüz yüze süreçle ilgili hem bilgilendirme hem de boyutuyla ilgili bilgilendirdik. Bahanelerin neler olabileceğini, ne yaşadıklarını bize anlatmalarını istedik. Bakıldığı zaman da herhangi bir yüz kızartıcı suçun olmadığını, elle tutulur bir olayın olmadığını öncelikle anladık. Bizim içimizi rahatlatan ve elimizi güçlendiren de bu oldu. Sonrasında daha detaylı bilgiler adına arkadaşlarla çeşitli toplantılarımız oldu.
Tabii sendikacılık masabaşında arkadaşların sadece hakkını, hukukunu, imkanlarını sağlamakla olmuyor. Bazen mücadeleyi sokaklara, alanlara, meydanlara taşımakla oluyor. İşverenle yaptığımız çok sayıda toplantılarda bunu kabul etmediğimizi dile getirdik. Arkadaşlarımızın işten çıkarılmaları için herhangi bir sebep olamayacağını dile getirdik.
İşverenin tutumu ne yönde?
Türkiye’de toplam 4 tane Tüpraş, birisi de bizim Aliağa bölgemizde bulunan. Kırıkkale, Batman ve Kocaeli’de de 3 tane var. İşveren tutumu listeler insanları, kardeşi kardeşe kırdırmış; şefine, başmühendisine, müdürüne fişletilmiş bi durum gibi. Çünkü liste çok içsel bilglere sahipti. Vardiyalarında uyumsuzluk yarattıklarını düşündükleri, toksik çalışan denilen, vardiya bütünlüğünü bozan, aşırı rapor alan, sosyal medya paylaşımlarında Tüpraş ve ailesine yönelik küfürlü yorumlarda bulunduğunu iddia eden işveren, bakıldığında oraların bu boyutta olmadığını, yönetilebilecek boyutta olduğunu gördük. İşverenle toplantılarda da bunları hep dile getirdik. Burası Tüpraş, Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşu. Çok tehlikeli işler sınıfında olan bir yerde daha çok kalifiye insan emeğine ihtiyaç var. O sebeple çalışılması için rapor istenerek insanlara burada işbaşı yaptırılıyor. Burada yapılacak en ufak hatanın çok uç noktalarda, çok büyük yangınlara sebep olduğu, bu durumu birebir yaşayan insanlardan biri de benim. Kendi çalıştığım ünitede çok defa yangın çıktı. Eğer ki tecrübeli insanlar bu yangınlara müdahale etmeseydi daha büyük boyutlarda yangınlara hatta ünitelerin yok olmasına kadar gidebilirdi. O yüzden burada kalifiye insan kolay yetişmiyor, belli bir zaman alıyor. O yüzden bu insanları işe alması zor, ama kaybetmenin bu kadar kolay olmaması gerektiğini işverene defalarca dile getirdik.
22 işçinin işten çıkarıldığı Aliağa Tüpraş Rafinerisi’nde işçilerin direnişi sürüyor!#KendineGelKoç diyerek işten çıkarılan 22 işçi arkadaşı için direnişe geçen Petrol İş Sendikası üyesi işçiler mutlaka kazanacak! pic.twitter.com/4gxqfdgAvS
— Umut-Sen İzmir (@umutsenizmir) June 1, 2022
Bizim mücadelemiz ilk günden bu güne hala aynı kararlılıkta. Biz diyoruz ki her arkadaşımız için biri de bir, bini de bir. Yani 27 kişiden herhangi bir arkadaşımızı ayırmak gibi bir lüksümüz yok. Burada sendika yönetcleri olarak olarak o dik duruşu sergileyen insanlarız. Ağzımızdan ne çıkıyorsa üyelerimizle aynı şeyleri konuşup paylaşıyoruz. Kapalı kapılar arkasında farklı bir söylem, süreci farklı bir yönetme kültürümüz yok. Çünkü Aliağa’nın kültüründe mücadele vardır, geçmişinde onur vardır, gurur vardır, haysiyet vardır. Çok büyük eylemlere şahit olmuştur Aliağa halkı. Aliağa küçük bir işçi kentidir, birçok işletme vardır. Burada çok insan işçidir.
Bu sabah diğer fabrikalardan çok sayıda işçi desteğe gelmişti. Yarın da bir eylem olacak, buna dair çağrınız var mı?
Aliağa’da mücadele kültürü her zaman Türkiye’ye örnek olmuştur. Bu örnek olduğu lokomotif, bazı zaman unuttuğumuz, bazen mücadele ruhumuzu kaybettiğimizi düşündüğümüz anlarda Aliağa işçisinin neler yapabildiğini öncelikle Aliağa’ya sonra İzmir’e sonra da tüm Türkiye’ye gösterdiğimizi düşünüyoruz. Sağ olsun Star işçisi, sağ olsun Petkim işçisi sağ olsun Ravago, Air Liquide, Saybolt, Soluferd işçisi diyorum. Çünkü tüm işletmelerimiz eyleme çıktığımız günden beri inanılmaz bir destek halindeler. Gerek yürüyüşlerde gerek kortej eşliğinde buraya geldiler, bizimle sloganlar attılar. Süreci de hep birlikte el ele kol kola yürütüyoruz. Sosyal medyadan da desteklerini gösteriyorlar. İyi ki varlar, iyi ki Petrol-İş Aliağa şubesi üyesiyiz.