spot_img
spot_img
Ana SayfaGüncelTaşeron işçiler anlatıyor: Hastalanmak istemiyoruz, ücretli izin istiyoruz!

Taşeron işçiler anlatıyor: Hastalanmak istemiyoruz, ücretli izin istiyoruz!

Türkiye’de Corona virüsü taşıyan ilk vakaların açıklanmasının ardından halkın önemli bir kısmı evlerine kapanmış vaziyette. Peki ya işe gitme zorunluluğu olanlar için durum nasıl?

Vakaların artmasıyla hükümet tarafından salgına karşı kısmi önlemler alındığı açıklansa da pratik uygulamalar konusunda hala muğlaklık sürüyor. Salgın konusunda en çok risk taşıyan işkollarından maden, depo ve taşımacılık işçileriyle bulundukları alanlarda varolan durumlarını ve taleplerini konuştuk.

Hangi riskler altında çalışıyorsunuz, bulunduğunuz yer salgına karşı güvenli mi?

DGD-SEN (Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikası): Biz havalimanında Setur deposunda çalışıyoruz, burada sürekli olarak ürünleri bırakmak için mağazalara çıkıyoruz. Mağazaya çıkarken birebir orada yolcularla karşılaşıyoruz. Bununla ilgili teferruatlı maske verilebilir. Ayrıca depoda da tozlu bir ortam var. Burada herhangi birine bulaşsa hepimiz hasta olduk demektir. Şok, Migros depolar gibi gıda ile alakalı yerlerde ciddi bir yoğunluk var. Mağaza ve depo çalışanları genel olarak çok da korunaklı bir yerde durmuyorlar. Küçük işyerlerinin ya da ilaç/ecza depolarında önlemler alınıyor. Mecburen. Ama gıda depolarında, lojistiklerde ne yazık ki böyle güvenlik önlemleri yok.

Posta işçileri: Biz havalimanında çalışıyoruz ve sürekli olarak yurt dışından gönderiler geliyor. Avrupa’dan, dolaylı yollardan da Çin’den geliyor. Yurt dışından gelen kargolar epey azaldı, Çin’den de dolaylı yollardan geliyor. Başka ülkeler üzerinden gönderiyorlar. Biz gümrük kontrolü de yaptığımız için gönderinin direkt içini de açıp kontrol ediyoruz. Normalde gümrüklerde salgın olsa da olmasa da maske takılması gerekiyor. Çünkü paketlerin içinden ne çıkacağı belli olmuyor, kimyasallar vb çıkabiliyor. Aslında devamlı olarak risk altındayız.

Bağımsız Maden-İş Sendikası: Biliyorsunuz madenlerde hava sirkülasyonları fazla, toz oranı çok yüksek hem kaya tozu hem kömür tozu hem kimyasal tozlar. Bir de özellikle Soma ya da Zonguldak baz alındığında yüzlerce işçinin birlikte çalıştıkları yerler madenler. Doğal olarak hijyen koşullarının hiçbir şekilde var olmadığı çalışma alanları buralar.

Şimdiye dek işyeri tarafından virüsün yayılmasını engellemek adına herhangi bir önlem alındı mı?

Bağımsız Maden-İş Sendikası: Devlet kısa çalışma ödeneğinden işverenlere, görebildiğimiz kadarıyla yeniden bir takım imkan ve olanak tanıyacak. O zaman madenlerin de, madem işverenlere fonu ha babam peşkeş çekiyorsunuz, işçilerin sağlığının ve korunmasına yönelik önlemler çerçevesinde değerlendirilmesini istiyoruz. Ancak şimdiye kadar maden patronlarının işçilere yönelik herhangi bir bilgilendirme yaptığına ya da herhangi bir önlem aldığına dair bir bilgimiz yok.

DGD-SEN: Setur’un engelli kadrosunda çalışan bir arkadaşımız var. Grip belirtisi gösterdiği için dün onu evine gönderdiler. Başka bir hasta arkadaşımız iki üç gün rapor alıp gelmedi. Etrafta İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı dolaşıyordu ama salgına dair kimseye bir söz söylemedi. Biz maske talep ettiğimizde “hasta olanların takması gereken bir şey çok da koruyucu değil, tam aksine maskeden bulaşma riski daha yüksek” dedi. Ama başka herhangi bir önlemden bahsetmedi. En azından işyeri doktoru gelip yarım saat de olsa hastalığı anlatıp gün içinde ne yapmamız gerektiğini söylese. Doktorun anlatmasıyla televizyondan, sosyal medyadan anlatması farklı olur. Pratikte ne yapacağımızı öğrenmiş oluruz. Doğru bilgi edinmiş oluruz. Yani kimse gelip herhangi bir şey anlatmıyor. Ama bunun yanında da yaklaşık bir haftadır depoda çeşitli yerlere dezenfektan koydular. Elimizi sürekli yıkıyoruz. Daha önce işyeri doktorunun gelip bilgilendireceği söylendi ama daha kimse gelmedi. Kişisel olarak dışardan alıp getirip maske takan, kolonya kullanan arkadaşlar var.

Posta işçileri: Bize herhangi bir bilgilendirme yapılmadı salgından korunmaya dair. Henüz hiçbir şey yok önlem adına. Bir ara bize kağıt maske getirdiler ama hem herkese yetecek kadar yoktu hem de isteyen alsın diyerek zorunlu da tutmadılar. Son 10 gündür de ne maske ne başka bir şey verildi. Sadece camlara afiş asıldı. 14 kuralı bir kağıda döküp etrafa asmışlar. Ne dezenfektan ilaç verildi ne yerler dezenfekte edildi ne de başka bir bilgilendirme yapıldı. Kişisel önlemler almaya çalışıyoruz. Kolonya kullanıyoruz, kendim evden eldiven getirdim onu kullanmaya çalışıyorum örneğin. Bunlar önlem sayılmaz, bunlar kesin olarak kimseyi korumaz.

Salgın tehdidine karşı talepleriniz neler?

Posta İşçileri: Hasta olan kişi 14 günlük kuluçka süresini geçirmiş demektir. Bu 14 günde de hastalığı zaten herkese yaymış oluyor. Kısa süreliğine de olsa bu 14 günlük vakit geçene kadar herkese ücretli izin verilmesi gerekiyor. Özellikle kritik bölgelerde, yoğun ve kalabalık çalışılan yerlerde. Başka şekilde önüne geçilmesi mümkün değil. Hastalandıktan sonra pek bir anlamı da kalmıyor ki. İstanbul’da metrobüs duraklarına dahi koydular antibakteriyel sıvılardan. Bizim çalıştığımız yerlere kesin koymaları gerekiyor. Çalışanlar günde 3 4 kez belki kullanmalılar bu sıvıları. Maske takılması zaten şart. Uçaktan inen gönderi direkt olarak buraya geliyor. Sürekli temas halinde çalışanlar bu paketlerle.

Önünü alamayacaklarını bildikleri için okulları tatil ettiler. Bu da yeterli değil ki. Benim çocuklarım okula gitmiyor ama ben sürekli risk altında olduğum için ben virüsü kaptığımda olduğu gibi eve götüreceğim. Bende virüs varsa ben belki ayakta atlatıyorum ama anneme babama gitmeye çekiniyorum onlara bulaştırırsam diye.

Bağımsız Maden-İş Sendikası: Bizim madenlerdeki temel talebimiz zorunlu çalışmak durumunda olan arkadaşlarımızın güvenlik önlemlerinin alınması, hava sirkülasyonlarının daha sık gündeme getirilmesi, tozlu ortamlardan en azından bir dönem uzak kalınması ve onun dışında da madenlerin en az 10 15 gün kapatılması.

Madenlerde her koşulda çalışmak durumunda kalacak olan işçiler var. İş sağlığı ve güvenliği yönetmeliklerine göre çalışmak zorunda olan bu arkadaşlarımız -bunlar pompacılar, tahliyelerde çalışanlar, elektrikçiler- dışında kalanlara ücretli izin verilmesi ve bunların da senelik izinden kesilmemesi şeklinde taleplerimiz var.

DGD-SEN: Temel talebimiz olabildiğince fazla kişiye ücretli izin verilmesi. Siparişler depodan mağazaya gidiyor. En azından, mağazalara siparişler getirilirken güvenliği alınan birkaç kişinin depoyla mağaza arasında gelip gitmesi. Gıda depolarına bakılınca durum bizde tam tersi, işler düştü. Dış hatlardaki yolcu sayısı azaldığı için bizdeki iş yükü de düştü. En azından ücretli izin verilene kadar da daha kısa çalışma saatleri istiyoruz.

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler