spot_img
spot_img
Ana SayfaYazıÖDP Başkanlar Kurulu Üyesi Alper Taş: Başkanlık dayatmasına karşı demokratikleştirilmiş bir parlamenter...

ÖDP Başkanlar Kurulu Üyesi Alper Taş: Başkanlık dayatmasına karşı demokratikleştirilmiş bir parlamenter sistem istiyoruz

Anayasa görüşmeleri ve oylamaları mecliste devam ederken, teklifin referanduma taşınması durumunda toplumun bir çok kesimden ‘hayır’ sesleri yükseliyor. Sosyalistler ‘anayasa değişikliğine hayır’ kararlarını nasıl temellendiriyor?

Cumhurbaşkanı’nın yürütmenin başı olması ve bir partiye üye olmasını sağlayacak ve toplumda ‘başkanlık anayasası’ şeklinde karşılanan pakete tepkiler büyüyor. Parlamenter sistemin yok edileceği, her türlü yetkinin tek adamda toplanacağı, şeriatın getirilmek istendiği, OHAL’in toplumu idare biçimi haline geleceği gibi gerekçelerle toplumun bir çok kesimi referandumda teklife ‘hayır’ diyeceğini ifade ediyor.

Peki bu tabloda sosyalistler ne düşünüyor? İktidar açısından ‘varlık-yokluk mücadelesi’ tespitlerinin kamuoyunda açıkça yapıldığı bir ortamda referandum sadece bir referandum mu olacak? Yine kamuoyunca sıkça dile getirildiği gibi iktidar bir rejim değişikliği yaparak gidişatı tümden değiştirmek istiyorsa sosyalistlerin bu gidişat karşısındaki Türkiye tasavvuru nedir, sosyalistler nasıl bir Türkiye istiyor? Bu kritik süreçte, kampanya birliklerinin ötesinde, sosyalist partiler ve kurumlar ‘solda birlik’ tartışmasına nasıl bakıyorlar? Tüm bu soruları ve yaklaşımları Halkevleri Genel Sekreteri Nuri Günay, Umut-Sen Örgütçüsü M. Görkem Doğan, ÖDP Başkanlar Kurulu Üyesi Alper Taş ve TKP Genel Başkanı Erkan Baş  ile konuştuk.

ÖDP Başkanlar Kurulu Üyesi Alper Taş: Başkanlık dayatmasına karşı demokratikleştirilmiş bir parlamenter sistem istiyoruz

alpertas_umutsen

Nasıl bir Türkiye sorusunun yanıtı çok geniş olacaktır. Bizim bu konuda zaten programımız ve dile getirdiğimiz düşüncelerimiz var. Esasen kısa dönemli yapılması gereken, başkanlık rejimi karşısında bir siyasal sistem ve rejim tartışmasıdır. Başkanlık rejiminin gerekçesi olarak parlamenter sistemin çöktüğü algısını yaratıp, memleketin istikrarı, aş-iş için başkanlık rejimi gerekiyor deniyor. Birincisi bu algıya karşı çıkmamız gerekiyor. Bizim başkanlık sistemine karşı anlayışımız sosyalist temeldedir. Demokrasi anlayışımız doğrudan demokrasiyi esas alır. 1871 Paris Komünü’nü, 1905-1917 öncesi sovyetleri, 1979’da Fatsa’da oluşmuş halk-direniş komitelerini, 2013 Gezi’de kurulan doğrudan demokrasiyi esas alır. Bugünkü mevcut başkanlık sistemi dayatmasına karşı ÖDP olarak demokratikleştirilmiş bir parlamenter sistemi istiyoruz. Çünkü doğrudan demokrasiyi savunuyor oluşumuz parlamenter sisteme sırtımızı döneceğiz anlamına gelmez. O demokrasinin harcında da emekçilerin mücadelesi var. Biz şimdiye kadar Türkiye’de hiç uygulanmamış bir sistem önerisi yapıyoruz. Taleplerimiz; yüzde 10 seçim barajı kaldırılsın, siyasi partiler yasası demokratikleştirilsin ve seçime gidilsin. Herkesin eşit olanaklardan yararlandığı ortamda ülkenin farklı fikirlerini temsil eden bir kurucu meclisle yeni bir anayasa tartışmasının içinde olabiliriz. Bunun ip uçlarını 1965’lerde biraz görebildik. TİP ‘in meclise 15 milletvekili ile girmesine sermaye partileri tahammül edemediği için Türkiye’de doğru düzgün bir parlamenter sistem oturmadı. Türkiye’nin ihtiyacı olan demokratikleştirilmiş parlamenter sistemdir.

‘AKP ya referandumda büyük bir yenilgi yaşayacak ya da süreç işlemeye devam edecek’

Sistem mi değişiyor, rejim mi tartışmasına sıkışmış durumda mesele. AKP rejimi değil sistemi değiştiriyoruz diyor. Peki cumhuriyet ama nasıl bir cumhuriyet? AKP inşa ettiği siyasal islamcı rejimin tıkanıklığını başkanlık sistemi ile aşmaya çalışıyor. Piyasacı, neoliberal, siyasal islamcı ideolojiyle yaşam tarzlarımızı, devleti, toplumu dizayn etmeye çalışan AKP’nin, inşa ettiği rejimi kurumsallaştırma çabasıdır referandum. AKP ya burada büyük bir yenilgi yaşayacak ya da bu süreç devam edecek.

Sosyalistlerin toplumun en geniş kesimlerine gidip, işin kolayına kaçmadan yüz yüze başkanlık sisteminin ne demek olduğunu anlatması gerekiyor. Yasama-yürütme ve yargının tek bir elde toplandığı rejimin adın faşizmdir. Hitler Almanyası, Franco İspanyası, Mussolini İtalyasında görülmüştür. AKP’nin bugün getirdiği sistemin dünyadaki bir örneği Meksika gibi anti-demokratik yerlerde bulunabilir ancak. Sosyalistlerin yapması gereken en geniş olanaklarını seferber ederek, ‘hayır’ın diğer kesimleriyle de rekabet içine girmeden kendi hayır çizgisini topluma anlatarak, hem bu siyasal islamcı rejimin yenilmesini sağlamak hem de bu siyasal islamcı rejimin karşısında eşit, özgür bir Türkiye tahayyülünü ortaya koymaktır. Mezhep ve kimlik temelinde bölünen değil; eşitlik, özgürlük ve emek temelinde yeni bir Türkiye’nin inşa edilmesini ifade eden; Türkler ve Kürtlerin eşit yurttaşlık temelinde yaşadığı, kadınların tacize tecavüze uğramadığı, doğanın sömürülmediği, bağımsız, halkçı-kamucu bir ekonomiye dayanan bir Türkiye talebini ortaya koyan bir çağrı toplumla paylaşılmalıdır.

‘Her yapı kendi tarz ve anlayışı ile ‘hayır’ı çoğaltmalı’

ÖDP olarak yapacağımız işlerin dışında Haziran Hareketi ile ‘hayır’ çalışmasını geliştireceğiz. Sosyalistlerin bu çağrılar için hemen yan yana gelip bir cephe kurmaları bize doğru gelmiyor. Yapılması gerek ‘hayır kampanyaları’nı çoğaltmak. Her yapının kendi tarzı ve anlayışı ile hayırları çoğaltmasının ‘hayır’lı olacağını düşünüyoruz. Diğer türlü laflarımızı sınırlayan, çalışma alanlarımızı daraltan değil; herkesin değişik yerlerde kendi anladığı dilden ‘hayır’ını çoğalttığı çalışmalar yapmalıyız. Aramızda eşgüdüm, koordinasyon olması, bir istişare zemini kurulması gerekiyor. Birbirimize elbette çelme takmayalım, ayak dolamayalım, birbirimizle uğraşmayalım. ‘Hayır’ diyen kesimlerle içerik olarak anlaşamasak bile uğraşmayalım. Bir de bu çalışmayı sadece solun etkili olduğu, ‘hayır’ın yüksek oranlarda çıkacağı mahallelerde değil; AKP’den etkilenen kesimlerin içerisinde gençleri ve kadınları esas alarak yapmak önemlidir. OHAL rejimi altında referanduma gideceğiz. Muhtemelen baskılar üzerimizde yoğunlaşacak. Muhtemelen dezavantajlı koşullarla deplasmanda oynuyor olacağız tabiri caizse. Ama biz buradan kendi lehimize pozitif bir çalışma süreci çıkarabiliriz.

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler