spot_img
spot_img
Ana SayfaRöportajRöportaj: Göçmen Sendikası kuruluyor - Ufuk Çeri (Medyascope)

Röportaj: Göçmen Sendikası kuruluyor – Ufuk Çeri (Medyascope)

Göçmen işçilerin sorunlarına çözüm bulabilmek için Göçmen Sendikası Girişimi kuruldu. Göçmen Sendikası Girişimi, “Göçmenlerin maruz bırakıldığı sayısız güvencesizliğe karşı göçmenlerle birlikte örgütlü mücadele etmek ve sınıf dayanışmasını yükseltmek için, fiili, meşru, bağımsız bir odak sendikacılığı” sloganıyla bir araya geldi. Sendika girişiminin kurucularından Emel Karadeniz, “Yukarıdan yapılan söylemler tabanda linç ve saldırıya dönüşüyor. Biz buna karşı işçilerin birliğini savunuyoruz. İşyerlerinde, yerli işçi ile göçmen işçi arasındaki rekabete karşı işçilerin birliğini sağlayacak fiili örgütlenme kurmaya çalışıyoruz” dedi.

Uluslararası Göç Örgütü’nün (IOM) raporuna göre, dünya genelinde doğduğu ülke dışında yaşayanların sayısı 281 milyona ulaştı. IOM verilerine göre Türkiye dünyada en fazla göç alan 20 ülke arasında 12. sırada. Türkiye’de 6 milyon 5 bin göçmen var. Göçmen sayısı nüfusun yüzde 7,2’sini oluşturuyor.

IOM’a göre Türkiye’de çoğu Suriyeli 3,6 milyon mülteci yaşıyor. Türkiye, dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke.

Türkiye’de göçmen işçiler çoğunlukla tekstil, tarım, inşaat sektörlerinde ucuz emek gücü olarak, kayıtsız ve güvencesiz bir biçimde, 15-20 saat gibi çok uzun saatlerde çalışıyor.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) raporuna göre 2021’de 94 mülteci ya da göçmen işçi hayatını kaybetti. Hayatını kaybeden işçilerin 42’si Suriyeli, 17’si Afganistanlı. Hayatını kaybeden diğer işçiler arasında Rusyalı, Türkmenistanlı, Pakistanlı, Somalili, Azerbaycanlı, Gürcistanlı, İranlı, Bulgaristanlı, Güney Koreli, Macaristanlı, Moldovyalı, Sırbistanlı, Ugandalı ve Ukraynalılar bulunuyor.

Göçmen Sendikası Girişimi kuruldu

Göçmen işçilerin sorunlarına çözüm bulabilmek için Göçmen Sendikası Girişimi kuruldu.

Göçmen Sendikası Girişimi İstanbul’da 26 Aralık 2021’de “Göçmenlerin maruz bırakıldığı sayısız güvencesizliğe karşı göçmenlerle birlikte örgütlü mücadele etmek ve sınıf dayanışmasını yükseltmek için, fiili, meşru, bağımsız bir odak sendikacılığı” sloganıyla bir araya geldi.

Sendika girişiminin kurucu üyeleri Emel Karadeniz ve Burcu Arkan ile Göçmen Sendikası fikrinin nasıl ortaya çıktığını, neden dernek değil de bir sendika olarak faaliyet yürüttüklerini ve genel olarak göçmenlerin yaşadığı sıkıntıları konuştuk.

“Yaşam ve çalışma hakları gaspediliyor”

Yaklaşık beş yıldır göçmen işçi çalışmalarında yer alan Emel Karadeniz, şöyle konuştu:

“Göçmenler Türkiye’de zor şartlarda çalışırken, koronavirüs salgınıyla beraber yaşadıkları sorunlar görünmez hale geldi. Göçmen işçilerin yaşam ve çalışma hakları gaspediliyor.”

“İşçilerin birliğini savunuyoruz”

Türkiye’de siyasetçilerin göçmenlere yönelik ırkçılığı artırdığını söyleyen Karadeniz, “Yukarıdan yapılan söylemler tabanda linç ve saldırıya dönüşüyor. Biz buna karşı işçilerin birliğini savunuyoruz. İşyerlerinde, yerli işçi ile göçmen işçi arasındaki rekabete karşı işçilerin birliğini sağlayacak fiili örgütlenme kurmaya çalışıyoruz” dedi.

Türkiye’de 11 bin 695 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’na göre sendikalar işkollarına göre kuruluyor. Öğrenci sendikası, emekliler sendikası gibi sendikalar kurulabiliyor fakat devlet tarafından kapatma davaları açılıyor.  

“Göçmen Sendikası, kayıtdışı alanı da politize edecek bir şey”

Neden dernek değil de bir sendika kurduklarını girişimin kurucu üyelerinden Burcu Arıkan açıkladı. Mevcut sendika yasasının yerli işçinin de mücadelesini kısıtladığını belirten Arıkan, “Fiili ve meşru bir mücadele çizgimiz var. Göçmenlerin şu anda bir sendikaya üyeliği söz konusu olmuyor.  Atık kağıt işçilerinin de sendika hakkı olmuyor. Sendika girişimi kayıtdışı alanı da politize edecek bir şey. Göçmen işçiler çoğunlukla yerli işçilerle beraber kayıt dışı alanlarda çalışıyor. Mevcut sendikalara da bunları hatırlatacak, biraz sendika yasasının kendisini revize etmeyi gerektirecek” diye konuştu.

Göçmen işçilerin kayıtlı çalışmasının neredeyse imkânsız hale getirildiğini belirten Karadeniz, “Türkiye’de kimlik alma süreçleri iyice zorlaştı. Bunun yanında bir iş yerinde resmi olarak çalıştığı takdirde, işverenin Çalışma Bakanlığı’na başvuru yapması şartıyla ve bakanlığın onay vermesi sonucuyla kayıtlı çalışan statüsüne geçebiliyorlar.  Böyle bir süreçte bir göçmen işçinin aldığı çalışma hakkını sendikal örgütlenmeyle güçlendirme şansı yok. E-devlet bilgileri patronun elinde. Göçmenlerin resmi sendikal örgütlenme çabasına girmesi imkânsız” dedi.

“İltica talebi tanınsın, göçmen ölümlerinin önüne geçilsin”

Devletlerin sınır politikalarını sertleştirmelerinin göçü engellemediğini belirten Karadeniz, “Sınır güvenliğinin artması göçü engellemiyor ancak göçmen ölümlerini artırıyor. Deniz ve karayoluyla geçmeye çalışan göçmenler ve uluslararası insan kaçakçıları aracılığıyla organize edilen geçişleri devletler yok sayamaz. Özellikle göçü engelleyecek olan şey savaş politikalarının ve ekonomik yaptırımların ortadan kalkması. Bizim temel savunduğumuz fikir şudur: ‘Göçmenlerin iltica talebi tanınsın. Barınmadan sağlığa her türlü haklarını uygulaması için somut araçlar geliştirsin. Cenevre Sözleşmesi’nde açıkça ifade ediliyor. Göçmen ölümlerinin önüne geçilsin” diye konuştu.

Röportaj: Ufuk Çeri
Kaynak: Medyascope

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler