Koronovirüs işçiler açısından iş kazasıdır. İş kazasının sosyal güvenlik hukuku ve tazminat hukuku açısından sonuçları farklıdır. İş kazası, sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hale getiren olaydır. İş kazası ani bir olaya bağlı olarak olabileceği gibi etkisini belirli bir süre sonra gösteren bir olay da olabilir.
İşverenin kusurunun olmaması halinde işveren iş kazasından sorumlu olmaz. Ancak bu Sosyal güvenlik hukukunun devreye girmesine engel değildir. Benzer durumu Yargıtay iş kazası olarak kabul etmiştir.
Bu durumda iş kazası sigortasından sigortalı veya hak sahiplerine geçici iş göremezlik, %10 ve üzeri işgücü kaybında sürekli iş göremezlik ve sigortalının ölümü halinde hak sahiplerine herhangi bir prim ödenmiş olması veya sigortalılık süresine bakılmaksızın gelir bağlanır.
İşçinin koronavirüse yakalanmaması için işyerinde teknolojinin olanaklı kıldığı her türlü önlemi almayan işveren kusurludur.İşçiye işgücü kayıp oranı sıfır dahi olsa manevi tazminat ödemesi gerekir. İşgücü kayıp oranı sıfırdan büyük olduğu her durumda maddi tazminat ödemelidir.
İşgücü kayıp oranı sigortalının koronavirüs nedeniyle çalışma yetenek ve becerilerini eskisi gibi yapabilmesi için kalıcı bir şekilde fazladan efor harcamak zorunda kalması halinde bu fazladan harcanan efordur.
İşgücü kayıp oranını SGK belirler, SGK yüksek Sağlık Kurulu itiraz yeridir. Bu kurulun kararlarına karşı da dava açılabilir.
*Bu yazı, Murat Özveri’nin kişisel sosyal medya hesabından yapmış olduğu paylaşımların derlemesidir.
Murat Özveri:
ın derlemesidir.