spot_img
spot_img
Ana SayfaÇeviriÇeviri | İşçiler ve Virüs: COVID-19 Çağında İtalya'dan Radikal Dersler - ...

Çeviri | İşçiler ve Virüs: COVID-19 Çağında İtalya’dan Radikal Dersler – Alessandro Delfanti

Yükselen koronavirüs krizi karşısında çok önemli bir soru sormaya başlamamız gerekiyor: Karantinanın bedelini kim ödeyecek?

Son üç hafta İtalya işçilere zor dersler verdi. Gerçekten de işçiler krizin büyük kısmını omuzlarına alıyorlar. Bu, tüm sektörlerdeki çalışanlar ve hatta bakımla ilgili faaliyetlerde daha da yoğun şekilde. Eğer güvenli çalışma hakkı garanti edilemezse, tüm zorunlu olmayan faaliyetler durdurulmalıdır.

İşçiler sağlıkları ve geçimleri arasında seçim yapmaya zorlanmamalıdır ama İtalyan işçiler işlerini kaybediyor, sevdiklerini riske atıyor, işyerinde sağlık ve güvenlik koşullarını protesto ediyor ve hatta devlet müdahalesinin eksikliğini telafi etmek için kendi kendilerini örgütlüyorlar. Bu makalede, İtalya’daki korona krizinin ilk haftalarından itibaren ortaya koyduklarını belgelemeye çalışarak, bunların şu anda yoğun bir krize doğru ilerleyen diğer ülkelerdeki işçiler için yararlı kaynaklar olacağını umuyoruz.

İşinizi Sürdürmek

İşçilerin maaşlarını kaybetmeyeceklerinden emin olmaları gerekir. Her şeyden önce, işçiler virüs semptomları gösterdiklerinde veya güvensiz hissettiklerinde evde kalmaya karar verebilmelidir. İşçilere, doktor notu gerekmeksizin tam 14 iş günü rapor veren politikaların derhal uygulamaya konması, şimdi kitlesel ölçekte gerçekleşmelidir.

İtalya’da kriz, en savunmasız işçileri işlerinin kaybına maruz bıraktı: sosyal hizmet veya restoranlar gibi sektörlerdeki güvencesiz işçiler bir gecede işlerini kaybetti. Bu, mali krizden bu yana Avrupalı işçiler için hastalık durumunda ücret haklarının yıpranma seviyesini daha da kötüleştirdi. Serbest çalışanlar, sözleşmeli çalışanlar ve geçici çalışanlar için ise bir iş güvencesi ağı dahi yok.

16 Mart’ta hükümet tarafından çıkarılan kararname kriz nedeniyle gelirlerini kaybeden serbest çalışanlara bir kereye mahsus 600 € ayırıyor. Bu rakam yeterli değil. Serbest çalışanlar, büyük ve küçük şirketler için de geçerli olacak bir tedbir olan gelir vergilerinin askıya alınmasını sağlamıştır. İtalyan işçiler işten çıkarmalar için moratoryum (borçların ertelenmesi) talep ediyor. İtalyan sosyal hareketleri, temel gelirin tüm geçici işçilere ve serbest çalışanlara genişletilmesini istiyor. Örneğin Kanada’da bu, tüm çalışanlar için uygulanıyor.

Evden çalışmaya geçiş uygulanması kolaydır. Şirketler, işçilerin bunu gevşetmek için kullanacağını varsayarak hoşlanmama eğilimindeler, ancak bu kriz evden çalışma uygulamasının, şirketler sorun yaşamadan çevrimiçi çalışmaya geçmeyi başardığı için durumun böyle olmadığını göstermiştir. Ancak çevrimiçi çalışmanın karanlık tarafları vardır. Mavi yakalı fabrika işçileri ve pembe yakalı bakım işçileri beyaz yakalı ofis çalışanları ve profesyonelleri gibi evden çalışamayacağı için bunun sınıfsal bir boyutu var. Dahası, yıllardır yaratıcı endüstrilerdeki serbest çalışanlar dijital teknolojinin işyeri sınırlarını eve kadar genişlettiğini  bizi günün her saatinde çalışma potansiyeline sahip hale getirdiğini biliyorlar. İtalyan işçiler, bazı işverenlerin çalışanlardan gece veya hafta sonları görevlerini yerine getirmelerini istemek için onları uzaktan çalıştıklarını bildirdiler. Üstelik evden çalışan bir kişinin, özellikle de okulun kapanması nedeniyle evde olan çocuklardan sorumlu olması veya koşullarının yaşlılara veya engelli kişilere birincil bakım vermesini gerektirmesi durumunda, başkalarının bakım gereksinimlerine katılması gerekebilir.

Birbirimize Bakmak

Okulları kapatmak evde çocuklar için bariz bir bakım sorunu yaratır. İtalya’da büyükanne ve büyükbabalar çalışmaya devam etmek zorunda kalan ebeveynler için harekete geçirildi. Bu, en sorunlu demografide virüse maruz kalma riskini artırdı: Ülkenin yaşlıları. Diğer birçok durumda, bir ebeveyn (neredeyse her durumda anne) için şunun sorulması zorunludur: çocuklarına bakım sağlamak için yarı zamanlı veya geçici düşük gelirli işlerinden vazgeçebilirler mi? Engelli, özerk olmayan yaşlılar, bağışıklığı baskılanmış kişiler veya önceden var olan durumlar için rutin bakıma ihtiyaç duyanlar evde de artırılmış desteğe ihtiyaç duyarlar. Çalışan aileler, özel bakıcıları istihdam edenlere özel ebeveyn izni ve daha fazla destek talep etmişti. İşçilerden tatillerini ailelerine bakmak için kullanmaları istenemez.

Kadınlar krizden orantısız bir şekilde etkilenmektedir. En azından İtalya’nın en çok etkilenen bölgelerindeki bakım çalışanları, çoğunlukla siyahi ve göçmen kadınlardır. İşleri onları genel nüfustan daha fazla riske sokuyor ve birçoğunun evde de sorumlulukları var. Ayrıca, bakım çalışanları aşırı stres altındalar: bebek bakıcıları, evde sağlık hizmeti sağlayıcıları, ev işçileri, genellikle geçici olarak istihdam edilirler ve yaptıkları iş nedeniyle daha fazla riske girmelerine rağmen ücretli hastalık iznine erişemeyebilirler. Yüksek riskli nüfusun başka bir örneği için, sosyal hizmet uzmanları virüse özellikle maruz kalmaktadır. Lombardiya’daki (en riskli bölgelerden biri) yerel sosyal kooperatiflere göre, sosyal hizmet uzmanlarının% 30’u şu anda hasta veya karantinaya alınmış durumda. Bu sadece işçilerin yaşamlarını değil, aynı zamanda hizmet ettikleri savunmasız yararlanıcıları da doğrudan etkiliyor, bu da aileleri üzerindeki baskıyı arttırıyor. Uzun vadede, bu, tüm sosyal sistemi, kemer sıkma önlemleriyle zaten zayıflamış bir refah sisteminde baskı altına sokuyor.

Riski Azaltmak

Çalışmaya devam etmesi gerekenler için riski azaltma ihtiyacı çok önemlidir. Bu, işyerlerinde mümkün olduğunca sosyal mesafeli önlemler almak anlamına gelir. Eğer bu mümkün değilse, yüz maskeleri, el dezenfektanı, dezenfektan, el sabunu ve kağıt havlu gibi kişisel koruma işçilere yaygın olarak sunulmalıdır. Ancak bu, tüm işyerlerinde uygulanabilir bir strateji değil. Örneğin, temizleyiciler, kamu ofisleri, firmalar ve hastaneler gibi daha büyük kuruluşlara hizmet veren küçük şirketler için çalışmaktadır. Bu işçiler deterjan ve dezenfektan kullanımlarının yoğunlaştırılması, koruyucu ekipman eksikliği ve zararlı büyük miktarlarda diğer toksik kimyasallarla çalıştıkları saatler ile birlikte çok daha fazla risk altına girmektedir.

İşçi gücü, bu tür durumlarla mücadelenin anahtarı olarak kendini kanıtlamıştır. İtalya şu anda fabrikalarda, depolarda, süpermarketlerde ve limanlarda bir denetimsiz (fiili) grev dalgasıyla sarsılıyor. Üretim veya lojistik gibi kapatılmamış endüstrilerdeki işçiler, işyerinde sosyal mesafeyi korumak veya işverenleri tarafından gösterilen umursamazlığı protesto etmek için eylemler düzenliyorlar. Bu durumlarda e-ticaret veya eve teslim hizmetleri gibi sektörlerde yaygın bir kilitleme eylemi oldukça  önemli bir hal alıyor. USB ve FIOM gibi sendikalar tarafından organize edilen İtalyan metal işçileri eylemleri bu mücadelelerin başında geliyor. Bazı durumlarda, işçiler sendikaların pazarlık prosedürlerinin gerçekleşmesini beklememeye karar verdikleri için, durdurmalar veya protestolar direk başlıyor.

Örneğin, Amazon çalışanları anlatıyor; İş ritimleri kendi kendine izole eden müşteriler çevrimiçi alışverişlerini hızlandırdığından dolayı azalmadı. Amazon doldurma merkezleri, Batı yarımküredeki en kalabalık işyerlerinden. Şirketin depoları vardiya başına yüzlerce işçi çalıştırıyor ve sürekli fiziksel işbirliği ve yakınlık gerektiriyor. New York’taki bir doldurma merkezinde başlatılan bir dilekçe hızla İtalya’ya yayılırken, sendikalar Amazon’un tam kapasiteyle çalışmaya devam etme ihtiyacını sorguluyor. Bu, önemli bir ekonomik faaliyetin neye dayandığı sorusunu gündeme getiriyor. WhatsApp üzerinden dolaşan viral bir videoda, Amazon için cerrahi eldivenler ve yüz maskesi takan bir dağıtım işçisi, “Endişelenme, hala Hello Kitty iPhone kapağını alacaksın!” Diyor. Üretim tesisleri ve e-ticaret depoları faaliyetlerini kapatmalı mı yoksa en azından önemli ölçüde azaltmalı mı? Şimdiye kadar bu karar münferit şirketlere bırakılmıştı. Ülkedeki en büyük Amazon deposu Piacenza COVID-19’ın sıcak bir noktasında. 17 Mart’ta sendikalar, şirketin hükümetin empoze ettiği güvenlik önlemlerine uymamasını kınayarak “Güvenlik Yok, İş Yok” bayrağı altında grev başlattı.

Öz Örgütlenme

İşçiler devletin ihtiyaçlarına cevap vermesini veya sendikaların taviz kazanmasını beklemiyorlar. Hem güvensiz çalışmayı bireysel olarak reddetme hem de kolektif kendi kendini örgütleme, ülkenin onlarca yıldır görmediği bir seviyede yeniden canlanıyor. Buna devamsızlık, istirahat izni kullanımı, yeni örgütlenme biçimleri ve temel sosyal müdahaleler dahil. Bu fenomenlerin ölçeği, özellikle işçilerden ziyade şirketlere yardım etmeye yönelik bazı hükümet önlemlerine tepki olarak hızla artmaktadır. Bazı sendikalar ve işçiler, insanların güvensiz ortamlara maruz kalmamak için buldukları herhangi bir yoldan istifade ettiklerini ve iş bırakmaları artırdıklarını bildiriyorlar. İtalya ve diğer Avrupa ülkelerindeki Amazon depolarında, güvenli olmayan bir işyerine girmekten kaçınmak için yüzlerce işçinin hastalık izni kullandığını görüyor.

Bu bireysel direniş biçimleri, kendi kendine organize olan tek yanıt değil. Ana koronavirüs sıcak noktalarından biri olan Piacenza’da, radikal sendika SiCobas, devletin belirli kritik alanlardaki işçilere sağlık ve güvenlik sağlayamaması üzerine çabucak çabalamaya başladı. SiCobas, büyük yerel lojistik sektöründe depo işçilerinin büyük çoğunluğunu organize ediyor. Bu organizasyon, yüz maskeleri gibi kişisel koruma ekipmanlarını satın almak, stoklamak ve kıtlıklarla uğraşan özel bakım tesislerindeki işçilere ve Kızılhaç gönüllülerine ulaştırmayı içeriyor. Bakım hizmetleri, bebek bakımı, özel ders, bakkal alışverişi ve teslimat gibi taban bakımı hizmetleri organize ediliyor. Bazı sendikalar ise işini kaybeden veya işyerinde sağlık ve güvenlik sorunlarıyla karşı karşıya olan işçilere yasal destek sağlamak için yardım hatları açtı. Yaşlı ve bağışıklığı baskılanmış veya karantinaya alınmış kişilere evde temel bakım sağlayarak ve yiyecek veya ilaç göndererek kıtlıkla ile baş etmelerine yardımcı olmak için Milano ve diğer etkilenen şehirlerde bir dizi taban örgütü ortaya çıktı.

Yazılmamış Gelecek

Bu krizin sonucunun ne olacağını bilmiyoruz. COVID-19 enfeksiyonları İtalya’da hala artmakta ve diğer birçok ülke şu anda İtalya’nın sadece üç hafta önce yaşadığı aşamaya girmektedir. Başka yerlerdeki işçiler İtalya’da yaşanan aynı dramatik sorunların üstesinden gelmek istiyorlarsa, zaman ve organizasyon çok önemli görünüyor. Böylesine sıkıntılı bir durum işçilere güç ilişkilerini yeniden müzakere etme şansı verdi. Bu müzakere işyeri demokrasisinden ücretlere, refah ve açıkçası sağlık ve güvenlik önlemlerine kadar tüm yönetim için geçerli.

İşçiler, zamanın, kaynakların, paranın ve gücün radikal olarak yeniden dağıtılmasına dayanan evrensel çözümler hayal ediyorlar. Bu, devletin krizi atlattığı geçici, kısmi ve çoğu kez haksız tedbirlerin tersidir. Mevcut acil durumda açıkça anahtar olan güvenli bir işyeri hakkı, her yerde kalıcı bir çalışma koşulu haline gelmelidir. Gelecek henüz belirsiz, ancak birçok İtalyan işçi denemek zorunda kaldıkları radikal yaratıcı çözümlerin bazılarının burada kalmamasını umuyor.

Kaynakhttps://medium.com/@adelfanti/workers-and-the-virus-radical-lessons-from-italy-in-the-age-of-covid-19-fac400bd9a02

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler