spot_img
spot_img
Ana SayfaGüncelÇay üreticileri isyanda: Bizi çay tefecilerine mahkum etmek isteyenlere karşı direnişteyiz!

Çay üreticileri isyanda: Bizi çay tefecilerine mahkum etmek isteyenlere karşı direnişteyiz!

Karadeniz bölgesinde çay döneminin başlaması ile birlikte çay üreticilerinin isyanı da başladı. Çaykur’un kota usulü alım yapması sonucunda çaylarını oldukça düşük fiyatlara özel şirketlere satmaya mahkum edilen üreticilerle süreci, gerçekleşen eylemleri ve neler planladıklarına dair konuştuk. 

Çay üreticilerinin talepleri nelerdir?

Kontenjanların 30 kilodan başlayarak kademeli olarak artışından yanayız. Kontenjan 30’dan fazla satamadığı için çay üreticileri çaylarını özel şirketlere satmak zorunda kalıyor. Devletin açıkladığı fiyat 4 liradır ama biz özel şirketlere sattığımız zaman 2.80 TL’ye denk geliyor bu da çok net bir şekilde çay üreticilerinin zarar ettiğini gösteriyor. Biz buna karşıyız. Bu sebeple çay üreticileriyle birlikte örgütlenmeye karar verdik. Kendi alın terimize sahip çıkıyoruz. Rize, Trabzon, Borçka, Artvin bütün bu Karadeniz illerini kapsayan üreticilerin alın teri çay. Bizde alın terimizi tefecilere yedirmemek için bir direniş ve örgütlenme başlattık. Örgütlenme süreci iyi de gidiyor. Çay üreticileri özellikle son dönemde Çaykur Genel Müdürlüğü’ne ciddi şekilde tepkili. Bu tepkilerini de gerçekleştirdiğimiz eylemlerde ortaya çıktı. Çıkmaya da devam edecek. Örneğin eş zamanlı olarak 27 Mayıs Perşembe günü Çayeli’nde, Rize Merkez’de, Pazar’da, Ardeşen’de, Fındıklı’da, Arhavi’de ve Hopa Kemalpaşa olmak üzere belirli noktalarda eşzamanlı eylemler gerçekleştirilecek. Üreticilerin ilgisi çok fazla.

Çay üretimi hangi koşullarda gerçekleşiyor?

Çay üretimi zor koşullarda gerçekleşiyor. Özellikle hava sıcak olduğu zaman toplayamıyoruz. Çünkü baş ağrısına, hastalığa, mide bulantısına sebep oluyor. Güneş yakması ve çarpması meydana geliyor. Yağmurda toplandığı zamanda da hastalanıyor. Birçok tarlaya patika yollardan gidiliyor ve sırtında taşımak zorunda kalıyorsun. Taşıdıktan sonra da bunu arabaya yüklüyor, arabaya yükledikten sonra alım kapısına indiriyorsun. Alım kapısında bunu tekrardan bezlere boşaltmak zorunda. Topladığı torbanın içinde çay satamıyor yani. Bu sabah dörtlerde başlayıp akşam altıya kadar sürüyor. Çay üreticisi eve geldiği zaman oldukça yorgun oluyor.

İlk eylemde Çaykur’a 48 saatlik bir müddet verilmişti. 27 Mayıs’ta Çaykur’a verdiğiniz sürenin sonuna gelecek. Bundan sonraki süreçte neler planlıyorsunuz?

Bütün bunları çay üreticileri ile görüşüyoruz. Çevredeki herkesle iyi diyaloglar içindeyiz. Herkes duruma tepkili. Buradaki insanlar genelde çaydan geçiniyor. Köylerin büyük bölümü çay bahçesi. İnsanlar ister istemez alın terine sahip çıkmaya başladı. Aynı zamanda bu önümüzdeki dönemde çay üreticilerinin örgütlenmesinin de iyice önünü açacak. Biz bir süreç başlattık ve iyi gidiyor. Bu süreci emekçilerle birlikte zaferle taçlandıracağız. Çaykur üzerinde ciddi bir basınç oluşturduk. Bizim 25 Mayıs’ta yaptığımız eylem ardından Çaykur Genel Müdürlüğü’nden bir açıklama yayımlandı. Bu açıklama çay üreticilerini suçluyor ve yalan yanlış bilgiler içeriyor. Çaykur Genel Müdürü de aslında her şeyin farkında. AKP politikası izliyorlar. Çaykur’u tasfiye etmeye çalışıyorlar. Şu an Varlık Fonu’nda ve Katar sermayesine satılmış deniyor. Ancak bu bilgileri de çay üreticilerine vermiyorlar. Şu an özelleştirilmeyen bir Çaykur kaldı. Çay üreticileri komple bir özelleştirme sonrasında çay işinden geçinemeyeceğini gördü ve anladı. Bu yüzden de Çaykur’un kendisinin olduğunun farkına vardı. Önümüzdeki dönem AKP’ninde, onların atadığı müdürlerinde işi çok zor olacak. Çay üreticileri taleplerinin biliyor, haklarını biliyor. AKP hükümeti bu talepleri karşılamak zorunda kalacak.

Çay üreticileri Çaykur’a çayını satamayınca özel şirketlere mahkum oluyor dediniz. Bu özel şirketlere mahkum olma süreci üretici için ne ifade ediyor?

Bu özel şirketlerin çoğu büyük sermayeli firmalar ancak taşeron firma kullandıkları da oluyor. Bazı bölgelerde, örneğin Kemalpaşa’da, insanlara kantar başında çok düşük ücretler veriyor. Ancak bu insanlar çaylarını geçinmek için satmak zorunda. Özel şirketlerden aldıkları ücret işçi paralarına, borçlarına, hastalığa, geçinmeye yetmiyor. Bu insanların geçinmek için başka bir yolu da yok. Özel şirketlere mahkum ediliyor.  Devletin verdiği fiyat da yeterli değil. Bu önümüzdeki dönem çay üreticilerinin örgütlülüğüne bakar, ben 4 lira değil 5-6 lira olması gerektiğini düşünüyorum. Çay üreticileri Çaykur’un özelleştirmesine de karşı duran ama bir yandan da kooperatiflerle kendi iç piyasasını da yaratmayı başaran bir ağ örgütlemeli.

Çay üreticilerinin yaşadığı sorunlar bu seneye özgü sorunlar mı?

Türkiye’deki özelleştirme furyası 90’ların sonunda tamamlanmaya başladı. O zamanlar çay bahçelerinin tonajı az olduğu için insanlar satabiliyordu. Çünkü bir aile zaten bir ton toplayabiliyordu. Şimdi bir aile sadece bir ayda 4-5 ton çay topluyor. Yıla vurunca 15 tona yakın çay ediyor. 80 öncesinde 1 ton toplayan aile bugün 30 tona kadar bile toplayabiliyor. 90’lardan sonra iyice kötüleşmeye başladı. AKP döneminin politikaları çay üreticilerini tamamen tefecilere, çay şirketlerine teslim etti. Çaykur’un yakın zamanda satışının tamamen gerçekleşeceğini düşünüyorum. Çay üreticilerini de büyük bir çatışma bekliyor. Büyük firmaların bu satışta isimleri de geçiyor. Biz bu süreci anlamaya ve anlatmaya devam ediyoruz.

25 Mayıs’ta gerçekleşen eyleme dair düşünceleriniz neler?

Eylem çok başarılıydı. Özellikle kadınlar yoğunluktaydı. İnsanlar özel arabalarıyla çıkıp geldiler. Herkes ordaydı. 27 Mayıs eyleminin daha kitlesel ve başarılı olacağını düşünüyorum. Çünkü insanlar geçinemiyor ve yoksul.

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler