spot_img
spot_img
Ana SayfaGüncel"Türkiye'de Sendikacılık: Dün, Bugün-Gelecek" Sempozyumu Ankara'da Başladı

“Türkiye’de Sendikacılık: Dün, Bugün-Gelecek” Sempozyumu Ankara’da Başladı

Ankara’da KESK, DİSK, TTB, Çiftçi-Sen, Epos Yayınları ve Çankaya Belediyesi tarafından “Türkiye’de Sendikacılık: Dün, Bugün-Gelecek” konulu iki gün sürecek sempozyumun 1.günü Çankaya Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Sempozyumun ilk oturumda konuşan Epos Yayınları temsilcisi Serdar Kayaoğlu, sempozyumun hazırlanış sürecine dikkat çekerek, 2007 yılında yaptıkları sempozyumun devamı ya da sağlaması olduğunu söyledi. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın eylemini selamlayan Kayaoğlu, iki gün boyunca ağırlıklı olarak KESK ve DİSK’i tartışacaklarını söyledi.

VE NURİYE’Yİ KATLETMEYİN’
“Gündelik hayat ve sendikalar” başlıklı ilk oturuma KHK’lere karşı Yüksel ve farklı yerlerde eylemini sürdüren Veli Saçılık, Ömer Faruk Kök, Mahmut Konuk, Cemal Yıldırım konuşmacı olarak katıldı. 22 Kasım 2016 tarihinde işten atılan ve o tarihten beri eylem yapan SES üyesi Mahmut Konuk, Nuriye ve Semih’in eylemini doğru bulmadığını; ancak bu eyleme saygı gösterdiğini belirtti. Konuk, “Nuriye ve Semih’in talepleri bir an önce karşılansın. Bu ülke bu devlet Semih ve Nuriye’nin katledilmesini kaldıramaz, altında kalır” diye konuştu. Türkiye’deki sendika hareketinin tarihine dikkat çeken Konuk, 1989 yılında fiili meşru mücadele ile örgütlenmenin önünün açıldığını belirterek, “O dönemde Kürt serhildanları ile güçlü bir rüzgar esiyordu. 1989 emek hareketinin estirdiği rüzgar ile Kürt illerinden esen serhildan rüzgarı ile biz sendikalarımızı yeniden kurmaya başladık” dedi.

Yine 22 Kasım 2016 tarihinde işyeri temsilcisi iken KHK ile işten atılan BES üyesi Cemal Yıldırım, işsiz kalmanın ve güvencesiz olmanın ne demek olduğunu şimdi daha iyi anladığını söyledi. Cemal Yıldırım, işten atılmalara karşı ilk başta tepki gösterildiğini ve kimi eylemler düzenlendiğinin altını çizerek, “En önemli eylemleri Eğitim-Sen yaptı. Ancak daha sonra Eğitim-Sen yöneticileri ‘biz sizleri görüşmeler yoluyla işlerinize döndüreceğiz’ diyerek sokağa çıkanları geri çektiler” eleştirisini yaptı.

KESK’İN GENEL KURUL GİDERLERİNE ELEŞTİRİ
KESK’in ihraçlar ile birlikte en fazla kadro ve üye kaybeden sendikalardan biri olduğunun altını çizen Yıldırım, KESK’in buna rağmen rutin ve normal bir çalışma yürüttüğünü kaydetti. KESK’in sosyal diyalogcu bir yapıya evirildiğini ve küçüldüğünün altını çizen Yıldırım, “KESK’in bürokratik bir yapı haline geldiği söyleniyor. Ama KESK’in bunu bile başarmadığını düşünüyorum. Çünkü KESK memur maaşlarını hesaplayacak bir uzman kadro bile istihdam edemiyor” dedi. Cemal Yıldırım, KESK ve bağlı sendikaların Green Park Otel’de 500 bin TL’yi bulan 3 kongre yaptığını belirterek, “Bu kadar ihraç varken bunun yapılması farklı bir şeyin göstergesi” dedi.

ŞİZOFRENİK BİR DURUM YAŞIYORUZ
29 Ekim tarihinde ihraç edilen ve o tarihten beri hem kendi iş yerinin önünde hem de Yüksel Caddesindeki eylemlere katılan ESM üyesi Ömer Faruk Kök, her şeye rağmen yürütülen eylemlerin ve direnişlerin anlamlı ve önemli olduğunu söyledi. Kök, “Kahrolsun faşizm deyince faşizm kahrolmuyor. Demokrasi mücadelesi veriyorum demekle de demokrat olunmuyor” dedi ve KESK’e yönelik eleştirilerde bulundu. Kök, sendika içindeki anlayışların dile getirdikleri ile pratikleri arasında uçurum olduğunu ve bunun da “şizofrenik bir durum” olduğunu dile getirerek, bu konudaki ruhsal bütünlüğe şaşırdığını dile getirdi.

Daha önce sendikal mücadele açısından öğütlediklerini ve başkalarından istediklerini gelinen aşamada kendilerinin yapması gerektiğini belirten ve “Tarih bize bunu dayattı” diyen Kök, “Çünkü biz geçmişte insanlara iş yerinde direneceksiniz diyorduk. Şimdi biz işten atıldık ama bunu söyleyen arkadaşları iş yerlerinde götürüp direnişe katamıyoruz” dedi ve sıkıntıları birlikte aşabileceklerini söyledi.

22 Kasım tarihinde ihraç edilen SES üyesi Veli Saçılık, 1 Mayıs’ın yaratıcıları olan sendikacıların fotoğrafının olduğu tişörtü giymesine işaret ederek, “geçmişimizi unutursak geleceğimizi kuramayız. Albert Parsons ve arkadaşlarına mahkeme ‘siz pişman olun sizi af edeceğiz’ diyorlar. Ama onlar geri adım atmıyorlar ve idam ediliyorlar. Kısa süre önce bunu Semih yaptı ‘kırın kaleminizi bitsin bu iş.’ Orada da ‘direnişi bitirin sizi serbest bırakalım’ teklifi var” dedi. Saçılık, “Nerede 9 metrelik bir duvar varsa mutlaka 10 metrelik bir merdiven bulunur” Meksika atasözünü hatırlatarak “Biz de bunu bulacağız” dedi. Saçılık, yeni dönem sendikacılığın anti-sendikacılık olduğunu ve artık işçilerin sendikalara karşı mücadele ettiği bir dönem yaşandığını söyledi.

ANTİ KÜRT SENDİKACILIK VAR
Veli Saçılık, bir de bu sendikaların arasında “anti Kürt” sendikacılık olduğunu belirterek, “Bunları reddediyoruz. Ama burada iki ülke var. Ülke içinde ülke var bunların gündemleri arasında fark var. Ulusal ve kültürel arasındaki çatışmalar sendikal gerilime neden oluyor. Bu şovenizm KESK’i Kürtçü olmakla eleştirerek sendikamız bölünmeye çalışılıyor” dedi. Saçılık KESK’e şu çağrıyı yaptı: “Diyarbakır’daki emekçi insan ile Ege’deki emekçi insanı birleştirin.” Saçılık, KESK yöneticilerinin eylemde ısrar etmemesini de eleştirerek, “Acaba tutuklanmaktan mı korkuyorsunuz. Atila Taş’ın tutuklandığı bir ülkede neden tutuklanmaktan korkalım. Tutuklanmamış olmamız sorundur” dedi.

‘BENİ GENEL BAŞKAN YAPIN…’
Saçılık, “Benim yediğim dayağın onda birini KESK eşbaşkanları yeseydi bambaşka bir şey olurdu. Niye bu savaşın başında değilsiniz. Siz anti sendika değilsiniz o yüzden bu mücadelenin başına geçin. Niçin sendikalarımızda OHAL ilan etmedik. Niçin Nuriye’yi eşbaşkan seçmediniz. Hiç gözüm yok ama beni genel başkan yapın hiç olmazsa genel başkan olarak sopayı yiyelim. Yarın iş normalle döndüğünde koltuğu size emanet edeyim” ifadelerini kullandı.

BEDELİN EN BÜYÜĞÜNÜ SİZ ÖDEDİNİZ
Saçılık şöyle devam etti: “Geçen Hakkari’den bir genç geldi. ‘Abi seni çok taktir ediyoruz’ dedi. ‘Beni niye taktir ediyorsunuz bedelin en büyüğünü siz ödediniz, çoluk çocuk öldürüldünüz. Niye beni taktir ediyorsunuz. Benim ödediğim bedel sizinkinin yanında hiç kalır’ dedim. ‘Ama abi bugün herkes sessiz siz direniyorsunuz’ dedi. Ben bundan rahatsızım herkes direnmelidir.”

 

Etkin Haber Ajansı / 30 Eylül 2017

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler