spot_img
spot_img
Ana SayfaYazıİbraname nedir? - Av. Ulaş Çam

İbraname nedir? – Av. Ulaş Çam

İbraname, lehine düzenleneni borçtan kurtaran belgedir. İş hukuku açısından oldukça önemli konulardan biri de ibranamedir. İşçi bu belgeyi imzalamakla, işvereni kendisine karşı olan borçlarından kurtarmaktadır. Bu kadar önemli olan ve uygulamada bir çok probleme yol açan ibraname, ilk defa 01.07.2012’de yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda düzenlenmiştir. Bundan önce Yargıtay tarafından verilen ilke kararları ile sonuca gidilmekteydi. Türk Borçlar Kanunu ibraname konusunu 420. Maddesinde düzenlemiştir. Madde içeriğini ve hükümlerden ne anlaşılması gerektiğini, basitçe ele alalım:

  • Hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir. Buna göre sözleşmenin haksız feshini önlemek amacıyla konulan cezai şart sadece işçi için konulamaz. Sözleşmeye konulacaksa, işveren için de haksız fesih yaptığı durumlarda cezai şart uygulanacağı belirtilmelidir. Tek taraflı cezai şart olmaz.
  • İşçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür. Yazılılık bir geçerlilik şartıdır. İşçi işyerinden ayrıldıktan en erken bir ay sonra ibranameyi imzalamış olmalıdır. Fesih ile aynı gün imzalanan ibraname geçersizdir. Keza fesih ile aynı gün imzalanan ibranamelerin baskı altında alınması olasılığı bulunmaktadır. “Tüm alacaklarımı aldım” şeklinde bir ibraname içeriği geçersizdir. Tüm alacak kalemleri tek tek sayılacak ve her biri için ne kadar ödeme yapıldığı belirtilecektir. Elden ödeme mümkün değildir. İbraname içeriğinde belirtilen alacakların tamamı banka aracılığıyla ödenecektir.
  • Hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını muhtevi diğer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmündedir. Bu hâlde dahi, ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olması zorunludur. İşçinin, gerçekte alması gerekenden az miktar içeren ibranameler sadece makbuz sayılmaktadır. Yani işçi o miktarı almış sayılır. Gerçek miktar tespit edildiğinde bu tutar indirilir. Bu ödeme bile banka aracılığıyla yapılmış olmalıdır. Ülkemizde, gerçek ücret farklı olduğu halde, asgari ücret üzerinden ücret gösterme yaygındır. Böyle bir durumda asgari ücret üzerinden düzenlenmiş ibraname ve ödemesi sadece bir makbuzdur.
  • İkinci ve üçüncü fıkra hükümleri, destekten yoksun kalanlar ile işçinin diğer yakınlarının isteyebilecekleri dâhil, hizmet sözleşmesinden doğan bütün tazminat alacaklarına da uygulanır. Bu hükümler iş kazasından ölüm gerçekleştiğinde, işçinin yakınlarına ödenmesi gereken tazminatlar için de uygulanmak durumundadır. Yani ölen işçinin yakınlarına ödeme yaparken de; ne kadar tazminat ödendiği açıkça belirtilmek durumundadır.

Bu düzenleme öncesinde, yani 01.07.2012’den önce düzenlenen ibranamelerde, işverenin savunmasıyla çelişmeyen ve miktar içermeyen ibranamelere de değer veriliyordu. Alacak kalemleri sayılıp, bu alacak kalemlerine ilişkin hiçbir hak ve alacağın kalmadığına ilişkin ifadeler içeren ibranameler geçerli idi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu bu durumu tamamen değiştirmiştir. Uyulması gereken açık kurallar belirlenmiştir. Bunlardan bir tanesi dahi gerçekleşmemişse ibranamenin hükmü bulunmamaktadır.

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler