spot_img
spot_img
Ana SayfaEtkinliklerÇağrımızdır : MÜCADELE İÇİN BİR YOL VAR

Çağrımızdır : MÜCADELE İÇİN BİR YOL VAR

30 Eylül günü konfederasyon üyesi, bağımsız sendika ayrımı yapmadan mücadeleci sendikaların yöneticilerinden; sendikalı sendikasız ayrımı yapmadan işyeri, meclis, birlik, komite çalışmaları yapan işçilerden; iş cinayetlerine karşı mücadele eden inisiyatiflerden temsilcilerin kürsüyü kullanacağı, emekçilerin giderek derinleşen krize karşı kendi siyasal tutum ve yönelimlerini ifade edecekleri ve mücadele zeminlerini/hattını tanımlayacakları, mücadelenin koordinasyonunun/merkezinin nasıl oluşması gerektiğine dair somut önerilerini söyleyecekleri bir işçi forumunu “ReddetDirenÖrgütlen” şiarıyla Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi’nde gerçekleştireceğiz.
Forum kararını krizin ilk işaret fişeği çakıldığında aldık. Geride bıraktığımız bir ay krizin cesameti konusunda ipuçları verdi ve bu böyle de devam edecek gibi görünüyor. AKP, Saray, MHP, TÜSİAD, MÜSİAD, USİAD, TOBB, TİSK, MESS ve benzeri sermaye parti ve kurumları tek bir parti gibi davranarak, “Aynı Gemideyiz”, “Dolara dışarıdan operasyon çekiliyor” gibi argümanlar üzerinden krizi yaratan gerçek sorumlular kendileri değil gibi davranıyor, suçu dış güçlere, “güçlenen” Türkiye’nin ayağına çelme takmak isteyenlere atıyor. Neredeyse yazılı, görsel, işitsel tüm medya araçlarını kontrol eden bu güçler, işçi sınıfı ve emekçi halkımıza kendi yarattıkları krizin faturasını yıkmak için seferber olmuş durumda. Vatan, millet, bayrak, din, iman, devletin bekası gibi emekçi kesimler için değer olduğunu düşündükleri her tür söylemi propagandayla zihinlerimizi ele geçirmek için kullanıyorlar. Eğer krizin faturasının ağırlıklı kısmını işçi sınıfı ve emekçi halka yıkabilirlerse aralarından üç beş sermayedar iflas edecek, daha büyük sermaye sahipleri onları ucuza kapatacak; krizden karlarını, servetlerini artırarak çıkacaklar ve işçiler, emekçiler daha da yoksullaşacak.
Eğer bizler, işçi sınıfı ve emekçi halk, tüm eksikliklerimizi, farklılıklarımızı kenara bırakarak emeğimiz ve geleceğimiz için bir araya gelir, kısaca “Sizi reddediyoruz, sizin hesaplarınız ve yalanlarınız karşısında direnişi seçiyoruz” der ve çocuklarımızın, ülkemizin geleceği için örgütlenmeyi seçersek durum değişmeye başlar. Karşımızdaki düşman ne kadar örgütlü ve büyük olursa olsun bizler bu ülkedeki her tür değeri üretenler olarak bu değerleri daha da büyütmek, eşitlikçi, kamucu bir düzen kurmak için küçük bir adım bile atsak “Sermayenin Cephesi” titremeye başlar.
Şimdi bizim EMEĞİN CEPHESİ’ne ihtiyacımız var. Şimdi, işçi sınıfı ve emekçi halkın sendikal alanda ve işçi hareketi içindeki en öncü, en mücadeleci, en örgütlü bölüklerinin yan yana gelmesi, gücünü birleştirmesi, ortak bir irade oluşturması; krize karşı mücadeleyi, direnişi, dayanışmayı ve örgütlenmeyi büyütmesi gerekir. Konfederasyon merkezlerinin patronlarca satın alındığı ya da atalete, yetersizliğe sürüklenip sessizleştiği bu ortamda, son yıllarda kesintisiz direnen sendikalar ya da işçi hareketinin içindeki komite, meclis, birlik kümeleri birbirine değmese de birbirini tanıyor. Bu noktada acilen merkezin inşası ve sonrasında da tüm yerellerin inşası gerekiyor. İşte biz 30 Eylül’de “Bu fikri hep birlikte nasıl mümkün kılarız?” üzerine bir araya gelmeye çağırıyoruz.
Umut-Sen emeğin hakları konusunda ilkeli, tavizsiz bir mücadele yürüttü bugüne kadar. Eksik, yanlış gördüğümüz her şeyi ve herkesi eleştirmeye çalıştık ayrımsız. Çoğu insana sevimsiz görünen tavrımız bizim de bulunduğumuz işçi dünyası içinde bize “Az yapıyoruz, az söylüyoruz” duygusunu hep yaşattı, yaşatmaya devam ediyor. Ancak, şimdi içinde olduğumuz dönemde artık etkisiz muhalefet odaklarını eleştirmek için harcadığımız az zamanı da işçilerin, emekçi halkın ortak hareketini yaratmak için ayırmaya karar verdik. Bizlerin işçi sınıfının güncel çıkarlarından daha özel bir çıkarı olmaz, olamaz. Bu anlayışla tüm dostlarımızı foruma katılmaya, katkı sunmaya çağırıyoruz.

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler