spot_img
spot_img
Ana SayfaGüncel''Her şeyin güzel olduğu'' İBB'yi KOD 42 damgalılardan dinleyin

”Her şeyin güzel olduğu” İBB’yi KOD 42 damgalılardan dinleyin

Hüdeydan Ece önce KHK ile işinden edildi, çalışmak için Şırnak’tan İstanbul’a geldi. Sürgün dediği bu şehre, belediyede iş bulunca ailesini getirdi, sıfırdan bir hayat kurdu. Ve şimdi “Her şey çok güzel olacak” diyenler bir kez daha KOD 42 ile hayatını dağıttı, özlük haklarına çöktü, iftira koduyla gelecekte iş bulamamasını garantiledi. Yaşadığı yoğun hak gaspı sürecini kendi ağzından dinleyelim.

İsmim Hüdeydan Ece. Şırnaklıyım. Şırnak Belde Belediyesi’nde çalışmaktaydım. 2002 yılında işe girmiştim. Geçici işçi olarak başlamıştım. 2007’de AKP hükümeti döneminde toplu kadrolar verilerek taşeron işçilerin kadroya alınması sağlandı. O dönem benim bütün güvenlik soruşturmalarım gerçekleştirildi ve kadroya alındım. 2017’ye kadar belediye 3-4 kez el değiştirmesine rağmen ben işimi yapmaktaydım ve hiçbir dönem bir tane işverenden tutanağım dahi yoktur. DYP, AKP ve HDP olmak üzere üç parti el değiştirdi. Bu dönemlerde hakkımda adli veya idari hiçbir soruşturma açılmışlığı yoktur. 2017 Ağustos ayında 693 Sayılı KHK ile işimden atıldım. Yaklaşık 15 yıl 9 ay çocuklarımın ekmeğini kazandığım geçimimi sağladığım işimden hiçbir gerekçe gösterilmeden sadece bir KHK ile atıldım. Bunun üzerine çeşitli girişimler yaptım. AKP il teşkilatından tutalım, milletvekillerine kadar o yörede bütün etkili siyasetçilere bir bir ulaştım. Cimer’e yazdım ve tek talebim oldu, eğer bir suçum varsa ivedilikle gereğinin yapılmasını en ağır ceza ile cezalandırılmamı istedim. Yoksa da -4 çocuk babasıyım bu arada- çocuklarımın ekmeğini kazandığım işime geri iade edilme talebim oldu. Ne yazık ki hiçbirine karşılık bulamadık. Bu konuda açmış olduğum bir dava var ve hala sürmekte. Ben yaşamımı idame edebilmek için çocuklarımı ailemi memlekette bırakıp İstanbul’a gelmek zorunda kaldım. Bir nevi İstanbul benim için bir sürgün hayatıydı. Geldim ve tek başıma özel sektörde ayakta durmaya çalıştım. Çünkü işten atılmamla birlikte 1,5 yıl geçmişti ekonomik olarak bayağı bir zorluk yaşıyordum. 4 çocuğum da öğrenciydi, onların okul masraflarını okuyabilmelerini sağlamak bir babanın göreviydi. Ben 2018’de bayrama 3 gün kala ailemi terk etmek -çocuklarımla birlikte bayramı geçiremedim- ve İstanbul’a gelmek zorunda kaldım. Burada 2018’de özel sektörde işe başladım. 2020’de, o dönemler seçim dönemleriydi, çeşitli söylemlerle ortaya çıkan bir hareket vardı. “Her şey çok güzel olacak” sloganları ya da “Hak hukuk adalet” mücadeleleri yapan, yaşadığımız tüm haksızlıkların farkında olduklarını iddia eden siyasiler vardı. Tabii ki bu bizi de umutlandırmıştı. 2020’de ben İBB’deki yönetim değişikliğinden sonra İBB kariyere başvuru yapmıştım. KHK’lı olduğumu hiçbir yerde saklamadım. Çünkü ben utanılacak hiçbir şey yapmadım bugüne kadar. Hani saklayacak hiçbir şeyim yok. Ben kalktım İBB kariyere başvurdum ve KHK ihraçlısı olduğum İBB kariyer sayfasında kayıtlıdır. Daha sonra mülakata çağrıldım. Sözlü mülakatta da tekrardan KHK’lı olduğumu 693 sayılı KHK ile işimden edildiğimi dile getirmiştim. Ben Boğaziçi Yönetim A.Ş.’de temizlik personeli olarak göreve başladım Mart ayında. Daha sonrasında süreç böyle ilerlerken Süleyman Soylu’nun İBB’yi hedef alan açıklamalarından sonra bizler de yandaş medya tarafından hedef alındık. Benim medyaya da açtığım şu anda süren hukuki bir davam var. Dava açtım hani kayda değer değil benim için ama hayatımı tamamen etkileyen iddialarda bulunuldu yalan yanlış bilgiler üretildi.

ÇOCUKLARIMIN GÜVENLİĞİNDEN KORKUYORUM

Benim okuyan çocuklarım vardı. İstanbul’a ben ailemi getirmek zorunda kaldım 1 sene İBB’de çalıştıktan sonra işime güvenerek, hani artık İBB’de çalışıyorum ona güvenerek ailemi yanıma aldım çocuklarımı liseye kaydettim burada. O yandaş medyanın servis etmesiyle birlikte artık hayati endişe ediyordum çocuklarım okula gidince tedirgin oluyordum sürekli ailemi arıyordum iyi misiniz, hani durumunuz nedir, çocuklar geldi mi gelmedi mi… Bu tedirginliği hep yaşıyorduk çünkü İstanbul gibi bir yerdeyiz. Ne yazık ki toplumumuz tüm hayatlarını medyada çıkan yalan haberler üzerine yaşıyor hiçbir gerçeklik payı araştırılmadan insanlar hakkında yargılar veriliyor. Artık dile getirmekte zorlanıyorum inanılmaz bir psikolojik sıkıntı yaşadım. O süreç öyle bayağı bir sürdü. Sonrasında benim daha önce açmış olduğum bir dava vardı KHK mağduriyetinden dolayı. Mahkemeye sunulan Terörle Mücadele Şubesi’nin göndermiş olduğu yazı vardı benim herhangi bir iltisakım ya da irtibatımın olmadığına dair ki o da yeni bir yazıydı, 2021 sonlarında gelen bir yazı. Hedef alındıktan sonra basında ben İBB yönetimine sundum. Murat Ongun çıkıp bu evrakla birlikte savunma bile yaptı TV 5’te ben buna şahitlik ettim görseller hala kayıtlarda mevcut. Artık her şey rayına oturdu derken 12 Mayıs’ta Boğaziçi yönetiminin açmış olduğu telefonla işimden atıldığımı tekrardan öğrendim. Bana söylenen şey “Valilik talimatıyla sizin işinize son veriyoruz”. Yani tekrardan adeta dünyam başıma yıkılmıştı. Ayakta durmaya çalışıyoruz, her şeye rağmen çocuklarım için, bana yapılan bu haksızlığı teşhir etmek için mücadele ediyorum. Daha sonra, çok üzülerek söylüyorum, öğrendim ki Kod-42 ile yani sanki yalan beyan vermiş gibi onurumuza dokunan bir madde ile işimizden atılmışız. KHK’lar ne kadar hukuksuzsa İBB’nin bize karşı yapmış olduğu uygulama da bir o kadar hukuksuz diye düşünüyorum.

”HAK HUKUK ADALET” DİYE GÜNLERCE YÜRÜYENLER BU HUKUKSUZLUĞU GÖRSÜN

Tek çağrım şu “Hak hukuk adalet” diye günlerce yollarda yürüyen sayın Kılıçdaroğlu bizim yaşadıklarımızın farkına varsın, yaşadığımız hukuksuzluğun farkına varsın. Yine “Her şey çok güzel olacak” söylemi ile yola çıkan ve bizim de desteklediğimiz Sayın Ekrem İmamoğlu da yoldaşlarını, iş arkadaşlarını, çalışma arkadaşlarını yarı yolda bıraktığının farkına varsın. Bize yapılan hukuksuz muamele ortadan kaldırılsın işimiz ekmeğimiz bize geri verilsin.

 

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler