spot_img
spot_img
Ana SayfaGüncelHalkevleri Genel Sekreteri Nuri Günay: ‘Hayır’ diyenler bu ülkenin çoğunluğudur

Halkevleri Genel Sekreteri Nuri Günay: ‘Hayır’ diyenler bu ülkenin çoğunluğudur

Anayasa görüşmeleri ve oylamaları mecliste devam ederken, teklifin referanduma taşınması durumunda toplumun bir çok kesimden ‘hayır’ sesleri yükseliyor. Sosyalistler ‘anayasa değişikliğine hayır’ kararlarını nasıl temellendiriyor?

Cumhurbaşkanı’nın yürütmenin başı olması ve bir partiye üye olmasını sağlayacak ve toplumda ‘başkanlık anayasası’ şeklinde karşılanan pakete tepkiler büyüyor. Parlamenter sistemin yok edileceği, her türlü yetkinin tek adamda toplanacağı, şeriatın getirilmek istendiği, OHAL’in toplumu idare biçimi haline geleceği gibi gerekçelerle toplumun bir çok kesimi referandumda teklife ‘hayır’ diyeceğini ifade ediyor.

Peki bu tabloda sosyalistler ne düşünüyor? İktidar açısından ‘varlık-yokluk mücadelesi’ tespitlerinin kamuoyunda açıkça yapıldığı bir ortamda referandum sadece bir referandum mu olacak? Yine kamuoyunca sıkça dile getirildiği gibi iktidar bir rejim değişikliği yaparak gidişatı tümden değiştirmek istiyorsa sosyalistlerin bu gidişat karşısındaki Türkiye tasavvuru nedir, sosyalistler nasıl bir Türkiye istiyor? Bu kritik süreçte, kampanya birliklerinin ötesinde, sosyalist partiler ve kurumlar ‘solda birlik’ tartışmasına nasıl bakıyorlar? Tüm bu soruları ve yaklaşımları Halkevleri Genel Sekreteri Nuri Günay, Umut-Sen Örgütçüsü M. Görkem Doğan, ÖDP Başkanlar Kurulu Üyesi Alper Taş ve TKP Genel Başkanı Erkan Baş  ile konuştuk.

Halkevleri Genel Sekreteri Nuri Günay: ‘Hayır’ diyenler bu ülkenin çoğunluğudur

nurigunay_umutsen

80 sonrasında gördüğümüz iki referandumda halka bir tercih sunmaktan ziyade sistemin neo-liberal dönüşümünü hedef alan; baskıcı bir sürecin sandıktan meşruiyet alma hamlesiydi. Referandum da sunulan metinlerin oylanması biçiminde gerçekleştirilmedi hiçbir zaman. İktidar kimse onu onaylamak anlamına geldi.
Bu referandum da bundan farklı olarak uzun zaman beri devam eden fiili baskı rejiminin anayasal zemin kazanmasıdır. Biz hiç bir zaman var olanları kabul etmedik ama bu toprakların kırıntı halinde olan; 100 yıllık cumhuriyet tarihini bile aşan anayasa deneyimi ve mücadelelerinin tamamen çöpe atılmasını hedefleyen bir dönüşüm ile karşı karşıyayız. Bu nedenle basit bir referandum döneminde değiliz. Bakın bizim Adana’daki üyelerimiz ‘Başkanlığa hayır bildirisi’ dağıttıkları için tutuklamaya sevk edildiler. Bu aslında önümüzdeki dönem ‘hayır’ diyenlerin karşılaşacağı muameleyi gösteriyor. Tabi buna bakıp umutsuz olmamak gerekiyor. Hayır diyenler bu ülkenin çoğunluğu, oran yüzde ellinin altında değildir. İnsanlar dayatılan baskı rejimine teslim olmayacaktır, buna da inanıyoruz.

‘İlk etapta demokratik- laik ülke talebi önemlidir’

Referandum eğer olacaksa oradan bir ‘hayır’ çıkması kritik önemdedir. Bunun her türlü adımını atmak gerekir. ‘Hayır’ın gerekçelerini yaygınlaştırmak için ‘hayır meclisleri’, ‘hayır komiteleri’ gibi zeminler öneriyoruz. Diğer taraftan sosyalistleri, bütün ilerici kesimleri; onu da geçtim; bunları bile aşan topluluklar açısından insanlık tarihinin demokrasi, laiklik gibi önemli kazanımları tartışmaya açılmış ve ne yazık ki kritik talepler haline gelmiştir. Bu ciddi bir karşı-devrim hamlesidir. İlk etapta gerçekten demokratik-laik ülke talebi önemlidir. Bununla beraber bugün 4 liraya dayanmış olan dolar, içinde yaşadığımız ekonomik kriz, halkın hakları, demokratik talepleri iktidar baskısı ile karşı karşıya kalıyor. Dolayısıyla bugün basit insani talepler sosyalistler açısından toplumsallaştırılabilir taleplerdir. Buradan yürümek önemlidir.

‘Geri çekilme tavrını doğru bulmuyoruz’

Sosyalistlerin bir güç odağı olmasının ve sözünü daha kuvvetli söyleyebilmesinin ihtiyacını biz 15 Temmuz’dan beridir ifade ediyoruz. Ve bunun adımlarını atmaya çalışıyoruz. Bu dönemin kendine çeşitli muhalefet kanalları yaratması gerekiyor. Bizim de açıkçası Halkevleri olarak bulduğumuz kanallar daha önce hiç yapılmamış işler değil. Bu ülkede kahvede, otobüs duraklarında konuşmak yapmak zaten öteden beri alışkanlığımız olan işlerdir. Üstelik bunlar her yurttaşın yapabileceği çok basit mücadele araçlarıdır. Bugün sokaktan geri durmak demek kurumsallaşabilecek bu rejim değişikliğini kabullenmek anlamına geliyor ki bu da bizi önümüzdeki dönemde mücadeleye çok geriden başlamak zorunda bırakır. Bu ülkenin geleceği için sosyalistlere büyük görevler düşüyor. Bu nedenle geri çekilme tarzını doğru bulmuyoruz.

Halkevleri’nin ‘hayır meclisleri’ önerisi demokratik bir zemindir

Halkevleri’nin ‘hayır meclisleri’ önerisi – ki adı da hiç önemli değildir- bizim kendi kurumumuza ait değildir, bir yöntem öneriyoruz. Bulunduğumuz yerlerde kimlerle yan yana gelebiliyorsak -bu sadece sol-sosyalist örgütler de değil- bireyler, orada bulunan kim varsa hepsinin dahil olabileceği kolektif bir demokratik zemin tarif ediyoruz. Mutlaka Halkevleri’nin kendi başına yapacağı işler olacaktır fakat ‘hayır meclisleri’ önerisi bir çağrıdır.
Bugün açısından baktığınızda sol açısından liberal savrulmaya neden olabilecek aktörler çok fazla ortada yok. Uzun bir tartışma konusudur mutlaka ama AKP kendi saflarındaki bu liberalleri falan atınca orada bir ciddi bir gerçeklik kalmadı. Şu saatten sonra faşizm ortamında sola sirayet etme ihtimallerini çok kuvvetli görmüyorum. Bizim gerekçelerimiz kuvvetli.

‘Sınıf ve demokrasi mücadelesinin birbirinden ayrılamayacağı bir süreç yaşıyoruz’

Geçtiğimiz 15 Temmuz’dan beri sosyalistlerin birlik zemini meselesi gerçekleştirilebilmiş olsaydı bu ihtiyaçların her birine birlikte cevap vermiş olacaktık. Mücadelenin geleceği açısından şu yaşadığımız 4 aylık süre zarfı alacağımız tutum ve mücadele çizgisi önümüzdeki döneme dair belirleyici olacaktır. Sınıf ve demokrasi mücadelesinin birbirinden ayrılamayacağı bir süreci yaşıyoruz. Halkevleri olarak şunu da biliyoruz: hayır sesini büyütmek ne ana muhalefetin, ne diğer yapılar ne bizim tek başımıza göğüsleyeceğimiz bir durumdur. Demokrasi İçin Birlik zeminini önemsiyoruz. Çeşitli eksiklerine rağmen, bir çok toplumsal kesimi – bir kaç grup dışında- bir araya getirebilen ve ortak söz üretme ihtimali olan bir zemindir. Orayı da değerlendirmeyi düşünüyoruz.

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler