Aydın KYK Güzelhisar Kız Öğrenci Yurdu’nda gerçekleşen asansör faciasında 15 öğrenci yaralanmış, Zeren Ertaş ise hayatını kaybetmişti. Başta asansör konusu olmak üzere öğrencilerin daha önce çok kez yetkili kişilere şikâyette bulundukları; ancak yetkililerin herhangi bir somut adım atmadığı ortaya çıkmıştı. Söz konusu asansör güya denetlenmişti. Ancak 6 Şubat depreminden sonra görüldüğü gibi, bu denetimler de göstermelik yapılmıştı. Zeren’in katledilmesi sonrasında başta KYK yurtlarında kalan öğrenci grupları eylemler düzenledi, KYK’dan hesap sordu ve sormaya devam ediyor. Bu esnada öğrenciler hemen her gün hem yurt asansörleri hakkında hem de “kurt/böcek çıkan” yemekler konusunda şikayetlerini ve isyanlarını dile getiriyor.
Umut-Sen olarak Aydın KYK Güzelhisar Kız Öğrenci Yurdu’ndan öğrencilerle yaptığımız görüşmeler ve sosyal medyadan takip ettiğimiz şikayetler gösteriyor ki Türkiye’nin dört bir tarafındaki yurtlarda benzer sorunlar senelerdir devam ediyor, öğrencilerin talepleri ise devlet yetkilileri tarafından görmezden geliniyor. Üstelik öğrenciler, can güvenliğini tehdit eden asansörlerin, böcek çıkan yemeklerin, sızıntı yapan banyoların, 3’er kişilik ranzaların, 15 kişilik odaların dayatıldığı bu düzende yaşamak için kuraya girmek zorunda. Başvuran her 10 öğrenciden sadece biri KYK yurtlarına girebiliyor.
Bu tablo karşısında devlet, söz konusu şikayetleri gidermek için yapılması gerekenlere odaklanmak yerine, insan onuruna yakışan, nitelikli barınma ve beslenme koşulları talep eden öğrencilere saldırmayı tercih ediyor. Günlerdir hem yurtlardaki idareciler hem de kolluk kuvvetleri öğrencileri susturmaya, olayı örtbas etmeye çalışıyor. Ancak bu baskıya ve sindirme çabasına karşı, gençlerin dayanışması ve eylemleri güçlenerek devam ediyor. Gençler Zeren’in katledilişinin hesabını sormaya devam ediyor ve barınma ve beslenme gibi temel hakları için mücadele etmekten vazgeçmeyeceklerini gösteriyorlar.
Türkiye’de hemen her gün şahit olduğumuz gibi, Zeren’in katledilmesinin failleri de sermaye ve devlet. Bu cinayetin ve devam eden insanlık dışı koşulların birincil sorumluları, Aydın KYK Güzelhisar Kız Öğrenci Yurdu Müdürü, Efeler Belediyesi, KYK Genel Müdürlüğü, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve asansör denetim ve bakımını yapan Irmak Asansör ve Akreditest firmaları. Sadece yurt müdürünün açığa alınmasıyla, firma yetkilisinin tutuklanmasıyla meseleyi geçiştirmeye çalışıyorlar. Oysa Zeren’in ölümünden sorumlu olan herkes hesap vermeli, yargılanmalı. Gençler, tüm sorumluların hesap vermesini ve cezalandırılmasını talep ediyor. Ayrıca tüm yurtlarda can güvenliklerini tehdit eden asansörler gibi tüm teknik sorunların derhal çözülmesini ve sağlıklarını tehdit etmeyen yemek verilmesini talep ediyorlar. Gençlerin birliği, dayanışması ve mücadelesi bu taleplerin karşılanmasını sağlayacak.
Yurtların bu vahim hâli, devletin ve sermayenin gençlere yönelik bakış açısıyla tutarlı. İç içe geçmiş devlet kurumları ve taşeronları, yemekhane/kafe vb. işletmelerin ve inşaat şirketlerinin ihmallerini kaçınılmaz, hatta beklenir hale getirmiş durumda. Her şeyi maliyet ve kâr üzerinden değerlendiren sermaye için gençlerin asansörde katledilmesi, su sızdıran banyolara maruz kalması, kurtlu/böcekli yemekler yemesi herhangi bir problem teşkil etmiyor. Devlet ise öğrencilerin en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyor. Emekçileri açlık ücretleriyle ve işsizlikle terbiye eden sermaye devleti emekçilerin çocuklarını da kurtlu yemeklerle, bozuk asansörlerle terbiye ederek sömürü ve katliam düzenini sürdürüyor. Asya’nın ucuz emek pazarlarıyla rekabet edememekten sızlanan ve bu yüzden mezun olan gençlerin ücretlerini 400-500 dolarlık banttan 200-300 dolara indirmek için var gücüyle çalışan sermaye ve devleti, artık gençlerin can güvenliğini dahi sağlamıyor. Gençler sadece geleceklerinin çalınmasına karşı mücadele etmiyor. Artık yaşamak için de mücadele etmek zorundalar.
Zeren’in katledilmesinden sorumlu olan tüm kişi ve kurumlar hesap vermeli, gençler için nitelikli barınma ve sağlıklı beslenme koşulları sağlanmalı. Gençlerin taleplerinin ve mücadelelerinin yanındayız!
