spot_img
spot_img
Ana SayfaHaberDİAM İŞÇİLERİ HAYKIRIYOR; ROBOT DEĞİL İŞÇİYİZ!

DİAM İŞÇİLERİ HAYKIRIYOR; ROBOT DEĞİL İŞÇİYİZ!

Birleşik Metal-İş’e üye oldukları için işten atılan 100’e yakın Diam Vitrin işçisinin direnişi Tuzla Kimya OSB’de sürüyor. İş yerinde maruz kaldıkları baskıyı ve tacizleri, sendikalaşma süreçlerini ve direnişi işçilerle konuştuk.

Diam Vitrin işçileri olarak Birleşik Metal-İş’te örgütlenme süreciniz ve bugün sizi yaklaşık 1 aydır direnişe getiren süreci anlatabilir misiniz?

Buradaki çalışma koşullarından rahatsızlık duyuyorduk. İşyerindeki arkadaşlarımız ile haklarımızı savunmak için işyerine sendika getirmek istedik. Uzun süredir örgütlenme faaliyeti yürütüyoruz. Bu örgütlenmeler sonucunda fabrika içinde çoğunluğu sağladık. Sonrasında bu bir aylık süreç içinde işten atılmalar gerçekleşti. Önce 5 arkadaşımız işten atıldı. Arkadaşlarımızın işten atılması ile birlikte bir duraklama dönemi yaşadık. Başka arkadaşlarımızın işten atılmasından çekindik fakat yine de tek tek konuşarak insanlara sendikayı anlatmaya devam ettik. Sonrasında 10 arkadaşımız daha işten atıldı. Sonrasında da 76 kişi atıldık, ben onlardan biriyim. Ben işten atılalı 3 gün oldu.

Biz işyerine sendika sokmak istediğiniz için işten çıkarıldığınızı biliyoruz. Peki Diam Vitrin patronları ne gerekçe sundular size? 15 kişinin işten atılmasından sonra neler yaşandı?

Hepimiz iş kanunun 25/2. maddesi gerekçesiyle işten atıldık. Arkadaşlarımızın işten atılması üzerine iş yavaşlatma kararı aldık. Ancak arkadaşlarımızın işten atılmaya devam edilmesi üzerine iş durdurma eylemi ile devam ettik. Bu süreçte sendika ile sürekli irtibat halinde kaldık. İşten atılan arkadaşlarımızın fabrikanın dışında biz ise içerisinde eylemimizi gerçekleştirdik. Dışarıdaki arkadaşlarımız ile görüşmemizi engellemek için fabrika yönetimi güvenlik görevlilerini getirdi. Biz içeride üretim alanlarını gezip, sendikalı olmayan arkadaşlarımıza durumu anlatmaya devam ettik. 10 kişi eyleme ikna edilemediği için üretim tam olarak durdurulamadı ve sendikalaşma sürecini sekteye uğratan bir durum ile karşı karşıya kaldık. Ancak biz eylemlerimizi kesmedik. İşveren sendika ile görüşeceğini sözünü verdi ve çalışmaya devam etmemizi istedi. 15 arkadaşımızın işe geri dönmesi şartıyla çalışmayı kabul ettik fakat işveren sözünde durmadı. İşlerimize döndüğümüzde ise baskı daha da arttı. Kadın arkadaşlarımıza daha ağır işler verildi. Ne arkadaşlarımız geri alındı ne de görüşme yapıldı. Bize en acil işlerini yaptırıp, görüşmeyi reddettiler.

Sonrasında tekrar iş bırakma ve eylemlere devam ettik. Sendika başkanlarımız 10 Temmuz’da işverenin masaya oturacağını hepimizin iş başı yapmasını önerdiler. Biz bu öneriyi aramızda değerlendirdik fakat bir kere kandırıldık, bir daha olmaz diyerek iş başı yapmadık. Şu an acil yetişmesi gereken işleri var, akıllarınca onları yaptıracaklardı bize. Sonra 1’er 2’şer yine işten atılacağımızı biliyorduk. Biz iş başı yapmayı reddedince de toplu işten atma yaptılar.

76 kişinin toplu atılması sonrasında ne yaptınız?

İşten çıkarıldığımız bize SMS yolu ile bildirildi. Servis şoförlerimize haber verilmiş ve bizi almamaları gerektiği söylenmiş. Ancak biz diğer gün yine fabrikanın önünde toplandık. Geldiğimizde fabrikanın etrafının dikenli tellerle örüldüğünü gördük. Polis, çevik kuvvet gelmişti. Hiçbir şey yapmadığımız halde bu alınan önlemleri şaşkınlıkla karşıladık. Tek isteğimiz hakkımızı aramak ve sendikalı olmaktı. Biz atılmadan önce çok fazla küfür ve hakarete maruz kaldık. Müdür bel altı konuşmalarda bulunuyor ve bizi robot olarak gördüğünü ve ne isterse yapmak zorunda olduğumuzu söylüyordu. Biz dışarı çıkmak istediğimizde bizi yemekhanelere kilitlediler. Arkadaşlarımızın yanında olmak için direttik. Bizlere aç köpekler, nankörler vs. gibi bir ton hakarette bulundular. Biz ustabaşlarının ve müdürlerinin bu hakaretlerine rağmen onlara bir karşılık vermedik. İş yerine veya onlara hiçbir saldırıda bulunmadık veya zarara uğratmadık. Bizim tek istediğimiz hakkımızı almak ve sendikalı olmak. Bizim işyerimiz hepimiz için yuva gibiydi. İşimizi her zaman eksiksiz yaptık ve hiçbir siparişi aksatmadık. Buna rağmen işyeri baskıdan asla vazgeçmedi. Bir süre bu baskıları görmezden geldik fakat sabrımız artık sonuna gelmişti.

 

diam işçileriİşyerinde sürekli işçi çıkarma yeni işçi alma gibi bir sirkülasyon oluyor mu?

Hayır, yaptığımızın işin niteliği açısından yoğun işten çıkarma yapamıyorlar. Vidalama işi herkesin hemen yapabileceği bir iş değil. Burada 5 yıldan fazladır çalışan arkadaşlar var. Fakat sezonluk alım da oluyor.  Burada ilkbahar ve yaz aylarında işçi alımı yoğun oluyor. Sonbahara doğru yeni alınan işçileri çıkarıyorlar genel olarak.

Şimdi 100’e yakın işçi çıkarılmışken işler nasıl yürüyor?

Şu an yoğun bir dönem. Yukarıdan beyazyakalılar üretime desteğe iniyorlar diye biliyoruz. Bu kadar çile çekeceklerine sendikamızla masaya otursunlar onların da işleri yetişsin bizim de taleplerimiz yerine gelsin. Fakat sendika korkusu daha ağır basıyor.

Peki fabrikada çalışma koşulları nasıl?

Asgari ücret alıyoruz. İşçi servisi ve yemek de var ancak yemek parası maaşımızdan kesiliyordu. Yarım saatlik molalarımızın ücretleri de maaşlarımızdan kesiliyordu. Başka herhangi bir şey yok. Biz ikramiyeli çalışmak istiyoruz. Asgari ücret burada çalışan evli veya bekar hiçbir çalışan için yeterli gelmiyor. 1.5 senedir burada çalışmama rağmen yalnızca 20 TL zam aldım. 5 senedir çalışan arkadaşımız ise yalnızca 30 TL zam aldı. Bu rakamlar çok gülünç ve hiçbir ihtiyacımızı karşılamamız mümkün değil.

Burada sürekli zorunlu mesai var. Onların istediği saat aralıklarında çalışmak zorundaydık. Gece 12’ye kadar mesaiye kaldığımız oluyordu. İlk girdiğim hafta iki gün üst üste eve gitmeden fabrikada sabahlamak zorunda kaldım. Bu koşullarda hiçbirimiz ailelerimizi göremiyorduk. Yeni giren personeller mesaiyi kabul etmediklerinde diğer gün çıkışları verildi. Mesai saatlerine karşı herhangi bir itirazımızda oldukça cinsiyetçi hakaretlere maruz kalıyorduk.

Başka bir fabrikaya da girebilirim asgari ücret ile çalışmak için ancak burada bizim hakkımız yendi. Biz hakkımızı almak için mücadele ediyoruz. Diam’ın yurtdışındaki fabrikalarının hepsinde sendika var iken Türkiye’deki fabrikaya sendika getirilmesine izin vermiyorlar.

Siz fabrikada tam olarak nasıl bir iş yapıyordunuz?

Makyaj standı üretimi gerçekleştiriyoruz. Ben standın montaj kısmında çalışıyordum. İşveren bizim cinsiyetimizi önemsemiyor ve her türlü ağır işi yapmak zorunda bırakıyordu.  İşyerine girerken herhangi bir sağlık problemim olmadığı halde 1.5 senede meslek hastalığına yakalandım. Bel fıtığı olduğumu belirterek çalışma alanımın değiştirilmesini talep ettim ancak umursamadılar. Sonrasında kalite kontrol bölümüne geçirildim. Ancak orada da sürekli kalite kontrol müdürünün sağlık sorunlarım ile ilgili tacizine uğradım. Defalarca şikâyette bulunmama ve sağlık raporu ile durumumu kanıtlamama rağmen ciddiye alınmadım.

Fabrikada çalışan kadın işçi sayısı hakkında bilgi verebilir misiniz?

Fabrikadaki işçilerin yarısından fazlası kadındı. 200 işçi çalışıyor. Özellikle üretime erkek almıyorlardı. Kadınlar erkekler ile aynı işleri yapıyorlar. Kaldıramadığın bir ağırlık ile karşılaştığında ise bunu yetersizlik olarak yüzümüze vuruyorlardı. Eğer fabrikaya bir müşteri veya üst düzey bir müdür geliyorsa fabrika içinde bize karşı olan davranışlar değişiyordu. Normalde çok pis koşullarda çalışıyorduk fakat böyle durumlarda her yer temizleniyordu. Bu işleri de kadın işçilere yaptırıyorlardı. Erkek işçiler kadınlara göre oldukça rahat bir ortamda çalıştırıyorlardı.

İşyerinde başka bir üretim gerçekleştiriyor musunuz?

Yalnızca stand üretimi yapıyoruz. Çalışmamız sürecinde temin etmeleri gereken malzemeler ise çoğu zaman temin edilmiyor. Kimyasal madde kullandığımız için maske takmamız gerekiyor fakat verdikleri maskeler o kadar kötü koku yapıyordu ki maskesiz çalışmak zorunda kalıyorduk.

İşçi sağlığı ve iş güvenliği kurallarına uyulmadığı görülüyor. Peki giymeniz gereken başka bir üretim kıyafetiniz var mı? Temin ediliyor mu?

Hayır, üretim için özel bir kostüm yok. Yalnızca bir t-shirt veriliyor. Bir de o kullanamayacak durumda olan maskeleri veriyorlardı. İş güvenliği kıyafetlerini yalnızca müşteriler veya üst düzey müdürler geleceğinde dağıtılıyordu. Yalnızca gösteriş için kullanılıyordu. Burada verilen ürünlerin hepsi en ucuza mal edilebilecek şekillerde olduğu için hiçbir koruyucu etkisi de bulunmuyor. Sağlıklı koşullarda çalışmamız asla umursanmıyor. Kimyasal kullanılan bölümlerde ise yalnızca bir tane havalandırma var. Çok ağır bir koku ve kimyasala maruz kalarak çalışmak zorunda kalıyoruz.

Yemekhanenizin koşulları nasıl?

Yemek molalarına 3-4 grup şeklinde çıkıyoruz. Birinci ve ikinci grup için yemekler yeterli olmasına rağmen sonrasında çıkan gruplara yiyecek genel olarak çok yetersiz kalıyor. Yemekleri beğenmiyoruz, yemek firması da ucuz hizmet aldıkları bir firma. Şikâyet mekanizmalarını işlettik bir sonuç alamadık. Yemek firmasındaki işçilerle konuştuğumuzda, bize çok az ödeme yapıyorlar kaliteli yemek getiremiyoruz dediler. Yemekler tüm fabrikaya yetmiyor, çok yağlı oluyor.

Şikâyet ettiğinizde bir değişiklik oldu mu?

Şikâyet kutularına dilekçe yazdık bir sonuç alamadık. Sonra kutuları da kaldırdılar zaten.

Peki soyunma odalarınız, kilidi sadece sizde olan dolaplarınız var mı?

Dolapların birçoğunda kilit yok zaten. Özel eşyalarımızın bulunduğu dolapların olduğu soyunma odalarını da kilitliyorlar. Odanın anahtarı da müdürde oluyor. Biz eşyalarımıza ulaşmak isteyince müdürden anahtarı istemek zorundayız. Kadınların özel durumundan anlamadığı gibi kendisi sürekli bize küfrediyor, sözlü tacizde bulunuyor. Takım liderleri ise isteyince girip çıkabiliyorlar.

Hijyen koşulları nasıl işyerinde?

Günde bir kere tuvaletler temizleniyor. Bizler burada gecelere kadar mesai yapıyoruz. Tabii ki yeterli değil bu temizlik. Tuvalet kağıdımızı bile evden getiriyoruz.

diam_birlesik_metalTİS’inizde geçecek maddelerin bir kısmından bahsetmiş oldunuz bu şekilde. Özellikle kadınların çoğunlukta olduğu bir fabrika burası. Tacizci, sürekli sizlere küfür eden müdürlerden, usta başlarından bahsettiniz. Yaygın biçimde mobbinge, şiddete, baskıya maruz kalıyordunuz. Kadınlara regl günlerinde muameleleri nasıl peki?

Bayılana kadar çalıştırıyorlar. Çok sancımız olduğunda da tek başımıza yürüyerek sağlık ocağına gidiyoruz. Rapor aldığımızda dolmuşa binip eve gitmek zorundayız. İşçileri hele bir de kadınsa insan yerine koymuyorlar.

Kadınların sendikalı olmalarının da işten atıldığı takdirde kapıda direnmesinin de çok daha zorlu olduğunu biliyoruz. Aileniz nasıl tepki verdi?

Birçoğumuzun eşleri de direniş başladığından beri bizimle. Benim babam da sendikalı. O yüzden anlıyor durumu. Çocuklar telefon edip direniş alanına gelmek istiyorlar. Ailecek direniyoruz yani. Biz bu sürecin başından beri kadın arkadaşları örgütlemek de sorumluluk aldık. Burayı terk etmeyiz.

Son söz olarak söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?

Diam Vitrin’e sendika sokana kadar direnişe devam edeceğiz. İçerdeki arkadaşlarımızı da yalnız bırakmamak, örgütlenmemizi güçlendirmek için buradayız. Biz şu an en çok içerde çalışan arkadaşlarımız için duruyoruz. 4 arkadaşımız çalışmayı reddettiler. Onlar da işten atılmadıkları halde gördüğünüz gibi fabrikanın bahçesinde bekliyorlar, bize destek oluyorlar. İçerde baskı çok artmış durumda. Baskıları bizi yıldıramayacak. Diam’a sendikayı ya sokacağız, ya sokacağız!

 

 

 

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler