spot_img
spot_img
Ana SayfaSeçtiklerimizSoma davası: Patron olduğu için... - Mürsel Ünder ( Gazete Duvar)

Soma davası: Patron olduğu için… – Mürsel Ünder ( Gazete Duvar)

25 kişinin öldüğü Çorlu tren katliamı soruşturmasında sadece dört işçinin sorumlu olduğunu kabul ederek açılan davanın sarsıntısını yaşıyorken Soma katliamı davasında büyük bir taş daha düştü yüreğimize.

Büyük patron Can Gürkan tahliye oldu haberiyle başladı sarsıntı. Bir yanlışlık vardır umuduyla UYAP sisteminde önce Can Gürkan’ın tahliye müzekkeresi, ardından gerekçeli istinaf kararı…

Biz dosyanın avukatları olarak İstinaf mahkemesinde duruşma günü beklerken ve dosya hazırlıkları yapmaya çalışırken Türkiye tarihinin en büyük işçi katliamı dosyasında İstinaf mahkemesinin duruşma açma gereği dahi duymadan sadece gerekçeli kararı yaklaşık altı bin sayfa olan dosyanın dijital kopyasının 2TB’dan fazla olduğu dosyayı üç ay gibi kısa bir süre içinde mağdurları, avukatların ne diyeceğini dinlemeden karar vermiş olduğunu görünce boğazımda koca bir düğüm oluştu.

Devlet sermaye ilişkisi, iş cinayetlerinde cezasızlık kültürü, rutine binmiş yargının sermayeyi koruma refleksi, en alt düzeydeki kamu görevlisinin yargılanmasında dahi tüm yargı camiasının adı konulmamış bir konsensüsle kenetlenerek temizleme faaliyetleri tüm hızıyla devam ediyor…

Katliamın ilk gününden itibaren yakınlarını kaybetmiş insanlar devletin şefkatli elini uzatmasını beklerken, devlet birkaç hamasi açıklama dışında bu insanlara hep sopasını göstermekten hep kılıcını sallamaktan geri durmadı.

Önce cumhurbaşkanı danışmanının attığı tekme, sonra ailelerin avukatlarına dayak ve gözaltı ile devam etti. Aynı zamanda mağdurların tepkilerini ölçme fırsatı veren bu süreç, defalarca savcıların değiştirilmesi, karar aşamasında mahkeme heyetinin değişmesiyle bizim bir kez daha bildiklerimizi hatırlamamızı, yakınlarını kaybeden insanlara da devleti ve sermaye ile ilişkisini öğretti. Bir kişi neden 301 kişiyi öldürür de devlet üç beş göstermelik sanık dışında kimseye dava açmaz, dava açtıklarının çoğunu beraat ettirir, ceza verdiklerine de en az cezayı verir? “Patron olduğu için” cevabı dışında verecek cevabı olan var mı?

Bir patron 301 kişiyi öldürdüğü madeni, nasıl olur da hâlâ elinde tutar, elinde tutar da ruhsatı neden iptal edilmez?

Bir patron neden 2 bin 831 kişiyi birden işten atar da İş Kanunu bu patrona işlemez, işçi maaşını alamaz, tazminatını alamaz.

Buna rağmen beş yıldır hapiste olan hiçbir mühendisinin, müdürünün maaşını bir gün bile aksatmadan ödemeye devam eder.

Bir devlet neden bütün bunları görür de hiçbir şey duymamış, hiçbir şey görmemiş gibi patronu korumaya devam eder.

301 kişinin kanında parmağı olan mühendislerin, müdürlerin neden çalışma hakları bırakın iptal edilmeyi, haklarına kısıtlama bile getirilmez.

Bir patronun bu kadar kepazeliğe rağmen bırakın canına, ruhsatına bile halel gelmez.

Demiş ya şair ama benim memleketimde bu gün insan kanı sudan ucuz

“Adalet mülkün temelidir” diye koca harflerle her tarafa yazdılar. “Yoksullar ve ezilenler hariç” demeyi bizim kendimize anlatmamızın zamanıdır belki.

Buradaki her arayışımız acımızı, umutsuzluğumuzu, yalnızlığımızı arttırıyor sadece öfkemizi arttırmıyor.

Belki de biz adaleti yanlış yerlerde aradık, arıyoruz.

Belki de bu toprakların ezilen ve yoksul insanlarının devletten ve yargı mekanizmasından hâlâ bir şeyler beklemesidir en büyük yoksulluğumuz. En büyük zavallılığımız.

Kendi adaletini gerçekleştirebilecek donanımdan yoksun olmamızdır belki de en büyük sorunumuz. “Sesimizi kimse duymuyorsa hakkımızı benzerlerinle arayacaksın” demişti dün akşam Çorlu Katliamı ailelerinden İsmail abi.

118 sayfalık istinaf kararının 81 sayfası mağdur, yaralı ve ölenlerin isimleriyle dolu. Başka hiçbir şey yapmayın sadece bu isimleri okuyun. Okudukça, duydukça, dinledikçe, maruz kaldıkça öfkemiz artıyor.

En büyük patron ve diğer yönetim kurulu üyesi beraat etti. İlk tutuklama dalgasında tutuklanma talihsizliğini yaşayanlar ceza aldı ve tutukluluk halleri devam ediyor. Sorumluluk ve yetkileri ceza alanlarla birebir aynı, sadece sorumluluk dönemleri farklı olan tutuklanmamayı başaran genel müdür ve üst düzey yöneticiler beraat etti. Maden ocağı sahiplerinin maden işletme yasağı kaldırıldı. Katliama sebep olanların üç ay ile üç yıl arasında bu işleri yapamayacağına karar verildi. Daha sonra seri cinayetlere devam…

DİKKAT EDİN KATİLLER ARAMIZDA!

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler