spot_img
spot_img
Ana SayfaKadın- LGBTİKaybedilenlerin hesabını kalanlar soracak! - Düşün Altuntaş

Kaybedilenlerin hesabını kalanlar soracak! – Düşün Altuntaş

Düşün Altuntaş

İçinde bulunduğumuz cinsiyetçilik ve sömürü düzeninde kadın cinayetleri artarak devam ediyor. Kadınlar erkekler tarafından katlediliyor. Sömürü ilişkilerine içkin olarak inşa edilen erkek egemenlik ve erillik evde, çalışma koşullarında, sokakta yeniden ve yeniden üretiliyor. Bir yandan emek sürecine daha hızlı ve daha kötü koşullarda dâhil olan kadınlar, diğer yandan bu koşulların parçası olan erkek egemenlikle ve erillikle mücadele ediyor.

Kadınlar sadece erkekler tarafından öldürülmüyor. Sömürü ve mülkiyet ilişkilerinin hem ekonomik hem de politik olarak yeniden üretiminde cinsiyetçiliğin bin yıllardır iş gördüğü bu düzenin kıskaçlarında, kadınlar kendilerine alan tanındığı ölçüde yaşayabiliyor. Türkiye’de ise kadınlar bizzat devlet eliyle, failleri cezasız bırakan politikalar, gerçek dışı ve niteliksiz önlemler, İstanbul Sözleşmesi’ne ve 6284 sayılı yasaya karşı saldırılar ve bunlara hukuki kılıf uyduran yargı yoluyla öldürülüyor.

Kırıkkale’de çalıştığı iş yerinden ayrılan Birgül Dilek patronun işe dönüp çalışması isteğini reddedilince sokak ortasında av tüfeği ile vurularak öldürülmüştü. Kölesi sanıldığımız hırsız ve katil patronlar… Sizi biliyor, tanıyoruz.

Başak Cengiz, sokakta tanımadığı bir erkek tarafından samuray kılıcı ile öldürüldü. Sadece erkek olduğu için sahip olduğu ayrıcalığa duyduğu güven ile, düzen içinde yıkılmaz sandığı erkekliği ile ve sırf keyfi istediği için öldüren, saldıran ve taciz eden erkekler… Sizi biliyor, tanıyoruz.

Üniversite okumak için Türkiye’ye gelen Gabonlu öğrenci Dina, Karabük’te aylarca çok sayıda erkeğin tacizine maruz kaldıktan sonra öldürüldü. Dina’nın ölümünde hem kadın düşmanlığının hem de ırkçı reflekslerin etkili olduğu açıkken ve mahkeme salonunda Dina’nın annesi ve avukatlar tarafından Dina’nın ırkçılığa maruz kaldığı belirtilmişken, “Türkiye’de ırkçılık yok. Annesi neden almamış o zaman burdan?” diyen, ‘kadın cinayeti’ demekten imtina eden, hayatta kalabilmek için öldürdüğümüzde ise meşru müdafaa saymayan eril ve ırkçı yargı…  Seni biliyor, tanıyoruz.

Kadın cinayetlerinin yanı sıra nerede olduğunu bilmediğimiz, kaybedilen yüzlerce kadın var. Erkekler tarafından zarar verildiğini, öldürüldüğünü bildiğimiz kadınlar… Devlet üstüne düşen sorumlulukları yerine getirmediği için, kadınları bulmak için kılını dahi kıpırdatmadığı için kaybedilen kadınlar…

O kadınlardan biri Gülistan Doku. Üniversite öğrenimi gördüğü Tunceli’de 4 Ocak 2020’de kaybolmuş ve halen bulunamadı. Gülistan’ın kayboluşundan sorumlu olan Zaynal Abakarov tüm şüphelere rağmen serbest bırakılarak kayıplara karıştı. ‘Gülistan için yeni bir veri yok’ denilerek yeterli araştırma yapılmamış 4 yıldır genç bir kadın bulunmamıştır. Gülistan, sadece şüpheli olan Zaynal Abakarov tarafından değil, bizzat devlet eliyle önemsenmeyerek ve aranmayarak yitirilmiştir.

Sizi tanıyoruz! Tarihten, sokaktan, iş yerinden, mahkeme salonlarından, hukukunuzdan, göstermelik meclislerinizden, söylemlerinizden ve kuşattığınız daha birçok mecradan biliyoruz. Katledilen ve yitirilen kadınların hesabını sormak ve yaşamak için tek yolumuzun örgütlenmek olduğu da biliyoruz. Öfkemizi kuşandık. Bu sene de meydanlarda ve ablukalarda yaşamak istediğimizi haykırarak isyanımızı büyütüyoruz.

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler