20 Ocak’ta greve çıkmaya hazırlanan Schneider işçileri bir mektup yayınlayarak, grev kararı sonrası Çalışma Bakanlığı’nın ‘uzlaşın’ baskısı yaptığını söyledi.
Elektromekanik Metal İşverenleri Sendikası (EMİS) ile yapılan görüşmelerin tıkanması üzerine Birleşik-Metal-İş yetkisindeki fabrikalarda ardı ardına grev kararları çıktı. İşçiler, Çalışma Bakanlığı’nın memleketin halini bahane ederek ‘uzlaşma’ baskısı yaptığını Evrensel’e gönderdikleri mektupla açıkladılar.
İşte Schneider işçilerinin mektubu:
”Fabrikanın toplamında siparişlerin azlığı ve işten atılma korkusuyla hareket edenler var. Diyorlar ki eğer greve çıkarsak işimizden oluruz. Tabi bu korku daha önceki toplusözleşmede de işten atılmalar olduğu için işçinin kaygılarını artırıyor. Fabrikanın diğer kesimi ise toplusözleşme döneminde değiliz gibi hareket ediyor.
Evet, Neden greve evet çıktı dersek. Burada işçi iradesini koydu. Sendika eğer masada pazarlık yapacaksa eli güçlü olsun, işçinin onun arkasında olduğunu bilsin diye evet çıktı.
Sendika bu dönem işçiye danışmadan imza atmayacağını söyledi. Sandık kuracağını söyledi. Burada işçi arkadaşlarımızın çoğu şunu dile getiriyor. Eğer sendika yüzde 25 zammın altına imza atacaksa sandık kurmasın daha iyi…
Greve evet çıktıktan sonra bakanlık uzlaşın diye baskı yapıyor. Kulağımıza gelen bilgi budur. Uyuşmazlık dönemi bitti artık greve gidiyoruz. Çalışma Bakanlığı tarafları Ankara’ya çağırmış. Anlaşın memleket kötü durumda, ne grevi, sizin derdiniz ne?’’ diye… Buradan bakanlığa sesleniyoruz “Derdimiz ekmek, insanca yaşamak…”
Ayrıca bizim daha önceki toplusözleşmede alınmayan sosyal haklarımız var. O dönem işçi gündem bile yapmamıştı. Bayram mesailerinin yüzde 300 olması, hafta sonu mesailerinin yüzde 200 olması, Kurban Bayramında erzak yardımı gibi bu hakları ama bu dönem bunlar işçinin kırmızı çizgisidir. Olmazsa olmazıdır.
Burada her kazanım 2017 MESS toplu sözleşme sürecini direk etkileyecektir. Örnek olması için işçilerin kazanımla çıkması lazım.”
