spot_img
spot_img
Ana SayfaGüncelZam, zulüm, katliam düzeninin üstüne yürü! 1 Mayıs’ta alanlara!

Zam, zulüm, katliam düzeninin üstüne yürü! 1 Mayıs’ta alanlara!

2023 1 Mayıs’ına 6 Şubat depremlerinde kaybettiğimiz onbinlerce insanımızın acısı ve öfkesi ile gidiyoruz. Doğal bir afet olan depremde onbinlerce can kaybının asıl nedeninin egemen sınıfın rant ve yağma düzeni olduğu gerçeği öfkemizi daha da büyütüyor. Depremlerden sonra hayatta kalabilenler ise insanlık dışı koşullarda çoklu ve bitmeyen sorunlarla boğuşmak zorunda bırakılıyor. Her şeyi yıkıntılar altında kalan emekçiler deprem bölgesinde hasarlı işyerlerinde çalışmaya zorlanıyor, yaşamak ve barınmak için yurdun dört bir yanına göç ettirilmiş olanlar ise ağır sömürü koşullarında yaşam mücadelesi veriyor.

Türkiye, bu talan düzeninin ağır yıkıcılığı altında 14 Mayıs’ta seçimlere gidiyor. Düzen temsilcilerince seçimler her şeyin çözümü olarak gösteriliyor. Hükümet, yıllardır kadro talep eden sözleşmeli personelleri, açlık koşullarında yaşam mücadelesi veren emeklileri, asgari ücrete mahkum edilmiş emekçileri seçim öncesi bir kısım düzenlemelerle ve seçim sonrasına attığı vaatlerle oyalayarak iktidarını sürdürmeye çalışıyor. Düzen muhalefeti ise halka ‘bahar’ vaad ederek, ‘her şey çok güzel olacak’ diyerek sahte umutlarla emekçilerin rızasını almaya çalışıyor. Ancak, her ikisi de sermayenin temsilcisi konumundaki ittifaklardan hangisi iktidara gelirse gelsin, Anadolu’nun küresel fabrikaya dönüştüğü, bölgenin lojistik merkezi haline getirileceği ittifaklar tarafından sıklıkla söylendiği koşullarda ekonomik krizin çözümünde kemer değil boğaz sıkma politikaları uygulanacağı bellidir. Bu dönem, işçi sınıfı ve emekçi halk kesimlerinin taleplerini, mücadelelerini büyütme ve görünür kılma görevi önümüzde daha da yakıcı şekilde belirecek.

Bu koşullarda işçiler, istisnasız ülkenin dört bir yanında ekmek ve özgürlük mücadelesi için direniyor. Güvencesiz çalışma ve açlık dayatmasına karşı girişilen sendikal faaliyet ve örgütlenme çalışmaları devlet, patron ve sarı sendikal yapıların işbirliği ile engellenmekte, grev yasakları, sendikal barajlar ve yetki itirazları ile sendikal örgütlenme adeta imkansız hale getirilmektedir. Sınıf ihaneti içindeki sarı ve bürokrat sendikal yapılarla cendere altına alınmış emekçiler bu cendereden çıkış yolunu kendi bağımsız sendikalarını kurarak, bürokratik sendikal merkezlere karşı işyerlerinde kendi örgütsel mekanizmalarını inşa ederek, fiili, meşru eylemlerle ve direnişlerle aramaya devam ediyor.

Bir mücadele günü olan 1 Mayıs’ın tüm bu gerçeklik içerisindeki önemi ortadadır. 1 Mayıs seçim gündemine sıkıştırılamaz! Maltepe ya da devletin gösterdiği alanlarda “güvenlik” ve “kitlesellik” gerekçe gösterilerek yapılacak coşkusuz, ehlileştirilmiş ve seçim odaklı 1 Mayıs çağrılarına katılmayacağız. İstanbul için 1 Mayıs alanı işçi sınıfının tarihsel mücadelesinin kazanımı ve sembolü olan Taksim Meydanı’dır. Yasaklı meydanları kazanmayı olası bir hükümet değişikliğinden beklemiyoruz. Mücadele ile var edilen tarihsel önemi nedeniyle Taksim’in ancak mücadele ile kazanılabileceğini biliyoruz. Seçim sonrasına bırakmayacak, Taksim ısrarını sürdürecek, direne direne kazanacağız.

Emekçi halkımızı; güvencesiz çalışmaya, taşerona, işçi katliamına dönüşen iş cinayetlerine,  baskıya, aşağılanmaya, mobbing ve tacizlere, sendikal örgütlenmenin engellenmesine, haksız işten atmalara karşı taleplerimizi ve sloganlarımızı  alanlarda haykırmaya, kol kola girerek zam, zulüm, katliam düzeninin üstüne yürümeye çağırıyoruz.

Özgürlük direnen işçilerle gelecek!

Yaşasın 1 Mayıs!

Biji Yek Gulan!

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler