spot_img
spot_img
Ana SayfaHaberDgd-sen'den Avon'a cevap: AVON: Bayram Bilmez Yalan Bilir

Dgd-sen’den Avon’a cevap: AVON: Bayram Bilmez Yalan Bilir

AVON: Bayram Bilmez Yalan Bilir

Kamuoyuna Duyurumuzdur.

Sendikamız üyesi bazı işçiler AVON Gebze deposunda sendikal faaliyetten dolayı işten atılmaları nedeniyle işe geri dönüş başta olmak üzere bir takım taleplerle işyeri önünde direniş başlatmışlardır. Bu gün itibarıyla direniş 43.günündedir. Direnişçi işçiler bir yanıyla işten atılmış olmalarından dolayı ekonomik sorunlarla diğer yanıyla AVON tarafından ortaya atılan manipülasyon ve hilelerle baş etmeye çalışmaktadır.

Bazı siyasetçi ve popüler insanların direnişe yönelik bilgi almak istemeleri ve direnişe destek eğilimleri nedeniyle AVON tarafından birkaç gün önce bir yazı yayınlanmıştır. Yazı içeriğine bakıldığında anlatılanların tamamıyla manipülatif olduğu, bilinçli olarak birçok bilginin çarpıtılmış olduğu ve kasıtlı olarak yalan beyanlarda bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle sendikamız tarafından açıklama yapılma zorunluluğu doğmuştur.

En önemli çarpıtma AVON’un depo iş kolunda olmadığı,  satış pazarlama konularında uzmanlığı olduğu ana iş kolunun satış pazarlama olduğu bu nedenle tedarikçi olarak KLÜH firmasıyla çalışıldığı ve çalışanların bu işyerinin işçileri olduğunu ileri sürmektedir.

Öncelikle AVON küresel düzeyde değerlendirildiğinde asıl iş kolu petro kimya iş koludur. Satış pazarlama da değildir. Zira kozmetik üretimi asıl işidir. Fakat buradaki asıl iş tanımı ile iş kanununda ki asıl iş tanımı AVON yönetimi tarafından bilinçli olarak çarpıtılmaktadır. Bir şirketin kendisi kozmetik şirketi olup işyerinin depo iş koluna veya başka bir işkoluna dahil olması pekala mümkündür. Zira şirketin temel iştigal alanının ne olduğu değil,  ilgili işyerinde yapılan asıl işin niteliği belirleyicidir. Sendikamızın örgütlenme faaliyeti yürüttüğü Gebze’de bulunan AVON kozmetiğe ait işyeri sadece depolama işi yapmaktadır ve bu işyerinde satış pazarlama da dahil depolama faaliyeti dışında başka hiçbir iş yapılmamaktadır. Bu şekliyle iş kanununda ve uygulamada muvazaa olarak tanımlanan durum sözkonusudur.

Bilindiği üzere İş Kanununun 2. maddesi uyarınca bir işverenden, yardımcı işlerde veya uzmanlık gerektiren işler için kurulan ilişkiye asıl işveren alt işveren ilişkisi denir. Yine aynı maddeye göre işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez. Buna aykırı durumların varlığı halinde kurulan iş ilişkisinin muvazaalı olduğu kabul edilir. AVON şirketinin asıl işlerinden biri AVON markasına ait ürünlerin “depolama” işidir ancak buna rağmen depolama işi hukuksuz bir şekilde AVON tarafından birçok alt işverene devredilmiş durumdadır. Bu durum sendikamız tarafından işyerinde muvazaalı ilişki kurulduğunun tespiti amaçlı Çalışma Bakanlığı ve diğer ilgili kurumlara yaptığımız başvuru neticesinde de ortaya çıkacaktır. Ayrıca sendikamız üyesi işten atılan işçiler için açtığımız işe iade davalarında da muvazaalı ilişki olduğunun tespiti talep edilmiştir.

Bunlara ek olarak işverenlerin beyanın yalan olduğunu gösteren başka bir olgu ise Sendikamıza üye olan işçiler arasında sadece KLÜH’e bağlı olan taşeron işçiler değil AVON’da kadrolu ve 16 No’lu depo iş kolunda gözüken işçiler de vardır.  Mayıs 2016’da işten çıkartılan Fatih P. ve İbrahim Ö. adlı üyelerimizin AVON’un kadrosuna bağlı olarak 16 No’lu işkolunda çalıştığı görülmektedir.

Bugün itibarıyla 171 taşeron işçi ile 58 AVON kadrolu işçi bulunmaktadır ve bu işçiler aynı işi yaptığı bilinmektedir. Bu sebeple AVON’un ‘depolama’ işinin ana işi olmadığı iddiası anlamsız ve mesnetsizdir. Aynı zamanda AVON, kendi “mesleki etik kurallarında” (code of conduct), bulunduğu ülkenin yasalarına saygılı olmayı taahhüt etmektedir. Oysa Türkiye’deki iş hukukuna uyacağını topluma taahhüt eden AVON uymadığı bir ‘ahlak’ın reklamını yapmaya devam etmektedir. AVON mesleki etik kurallarına” (code of conduct) şuradan erişebilirsiniz:  https://kozmetik.avon.com.tr/media/7938/mek.pdf

AVON’da aynı iş kolunda çalışan işçiler kadrolu ve taşeron olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Asıl işi yapmakta olan taşeron işçiler, AVON’da kadrolu olan işçilere göre çok daha düşük ücret (10 yıldır çalışan taşeron işçiler hala asgari ücret almaktadır) almakta ve çok daha kötü koşullarda çalışmaktadırlar.

AVON’un ikinci çarpıtması “altişveren”de çalışan iki işçinin işten çıkarılmasının sendikal faaliyetle ilgisi olmadığı ve işçilere bildirilen işten çıkarma sebeplerinin doğru olduğuna dair açıklaması; bu gün itibarıyla işyerinin neredeyse 2/3’ünü örgütleyen, üye yapan sendikamız AVON tarafından hiçbir şekilde muhatap alınmamaktadır, yok sayılmaya çalışılmaktadır. Yazılı ve sözlü tüm başvurularımıza rağmen bugüne kadar sendikamızla herhangi bir iletişime geçilmemiştir.

Söz konusu yazıda AVON yetkilileri firmanın varoluş sebebini kadın hakları için savaşmak ve ayrımcılıkla mücadele etmek olarak beyan etmekte ve KAGİDER tarafından aldıkları Fırsat Eşitliği Sertifikasını (FEM) bu yalanın kanıtı olarak gösterme gayreti içine girmektedir. AVON deposunda çalışan kadın işçilerin yaşadıkları hak gaspları söz konusu sertifikanın alınabilmesi için gerekli görülen 7 kriter ile açıkça çelişmektedir. Sendikamız tarafından bu çelişkiler direniş süresince hemen her gün ifşa edilmesine rağmen, AVON yetkililerinin yalanlarla dolu beyanatlarının halen devam ediyor olması açıkça bir zavallılıktır. Bu kriterlerin her biri ile çelişen depodaki çalışma koşullarından en yakıcı olanı geribildirim ve şikayetlerin izlenmesi ile ilişkili kadınlara yönelik taciz konusudur. Çalışanlardan taciz beyanı ve şikayet geldiğinde ne yapıldığı FEM prosedürü içinde AVON yetkililerine sorulmuş ve nasıl oluyorsa AVON bu kriterde de başarılı olarak değerlendirilmiştir. Oysa AVON deposunda kadınlar tacize uğradıklarında İnsan Kaynakları Müdürüne şikayette bulunmalarına rağmen hiçbir önlem alınmamış, üstüne üstlük söz konusu kadın işçiler kapı dışarı edilmiştir. Bu örnek, KAGİDER tarafından verilen FEM’in güvenilirliğini de ortaya koymaktır.

Anılan yazıda belirtilmemekle beraber AVON sözlü olarak sendikamızın üye sayısının ülke barajı olan %1’i geçmediğini ve Toplu İş Sözleşmesi (TİS) yapma imkânı olmadığını ifade etmektedir. Öncelikle AVON’dan beklenen ve sendikamızın talebi toplu pazarlık ve sözleşme’dir. Toplu İş Sözleşmesi yapılması da yapılabilecek sözleşmelerden bir tanesidir. İşverenin işçiler adına görüşmesinin tek seçeneği Toplu İş Sözleşmesi yapılması değildir. Sendikamızın temel talebi işçilerin bir arada ekonomik ve sosyal haklarını bir arada koruyabilmek, güçlendirebilmek adına örgütlenebilmek ve toplu pazarlık yapabilmesidir. Yapılan toplu pazarlıklar sonrasında da bunun hukuksal güvenceye kavuşturulması için sözleşme yapılmasıdır. Özetle adı ister Toplu İş Sözleşmesi, ister protokol veya takım sözleşmesi olsun AVON’un sendikamızla toplu pazarlık ve sözleşme yapmasının önünde hiçbir engel yoktur.

Bir işyeri yönetiminin sendikanın işyerinde üye kazanamaması için işçileri korkutması, yıldırması, taciz etmesi, işten atması ve türlü diğer hukuksuzluk ve usulsüzlüklere başvurması sendikal faaliyetlere saygılı olmadığını (union-busting) göstermektedir. Yaşadığımız bu süreç içerisinde de AVON’un işçilere, sendikamıza ve sendikal faaliyetlere gösterdiği tepkilere bakacak olursak iddia edildiği gibi AVON’un sendika ve sendikal faaliyetlere olan saygısı büyük bir yalandan ibarettir.  Geçtiğimiz hafta yaşanan bir gelişme bu yalanı tekrar ve tekrar kanıtlar niteliktedir. AVON ve KLÜH yetkilileri direnişi kırmak ve sendikal faaliyeti önlemek adına işçilerin bazılarını muhbirleştirme girişimi içine girmiştir. Sendikal faaliyeti önlemeye yönelik tüm girişimler gibi bu girişim de sendikamız tarafından teşhir edilmiştir.

Yukarıda değindiğimiz AVON’un Anayasa’ya, iş hukukuna, ILO’ya, FLA ilkelerine aykırı icraatlar yapmasının yanı sıra AVON kendi yayınladığı işyerlerinde işçilerin örgütlenme özgürlüğü ve toplu pazarlık hakkını destekleyeceğini taahhüt eden etik kurallara bile karşı gelen bir firmadır. Anlamaya çalıştığımız kadarıyla AVON Depo yönetimi, Yönetim Kurulu ve avukatları AVON’un bu yalanını sahiplenmeye çalışmakta ya da kendileri yıllarca çalıştıkları kurumun etik kurallarından haberdar bulunmamaktadır.

selina_dogan_a_cevap

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler