Pazarların kapatılması nedeniyle elindeki mahsülü çöpe giden ve komisyoncuların kat be kat fazlasına büyük gıda zincirlerine satacağı ürünlerini zararına elden çıkaran Antalyalı çiftçilerin talep ve çağrılarını paylaşıyoruz: Pandemi öncesi veya sonrası fark etmeksizin iktidarın tarım politikaları çiftçinin karşısında!
İçişleri Bakanlığı 27 Nisan 2021 tarihinde Valiliklere gönderdiği Genelge ile Kovid-19 tedbirleri kapsamında “Tam Kapanma Tedbirleri” başladı. Buna göre 29 Nisan’dan 17 Mayıs’a kadar haftaiçi-haftasonu ayrımı olmaksızın sokağa çıkma kısıtlaması uygulandı. Bu kapsamda çiftçiler görmezden gelinip pazarlar dahil birçok yaş sebze ve meyve satış yerleri yasaklar kapsamına dahil edildi. Daha sonra Antalya başta olmak üzere güney illerinden gelen çiftçilerin mahsüllerini çöpe döktüğü görüntüler halkın tepkisine neden oldu. Bunun üzerine İçişleri Bakanlığı 81 il Valiliğine gönderdiği Ek Genelgeyle 8 ve 15 Mayıs 2021 tarihlerine denk gelen cumartesi günleri sadece yaş sebze/meyve ile fide satışı yapan pazar yerleri açık olacağını açıkladı. Ancak Türkiye’de binlerce çiftçi her gün tonlarca mahsul üretiyor ve bir günlük izin çiftçinin talebini karşılamıyor.
Çiftçiler, en az 8-10 liradan satacağı mahsulünü çöpe dökmemek için bugün 2 liraya satma pahasına hale götürüyor. Ancak halde de satılamayınca, ihtiyaç fazlası tonlarca mahsül çöpe gidiyor. Bugün çiftçiler, iktidarın tarım politikaları yüzünden artık ne ihraç yapabilir ne de ürününü pazarda satabilir hale gelmiştir. Pandemi bahane edilip pazarların da kapatılması, iktidarın tarım politikasını daha da belirginleştirmiştir. Açıkça ortadadır ki iktidarın tarım politikası çiftçinin çıkarını gözetmekten çok sermaye çıkarına odaklı. Halk, gıdayı market zincirlerinden değerinin çok üzerinde almaya zorlanmaktadır. Biz çiftçiler olarak buradan hükümete sesleniyoruz, artık yanlış politikalarınızın faturasını biz ödemek istemiyoruz. Taleplerimizin acilen karşılanmasını istiyoruz:
- Çiftçi, mahsulünden gelir elde edeceği sezonda tüm emeği çöpe dökmek zorunda bırakıldı. Maddi olarak gelir elde edemeyen küçük ve orta halli esnaf zarar etmektedir, borçlarını kapatamamaktadır. Çiftçinin borç tahsilatları durdurulsun.
- Dökülen mahsullerin gider ve işçi masrafları çiftçinin üzerinde maddi ve manevi yüktür. Devlet çiftçinin zararını karşılasın.
- Bağkur sandığında adalet sağlansın, Bağkur sandığı ödenekleri azaltılsın.
- Semt pazarlarının pandemi bahanesi ile kapatılması hem üreticiyi hem de tüketiciyi maddi olarak zorlamaktadır. İç pazarlar acilen açılsın, ihracat iyileştirilsin.
- İhracat durması veya azalması tehlikesine karşı çiftçinin zararını giderecek devlet politikaları yürütülsün.
- Çiftçinin emeği üzerinden vergi kaçıranlar hesap versin! Devlet bu kaçakçılığın, çiftçinin emeği üzerinden haksız kazanç elde edenlerin önüne geçsin.
- Tarım kredi kooperatifi hükümettin politikaları için çalıştırılmasın. Kooperatif ile alış fiyatından satılan daha ucuza satılan mahsuller piyasanın değerini düşürmektedir. Bu üreticiye de tüketiciye de yük olmaktadır. Bunun önüne geçilmeli.
- Çiftçinin üretim için girdiği tüm masrafların üçe dörde katlandığı bu dönemde vergilendirme oranı, adaleti yansıtmamaktadır. Tüm zirai ilaç, gübre, yakıt ve tarım araçların %90’ı döviz kuru dalgalanmaları çiftçiye yansımaktadır. Zirai ilaç, gübre, yakıt ve tarım araçları vergilendirilmesi yeniden değerlendirilsin.
Bu akşam herkesi saat 21.30’da yapacağımız hashtag eylemine, çiftçinin taleplerini büyütmeye ve çiftçinin sesine ses olmaya çağırıyoruz.
