spot_img
spot_img
Ana SayfaGüncelAsgari ücretli yoksullaştı mı?

Asgari ücretli yoksullaştı mı?

Birleşik Metal İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM) tarafından hazırlanan Enflasyon ve Hayat Pahalılığı Ekim 2017 Dönem Raporu’nun sonuçlarına göre asgari ücret geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 7.9 artış göstererek AGİ (Asgari Geçim İndirimi) dâhil 1404 lira seviyesinde buna karşın ekim ayı enflasyon oranı resmi olarak yüzde 11.9 olarak gerçekleşti. Asgari ücret geçtiğimiz yılın aynı ayına göre enflasyon karşısında alım gücünü yüzde 3.8 seviyesinde kaybetti. Aylık alım gücü kaybı ortalaması yılın ilk 10 ayı için yüzde 2.9 olarak gerçekleşti.

Asgari ücretli, yüksek enflasyon oranları karşısında, her ay bir önceki yılın aynı dönemine göre alım gücü kaybı yaşamaya devam etti. Enflasyon karşısında asgari ücretli geçtiğimiz yılın aynı dönemine (ocak-ekim) göre reel olarak 413 TL daha az gelir elde etti.

BİSAM’ın farklı gelir grupları için yaptığı enflasyon hesaplamasına göre:
Ekim 2003-Ekim 2017 dönemleri arasında genel TÜFE yüzde 213 artış gösterirken bu oran;

  • Düzenli ücretlilerde yüzde 232,
  • Yevmiyeli çalışanlar için yüzde 245,
  • Emekli aylığı ile geçinenlerde yüzde 237,
  • Nüfusun en yoksul yüzde 20’lik kesiminde yüzde 241 oldu.
  • En zengin yüzde 20’lik dilim için ise enflasyon yüzde 228 olarak gerçekleşti.

BİSAM tarafından Ekim 2003-Ekim 2017 dönemlerine göre gizli yoksullaşma oranları hesaplamalarına göre, son 14 yıllık dönemde (Ekim 2003-Ekim 2017) gizli yoksullaşmayı en yoğun olarak yaşayanlar, işteki duruma göre yüzde 10.3 ile “Yevmiyeliler”, mesleğe göre yüzde 8.9 ile “Nitelik gerektirmeyen işlerde çalışanlar”, temel gelir kaynağına göre yüzde 9.5 ile “Diğer Transferlerle Geçinenler” oldu. Enflasyon nedeniyle yaşanan gizli yoksullaşma, en yoksul yüzde 20 için yüzde 8.8 seviyesinde gerçekleşti. Buna karşın en zengin yüzde 20 için gizli yoksullaşma yüzde 4.7 oldu.

SONUÇ

Enflasyondaki hareketler doğrudan doğruya alım gücüne etki eden bir role sahip. Kişinin kendi yaptığı harcama kalemlerindeki fiyat artışları (enflasyonu) ile resmi Tüketici Fiyat Endeksi arasındaki fark istatistiklere yansımayan bir yoksulluğa neden olmaktadır. Aynı zamanda sepete her yıl müdahaleye olanak tanıyan yöntem, sonuçların güvenilirliği açısından soru işaretlerine neden olmaktadır. Dar gelirli için ağırlığı son derece önemli olan kira ve gıdanın, sepetteki ağırlığının sistematik olarak azalması enflasyon verileri üzerinden yaşanan tartışmaları artırmaktadır. Ayrıca yüksek enflasyonlu günlere geri dönüş yaşandığı bu dönemde ücret kayıpları derhal giderilmelidir. Bu nedenle;

  1. Ücret artışlarında dar gelirlileri dikkate alınacak ayrı bir endeks oluşturulmalıdır.
  2. Toplum tarafından yaygın olarak kullanılmadığı halde, yüksek değer taşıdığı için enflasyonu önemi oranda etkileyen ürünlerin mal sepetindeki ağırlığı gözden geçirilmeli, teknolojik gelişmeye koşut olarak fiyatları sürekli olarak gerileyen ürünler, sepetten çıkartılmalıdır.
  3. Her türlü sübjektif müdahaleye açık olan yıllık sepet değişiminden vaz geçilmeli. Sepetteki değişiklikler 3’er yıllık dönemler halinde gerçekleştirilmelidir.
  4. İstatistik konseyinin kapsamı genişletilerek emek örgütlerinin katılımı ve denetimi sağlanmalıdır.
  5. Hükümetin TÜİK’e müdahalesi anlamına gelecek yaklaşımlardan ve söylemlerden uzak durulmalıdır.
  6. Enflasyon hesaplamasında araştırma kapsamında belirtilen unsurlardan kaynaklı olarak yaşanan gelir kayıpları giderilmelidir.
  7. Asgari ücrete yapılan artışın enflasyon verilerinin gerisinde kaldığı görülmektedir. Yıl sonu tahminleri de bu durumun süreceğini göstermektedir. Bu nedenle yaşanan kayıplar derhal giderilmelidir.
spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler