spot_img
spot_img
Ana SayfaGüncelRöportaj | Bel Karper grevi 25. gününde

Röportaj | Bel Karper grevi 25. gününde

Bel Karper işçileri Çorlu’da 25 gündür Tek Gıda-İş Sendikası öncülüğünde grevlerini sürdürüyorlar. Bel Karper işvereni tır içerisinde fabrikaya kaçak işçi sokarak grevi kırmaya çalışıyor, bu esnada Kaymakamsa grev alanına gelip işverenin grev kırıcılığına karşı direnen işçiye ”İstersem bu grevi pandemi nedeniyle erteleme yetkisine sahibim.” diyerek tehdit ediyor. Grev kırıcılığı suçuna, suç işleyen patrona değil yasal hakkını kullanan işçiye zor gücünü kullanan jandarmaya ve sendikal baskısını sürdüren şirkete karşı direnen işçilerle konuştuk.

Neden grevdesiniz?

Engin Arslan: Bizden alınanlar için grevdeyiz, alınan haklarımızı geri almak için.

Ozan Sağdıç: Maaşlarımız düşük olduğu için, iş yükü çok olduğu için, her şeyin düzene girmesi açısından; maaşımızın, gelirimizin daha düzgün olması için sendikaya başvurmuş olmaktayız ve grevdeyiz.

Zeynep Koçek: İşveren işçilerine insani haklar tanımadığı için grevdeyiz. 

Hatice Erdem: Hakkımızı almak için.

Ne kadar süre Bel Karper’de çalıştınız, çalışırken karşılaştığınız sorunlardan bahseder misiniz?

Engin Arslan: 14 yıldır beri Bel Karper’de çalışıyorum, ilk beş sene çok zor geçti, üretim yerine oturmadı, insanların belli bir yeri yoktu, makinalar değişti, amirler değişti her gelen yeni bir şey denemeye kalktı. Yeni denemelerden dolayı insanların yerleri değişti, zorluk çektik, üretimde her yerde sıkıntılar oluyordu.

Ozan Sağdıç:  15 yıldır Bel Karper’deyim 15 yıl içerisinde son iki yıldır sabit bir yerim var. Önceki zamanlarda sabit bir işimiz olmadığı için her gün sabah geldiğimizde; nerede çalışacağım, bugün nasıl geçecek diye düşüncelerimiz vardı. Bugün hangi makinadayım, neredeyim, nasıl çalışacağım diye düşünerek stresle işe geliyorduk. Gel buraya git oraya gibi şeylerle karşılaşıyorduk en sonunda Tek-Gıda İş sendikasına üye olmaya karar verdik.

Zeynep Koçek: 2 yıldır çalışıyorum Bel Karper’de herhangi bir gelecek vadetmemesi büyük bir sorundu, aynı makinada ya da aynı noktada senelerimi harcamak istemedim maaş dışında bir desteği olmaması büyük bir sorundu.

Hatice Erdem: 25 seneden beri burada çalışıyorum. Tabi ki işler ağır erkek işi kadın işi fark etmiyordu her tarafa gidiyorduk, yerimiz belli değildi.

Kadın işçi ve direnişçi olmak nasıl bir şey, ne gibi zorluklarla karşılaşıyorsunuz?

Zeynep Koçek: İşçi olmak başlı başına zor bir şey ama hem işçi hem direnişçi özellikle kadın olarak gurur verici bir şey.

Hatice Erdem: İlk defa yaşıyorum hayatımda, çok memnunum. Grev çok güzel geçiyor.

İçerideki çalışma şartlarından ve çalışırken karşılaştığınız sorunlardan bahseder misiniz? 

Engin Arslan: Az işçi ile çok iş kısaca bu şekilde. Normalde bir makinaya bir operatör bakıyordu iki tane yardımcı elemanı vardı ama şu an iki makinaya bir operatör, yeri geliyor molalarda dört veya altı makinaya kadar baktığımızı biliyoruz. 

Ozan Sağdıç: Bazı zamanlar psikolojik şiddet oluyordu hadi hadi, çabuk olalım gibi söylemler oluyordu. Maaşınız yetmiyorsa kapı orada diyorlardı. 15 yıldır çalışan işçi, hakkını arayınca bizim yapabileceğimiz bu diyorlardı ama daha üstünü verebilirlerdi, ikramiyemiz vardı kestiler, 1 yıl bile sürmeden ikramiyeleri maaşa böldüler ve ikramiyemiz eriyip gitti.

Zeynep Koçek: Çalışma şartları bizim için yeterince ağırdı, yeri geliyor kat kat ağırlıklı paletleri çekmek zorunda kalıyorduk, kadın olarak bize çok sorun yaratıyordu, belimiz ağrıyordu. 30 kiloluk tutkalları iki kadın işçi kaldırmak zorunda kalıyorduk, böyle problemler oluyordu bizim için.

Hatice Erdem: Sürekli farklı yerlerde çalışıyorduk, bugün nerede çalışacağım, acaba ne iş yapacağım diye düşünüyorduk.

Sendikalaşma sürecinde işveren tarafından ne gibi zorluklar yaşadınız?

Engin Arslan: Tehdit edildik, birkaç sefer çıkın diye maşa ile haber verildi, amir yolladılar, formenleri yolladılar bazı formenleri yolladılar hepsini katmıyorum. Bunlar aracılığı ile çıkın, sonu kötü olacak dediler. Benim eşimde burada 2 ay dışarıda kaldı çok şükür sendikamız yanımızda durdu bizi mahcup etmedi. Dik duracağız.

Ozan Sağdıç:  İlk önce sendikayı kötülemeye başladılar, onlar arkanızda durmaz, yok şöyle olur yok böyle olur, fabrikanın yaptığını size yapmazlar, işinizden olursunuz korku ile baskı ile caydırmaya çalıştılar ama biz girdiğimiz bir yoldan dönmek istemedik.

Zeynep Koçek: İşveren tarafından ilk önce sendikalaşmanın kötü olduğunu, bir şey vadetmediğini, boş bir işe giriştiğimizi söylediler. Greve çıkmaya yakın beyaz yaka teklif ettiler iki seneden beri neden teklif etmiyorlar, sendikayı mı beklediler, biz kabul etmedik zaten.

Hatice Erdem: Çıkın sendikadan, ne bekliyorsunuz sendikadan, bir şey alamayacaksınız gibi şeyler söylediler.

Pandemi döneminde hükumet güya işten atma yasağı getirdi fakat son bir yılda 200 bin kadar işçi Kod-29 ile tazminatını alamadan, ahlaksız ilan edilerek işten atıldı, bu konu hakkında ne söylemek istersiniz.

Engin Arslan: Burada da 1 kişi atıldı, greve çıkınca 2 arkadaşımız daha atıldı. Tamamen işverenin ahlaki durumuna bağlıyorum bunu tamamen ahlaksızlık, sendikal haklarını isteyenleri böyle çıkarırlars ben buna ahlaksızlık derim.

Ozan Sağdıç:  Arkadaşlarımızı attılar, temsilci arkadaşımızı Kod-29 ile işten atıldı. Sendikanın yetkisi olmaz, varsa da biz kabul etmiyoruz dediler, Fransa kabul etmiyor gibi şeyler söyleyerek meşrulaştırmaya çalıştılar. Pandemide rahatsız olduk, ailece Covid olduk bu süreçte 16 gün raporluydum ve rapor paramı yatırmadılar.

Zeynep Koçek: Bizim de Kod-29 ile atılan arkadaşlarımız oldu fakat bir kadın olarak Kod-29 ile atılmak bizim hem geleceğimiz için hem de bu şekilde damgalanmamız yeterince kötü.

Hatice Erdem: İyi bir şey değil, bir damga gibi. İnsanlar tazminatlarını da alamıyor.

Bugün 80 gün direnişin ardından grevin 25. günü. Direniş, mücadele ve grev ile geçen bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?

Engin Arslan: Bizim için çok güzel,  bir sıkıntımız yok, biz burada herkesin birlik olduğunu görünce tek yürek olduğunu görünce daha çok kenetleniyoruz. 6 ay değil 6 yıl da grev olsa biz burada duracağız.

Ozan Sağdıç: Herkes mutlu, halay çekiyoruz eğleniyoruz, birbirimize yardımcı oluyoruz. Bu süreç böyle geçiyor.

Zeynep Koçek: Grev tahmin ettiğimden daha keyifli geçiyor, bir sıkıntımız yok mücadelemiz devam edeceğiz.

Hatice Erdem: Çok güzel ve eğlenceli bir süreç. Mücadelemize devam edeceğiz.

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler