Her gün binlerce hasta sayısı yayınlanırken bir yandan corona önlemleri devlet tarafından esnetiliyor. Karantina süreleri azaltılıyor, HES kodu zorunluluğu kaldırılıyor ve daha birçok kural değişikliklere rağmen hala halkın mağduriyeti sürüyor. Bunlara bir örnek ise Kocaeli Çayırova’da pcr testi negatif olmasına rağmen aynı evde yaşadığı eşi ve babasının pozitif olmasıyla karantinaya alınan bir kadının ve ailesinin temel ihtiyaçlarına ulaşmasının devlet idareleri tarafından ne kadar imkansızlıştığına dair konuştuk. Kadın, Bakanlık, belediye, ilçe sağlık müdürlüğü ve hastaneyle iletişim kurduğu halde asgari yaşam koşullarını sağlamak için temel ihtiyaçlarını edinemedi.
‘İntihar mı edelim, bir çözüm yolu gösterin’
Karantina sebebiyle evde yaşayan hiçbir bireyin dışarı çıkamaması sebebiyle temel ihtiyaçlarına ulaşmak için devletin gösterdiği muhattaplara ulaşmak istediğinde Sağlık Bakanlığı’nın yönlendirdiği belediye öncelikle ihtiyaçlarını edinmesi için iban numarası verdi. Ailenin banka hesabında para olmayınca ise yapabileceğimiz bir şey yok denildi. “Ardından ben de bakanlığa şunu sordum, intihar mı edelim, ne yapalım? Bir çözüm yolu gösterin dediğimde yapılabilecek bir şey yok deyip telefonu kapattılar. Beni hemen polise ihbar ettiler.”
İki testinin de negatif çıkmasına rağmen idarecilerin çözüm üretmemesine karşılık asgari yaşam koşullarını sağlayabilmek için son olarak aradığı Kocaeli Çayırova İlçe Sağlık Müdürlüğü de bir şey yapamayız diyerek telefonu kapatıyor.
“Hayat Eve Sığar programından baktığımız zaman sosyal mesafeyi aşmamışım, temas etmemişim. Kendileri İlçe Sağlık Müdürlüğü tarafından otomatikmen bizi riskli gösterip vatandaşı zor durumda bırakıyorlar. Ne ben ne çocuklarım, hiçbirimiz temas etmemişiz ve sosyal mesafeyi aşmamışız.”
COVID olmasaydınız!
Bunların ardından daha çözüm bulamamışken bu kez evdeki çocuklardan biri şiddetli bir baş ağrısıyla uyandı. Sağlık Bakanlığı İlçe Sağlık Müdürlüğü, hastaneye gidebilmek için bu kez de talep edilen aracı sağlamadı. Üzerine “araç temin edemeyiz covid olmasaydınız” diyerek telefonu kapattı.
“Bu sefer ALO 184 Sağlık Bakanlığı hattını aradım. Ambulans yönlendirdiler. Ambulans yetkilileri ‘Çocuğu alıp getirsek bile COVID’li birimine bırakıp döneceğiz’ deyince ben de riskli durumdayım, dışarı çıkamıyorum, çıksam bile biz oradan neyle döneceğiz dedim. ‘Bırakıp döneceğiz, sonra İlçe Sağlığı arayın’ dediler. Zaten onları az önce aradığımda ‘COVID olmasaydınız’ dedi. Onun için ben bu şekilde gidemem, İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne güvenip de yola çıkamam dedim, oradan dönemediğimizde üzerimizdeki risk kalkmadan hastanenin kapısında dilenci olarak bekleyecek miydik. Yine ‘yapabileceğimiz bir şey yok’ cevabını aldım. Bana imza attırmak istediler, çocuğumu hastaneye götürmeyeceklermiş ama geldiklerine dair imza atacakmışım. Atmadım. Çocuğuma bir şey olduğu zaman bu riski göze alamam, imza atmam dedim. Ambulans yetkilileri de tamam o zmn dedi çocuğumu bırakıp gitti.”
‘Yolunda giden hiçbir şey yok’
“Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil miyiz? Biz bu devlete vergi ödemiyor muyuz, neden biz mağdur ediliyoruz? Bu COVID dolayısıyla birçoğumuz böyle mağduriyet yaşıyoruz. Sağlık Bakanlığı artık buna çıkıp da bir dur desin. Her şey yolunda gidiyor zannediliyor ama aslında yolunda giden hiçbir şey yok. Hep vatandaşımızı zor durumda bırakıyorlar, aynı benim yaşadığım gibi.”
