spot_img
spot_img
Ana SayfaRöportajTÜMTİS Genel Başkanı Kenan Öztürk:Babacanlar Kargo'da yaşananlar ülkedeki anti-demokratik atmosferin bir sonucudur

TÜMTİS Genel Başkanı Kenan Öztürk:Babacanlar Kargo’da yaşananlar ülkedeki anti-demokratik atmosferin bir sonucudur

Gaziantep’te bulunan Babacanlar Kargo firmasında hiçbir güvenceye sahip olmadan yıllardır çalışan işçiler TÜMTİS’e üye olduktan sonra, işten çıkarıldılar. İşten çıkarıldıktan sonra haklarını aramak için işyeri önünde direniş başlattılar. Direniş ile ilgili TÜMTİS Genel Başkanı Kenan Öztürk ile konuştuk. Öztürk, Suriyeli işçilerin kölelik şartlarında çalıştırıldığının üzerinde dururken direnişçi işçilerin taleplerini ise şu şekilde özetledi:

” Yaklaşık 10 gündür işçiler orada bekliyorlar. Talepleri ise net; İşlerine geri dönmek, kuralsız çalışmaya son verilmesi ve sendikal hakkın işveren tarafından tanınması.”

Babacanlar Kargo’da sendikalı oldukları gerekçesi ile işten atılan 9 işçi direnişe başladı. Sendikalaşma ve işten atılma süreçleri nasıl gerçekleşti?

Babacanlar Kargo bir nakliye firması, küçük çaplı bir kargo firmasıdır. Burada Suriyeli ve Türkiye’den işçiler çalışıyor. Suriyeliler tam olarak köle gibi çalıştırıyorlar. Çok düşük ücretlerle, günde 13-14 saati bulan çalışma saatleriyle çalıştırıyorlar. Türkiye’den işçilerin de aynı şekilde işe giriş çıkış saatleri belli değil, iş ne zaman biterse o zaman gidiyorlar. Günde 12-13 saate varan çalışma saatleri ile ve hiçbir mesai ücreti ödenmeden çalışıyorlar. Bu arkadaşlar koşulların zorluğuna dayanamayıp Gaziantep şubemize gelip, sendikamıza üye oldular. İşveren bunu duyunca, sabah mesai için gelen işçileri kendi yandaşları ile birlikte darp etti. Sonrasında ise 9 işçi işten çıkartıldı.

Bunun ile ilgili savcılığa gerekli şikâyette bulunuldu fakat işveren yine elini kolunu sallayarak gezmeye devam ediyor. İşten çıkartılan arkadaşlar bayramdan önce başlayan direnişlerine hala iş yeri önünde devam ediyorlar. Dün itibari ile ise polis devreye girdi. OHAL nedeniyle kapıda bekleyemezsiniz, diyor. İşçiler anayasal hakları olan sendika hakkını kullandıkları için bir yandan darp edilip işten atılıyorlar, bunu yapan işverene ise hiçbir yaptırım uygulanmıyor. Bunun üzerine bir de bize gelip, OHAL var beklemeyin, deniyor. 2 gündür de bu durum ile ilgili emniyet güçleri ile tartışma devam ediyor.

İşveren 9 işçiyi işten çıkartırken hangi gerekçeyi gösterdi? İşverenle bir diyalog zemini oluşturulabildi mi?

İşveren ile ben görüşme yaptım fakat anlaşma sağlanmadı. İşveren sendikal sebepler ile işçi çıkartınca, ben sendikal sebepler ile çıkardım, demiyor. Çeşitli bahaneler sunuyor. Performansı bahane ediyor. Zaten sendikal sebepler ile işçi çıkardım demek suç. Bu yüzden mutlaka başka gerekçeler buluyor. Bu insanlar 8,9 hatta 10 senedir burada çalışan işçiler. Bugüne kadar düzenli çalışıyorlardı da sendikaya üye olunca mı çalışmamaya başladılar? Dolayısıyla burada işçiler artık bu çalışma koşullarına dayanmamıştır, sendikamıza örgütlenmiştir ve işverende bu durumu haklarını vermemek için reddetmektedir.

Bu süreçte Cumhurbaşkanının da açıkça belirttiği gibi OHAL grev tehdidi olan yerlerde müdahale için kullanılıyor. Babacanlar Kargo’da yaşanan direnişte OHAL’in ne gibi etkilerini gördünüz?

Hukuksuzluk aslında şurada; Türkiye yasalarına göre sendikal durumdan dolayı işçi çıkarmak suç. Yasada sendikaya üye olan işçileri işveren darp edebilir gibi bir madde de yok. Burada çok bariz suç işleyen işverendir, işçileri darp etmiştir. Raporlar da elimizde mevcut. Gerekli yerlere şikâyette de bulunduk. Babacanlar Kargo’da yaşananlar ülkedeki anti-demokratik atmosferin bir sonucudur.  İşverenlerde bu durumdan cesaret alıyorlar. Ülkede OHAL var, sendikalar da bir şey yapamaz diye düşünüyorlar. OHAL’in yarattığı fırsatı işveren iyi değerlendiriyor. İşçilerin elindeki her kazanımı yok etmeye çalışıyor.

Babacanlar Kargo’da çalışan Suriyeli işçilerin çalışma koşullarından bahsedebilir misiniz?

Türkiye’nin her bölgesinde Suriyeli emeği suistimal edilse de, özellikle Adana ve Gaziantep gibi illerde çok yoğun bir sömürü uygulanıyor. Suriyeli işçiler ucuz iş gücü olarak görülüyor. Hiçbir güvenceleri olmadan ve resmen kölelik şartlarında çalıştırılıyorlar. Günde 13-15 saat çalıştırılıp, 1.000-1.300 lira gibi bir ücret veriliyor. Sigortasız, ek mesai ücreti olmadan kısacası her haktan yoksun olarak çalışıyorlar.  Burada da 15-16 Suriyeli işçi çalışıyor. Aynı zamanda sendikaya da üye olamadıkları için herhangi bir şey yapamadan mecburen çalışmaya devam ediyorlar. Kayıt-dışı, kaçak çalışmalar ile ilgili resmi mercilere başvuruda bulunduk fakat hiçbir geri dönüş alamadık. Çeşitli bölgelerde, özellikle bahsettiğim illerde işyerlerinin kayıtsız işçi çalıştırdıklarına dair şikâyette bulunuyoruz ancak hiçbir müfettiş gelip işyerlerinde inceleme yapmıyor. Aslında bir nevi bu bir politika. Ucuz iş gücü olarak Suriyeli kullanmak, Türkiyeli işçiler üzerinde de bunu baskı aracı olarak kullanmak. İşveren diyor ki; Çalışın, zaten Suriyeliler sizden çok daha düşük ücrete, 14-15 saat çalışıyor. Birçok tekstil atölyesinde, nakliye firmasında Suriyeliler bu şekilde çalıştırılıyorlar.

 

 

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler