spot_img
spot_img
Ana SayfaManşetSuç ortaklığı

Suç ortaklığı

M. Onur Koçer

Sıklıkla karşılaştığımız “kamu-özel iş birliği” modeli, herhangi bir sektörde yapılacak olan hizmetlerin, yatırımların vs. kamu ve özel sektör tarafından birlikte yapılmasıdır. İşçi sınıfı açısından ise esas anlamı şudur: Ölüm. Her yıl yaklaşık olarak 2000 işçi iş cinayetlerinde öldürülüyor. Her gün Anadolu’nun dört bir yanında; inşaatlarda, fabrikalarda, madenlerde iş cinayetleri yaşanıyor. Buna rağmen ne bir patron hakkıyla cezalandırılıyor ne işçi sağlığı iş güvenliği (İSİG) önlemleri alınıyor ne de kamu kurumları şirketlere sıkı bir denetim uyguluyor. İş birliğinin başladığı yer işte tam da burası; iştirak, yardım, yataklık… Bu, suç ortaklığından daha büyük bir “kamu-özel iş birliği” olabilir mi?

Bu iş birliği, rödovans sistemi dolayısıyla madenlerde aşikâr biçimde karşımıza çıkar. Yasa gereği madenler kamunundur, satılamadığı için de işletmesi belirli süre için şirketlere verilir. Şirketler inanılmaz düzeyde teşvikler alarak madeni işletir. Ciddiyetli bir denetimin olmaması, maden patronlarının pervasızca işçilerin can güvenliğini hiçe sayan bir çalışma rejimi inşa etmesine olanak sağlar. Ne de olsa madenciliğin fıtratı bu…

2022 yılının Ekim ayında Amasra’da Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) ait olan bir madende 42 madenci öldü, 12 madenci ise yaralandı. Bu katliamın soruşturma dosyasına giren bir tutanağa göre, 470 işçinin yapması gereken işin 160 işçiye yaptırıldığı ortaya çıktı. 301 madenciyi yitirdiğimiz Soma Katliamında ise, planlanan ve taahhüt edilenin 2,5 kat üzerinde kömür üretimi yapılıyordu. Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) planlananın üzerinde üretim yapıldığını bilmesine rağmen buna göz yumdu. Soma’da, Ermenek’te, Amasra’da, Siirt’te, Denizli’de, tüm madenlerde yaşananlar aynı. Ne Soma ne Ermenek davasında tutuklu kimse kaldı; öldürülen madencilerin avukatları haricinde.

İSİG önlemleri almamak ile madenciyi planlanandan 2,5 kat fazla çalıştırmak arasında zorunlu bir ilişki var. İSİG önlemleri alındığında hiçbir işçi, patronları tatmin edecek düzeyde “performans” gösteremez. İSİG önlemleri bir patron için işi yavaşlatan, işçinin performansını düşüren, işin maliyetini arttıran uygulamalardır. Bu sebeple bir madencinin canının bedeli olarak 8 gün hapis yatacak olan bir patron için İSİG uygulamalarıyla işi yavaşlatmak gereksizdir. Sonuçta şirketler için işçinin canı da bir maliyet hesabına, kâr-zarar denklemine tabiidir. Maden sektörünün tüm sektörler içerisinde net satış kârlılığında yıllardır birinci olmasına bir de buradan bakmak gerek. Bu ekonomi, bu kâr oranları emek sömürüsünün olduğu kadar madencinin kanı üzerinde de yükselir.

Yazının başında bahsettiğim iş birliğinin, suç ortaklığının üçüncü ayağını da sarı sendikalar oluşturuyor. Endüstri ilişkilerinin devlet-sermaye-sendikadan (sarı) oluşan kutsal üçlüsü, bu eksende çalışır. Madenlerde yetkili sarı sendikalar, şirketlerin insan kaynakları birimlerine entegre biçimde, patronların sözünden çıkmayan düzen aparatı kurumlara dönüşmüşlerdir. Yaptıkları toplu sözleşmeler madencinin canını, hakkını koruyacak maddelerden ziyade, disiplin cezalarıyla doludur. Bu anlamda sarı sendikalar madenlerde, fabrikalarda, limanlarda sömürü düzeninin teminatıdır.

Madenciliğin fıtratı kaza, madencinin kaderi ölüm değil. Kurdukları bu kanlı sömürü düzeni bu işin doğasında varmış gibi konuşsalar da biliyoruz ki ölümler ve yaralanmalar engellenebilir. Yer altında/yer üstünde çalışma hadi hadicilikle, mobbingle, yoğun üretim baskısıyla, İSİG önlemleri alınmadan devam ettiği sürece elbette madenciler çalıştıkları her an risk altında. Bu mobbinge ve baskıya karşı, madencinin canı, hakkı için mücadele eden Bağımsız Maden-İş ise devlet, sermaye ve sarı sendikaların yoğun baskısı altında bir yol açmaya çalışıyor. Kısa vadede, madenlerde denetimin arttırılması, hadi hadiciliğin ve yoğun üretim baskısının bitmesi ve İSİG önlemlerinin alınması için madencilerin örgütlü bir karşı baskı oluşturması, kelimenin gerçek anlamıyla hayati önem taşıyor. Biz de bu mücadeleyi yükseltmeyi görev bilmeliyiz. Sabırla, sebatla, kurtuluşa kadar…

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler