Eğitim Sen 6 No’lu Üniversiteler Şubesi, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) önünde kanun hükmünde kararname (KHK) ile rektöre verilen yetki kullanılarak görevlerinden ihraç edilen ve 3 ay süreyle uzaklaştırma kararı verilen akademisyenlere destek için bir araya geldi. Öğrenciler tarafından gerçekleştirilen basın açıklamasında ihraç edilen eğitim emekçileri, OHAL rejimi ve üniversitenin ticarethaneleşmesinden bahsedildi. 2016 yılının Aralık ayında İTÜ yönetiminin KHK’lardan aldığı yetki ile başlattığı soruşturmaların tamamen hukuksuz olduğunu söyleyen öğrenciler, İTÜ yönetiminin emekçi düşmanı tavrını da eleştirdi.
Sendikal mücadeleyi bitiremeyeceksiniz
Basın açıklamasında konuşan KESK sözcüsü Aysun Köser Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden ihraç edilmişti. Konuşmasında Ankara üniversitesinde Rektör İbiş’ten İTÜ’de Karaca’ya kadar kimlerin iktidar için çalıştığını çok iyi bildiklerini belirten Köser, Üniversitelerin sermayenin arka bahçesi haline getirilmeye çalışıldığını, yaptıkları düzenlemeler ile öğrencilerin ucuz iş gücü haline getirilmek istendiğini söyledi. Konuşmasına şu şekilde devam etti;
“Bizler üniversitesi mücadelesi verenler olarak taleplerimizi bir kez daha sıralama gereği duyuyoruz. Bizler özgür, demokratik ve kendi öz yönetimine sahip üniversiteler isiyoruz. Bizler yöneticilerimizi kendimiz seçmek istiyoruz. Bu mücadelenin sonunda arkadaşlarımız bu bedeli ödemiş olabilirler. Fakat onlar yalnız değiller. Emin olun arkadaşlarımız onların başlarına bela olmaya devam edecekler. KESK’in başında ve onların karşısında olmaya devam edeceğiz. Son olarak eklemek istiyorum ki : ‘ Kahrolsun İstibdat, Yaşasın Hürriyet!’
Onlar faşizmi örgütlerken, biz de umudu örgütlüyoruz!
Eğitim-Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan ise AKP’nin darbeyi bir lütuf olarak gördüğünü ve eğitim ve bilim emekçilerine de bunu kullanarak saldırmaya devam ettiğini belirtti. Eline silah alandan ve darbeyi gerçekleştirenden kat ve kat daha fazla kamu emekçisinin ihraç edildiğini söyleyen Aytekin, eğitim emekçilerinin açığa alınma ile ihraç ile ve mahkeme celbleri ile yıldırılamayacağını söyledi.Sözlerini ise şu şekilde bitirdi; “ Her karanlık gecenin sonunda meltemi bizden esen, soluğu bizde olan yeni bir başlangıç var. Bu bizler bu başlangıcın tarihini yazıyoruz. Her darbe döneminde olduğu gibi bu dönemde de başlangıcın tarihini yazmaya devam edeceğiz. İşte yarihin her yerinde sokaklardayız. Türkiye’nin her yerinden haykırıyoruz ve haykırmaya devam edeceğiz!”
Darbenin faturası emekçiye kesildi!
Bilindiği gibi ülkemizin toplumsal muhalefet ve emek mücadelesini bastırmak amacıyla kullanılan KHK’lar ile yürütülmekte olduğunu söyleyen Eğitim Sen 6 Nolu Üniversiteler Şubesi Yürütme Kurulu Üyesi Arzu Acar, darbenin sonuçların özellikle emekçilerin açısından yıkıcı olduğunu söyledi. Binlerce kamu çalışanı hakkında soruşturma, gözaltı ve tutuklama yapıldı. Aynı zamanda bu süreçte iş cinayetleri belirgin bir şekilde artış gösterirken, iş sağlığı ve güvenliği yasası ile iş ve gelecek güvencesi de ortan kaldırıldı.
Acar konuşmasında beslenme hakkı için mücadele eden idare personelin, asistanların ,iş güvencesi, özlük hakları ve 50d ile mücadele etmenin terörist sayılmaya nasıl neden olabileceğini sorarken, soruşturmaların ve cezaların nedenlerini çok iyi bildiklerini belirtti. İTÜ yönetimi ve Karaca’ya seslenen Arzu Acar, işi ve emeği için mücadele eden bu onurlu insanların barış, özgürlük ve eşitlik mücadelesinden vazgeçmeyeceğini ve mutlaka kazanacağını söyledi.
