Murtaza ağabeyimizi kaybettik. Gençliği ve direngenliği kimliğinde bu kadar bütünleştirmiş bir kişinin ölümünü duymak çok acı verici. Bu zamana kadar çok az kişiye ağabey dedim. Ağabeyliği yaşamının sonuna kadar hakkını vererek hepimize hissettiren kişi Murtaza Yıldırım oldu.
Kendisiyle 32 yıllık bir mazimiz var. İşçi sınıfının muhteşem günlerinden tanışıyoruz. 1989 Bahar Eylemleri ön günlerinden… O günden bugüne kadar sınıf mücadelesinin her dalgalanmasında, hemen hemen her eyleminde birlikte olduk. Aklıma gelenler içinde çok çarpıcı olanları var. İşçi sınıfının en uzun soluklu fabrika işgal eylemi ve direnişi olan Fen-İş’i aylarca Mehmet, Haşim ağabey ve yanımızda bir kaç dostla birlikte ziyaret ettik. Direnişçi arkadaşlarla dost ve kardeş olduk. İşgalin içinde, fabrikada 23 eğitim semineri verdik. Benzer kardeşleşmeyi Punto Deri’deki arkadaşlarla yaşadık. İşyerinin önünde 8 eğitim gerçekleştirdik. Sayıları önemli olduğu için söylüyorum. Sevgili Kader Ortakaya’yla çok istemimize rağmen bu eylemlere ve direnişlere birlikte gidemedik. Bu içimize her zaman en çok dert olan konu oldu. Kazova direnişi ve özyönetim pratiği, Hey Tekstil, Maltepe Taşeron İşçileri, Tersane işçileri, Marmaray direnişleri ve bir çok başka eylem…
Murtaza ağabey her işçiyle özelikle direnişçi işçilerle son derece kolay ilişki kuran, tokalaşmadan başlayarak güven duygusu veren ve hemen etkisi altına alan, sözleriyle onları kuşatan gerçek bir büyüye sahipti. Sınıf ve sendikal çalışmalarda artık kaybolmuş bir neslin belki de son temsilcisiydi. Kavganın ve mücadelenin içinde şekillenmiş bir kimlik ve bilinçti karşınızdaki…
Fukara Tahir’de (Tahir Öztürk), İsmet Demir’de gördüğümüz o muhteşem özellikler Murtaza Yıldırım’da da ilk göze çarpanlardı. Murtaza ağabey bir devrimci ve komünistti. İşçi sınıfının bu dünyayı değiştirecek tek devrimci sınıf olduğunu biliyor ve herkesin yalpaladığı, savrulduğu koşullarda inatla ve ısrarla sınıfın içinde çalışmayı esas alıyordu. Ancak sayılı önder ve ileri işçilerde görülen bir özelliğe sahipti. Kapital’i sınıf mücadelesi içinden okumayı becerdiği gibi en ağır teorik metinleri bile ısrarla okuyan kişiydi. Murtaza ağabey militanlığı ve radikalliği ruhuna sindirmiş bir dava ve bir kavga adamıydı. Yaşadığı ağır işkencelere karşı bileği bükülmeyen sayılı arkadaşlarımızdan biriydi. Şimdilerde erdem kabul edilen şey onun için olması gerekendi. Uzun dönem sendika başkanlığı yapmasına karşın bir işçi gibi yaşayan ve düşünen ve bunu yaşamın sonuna kadar sürdüren sayılı kişilerdendi.
Murtaza ağabey bize bir işçi sınıfı devrimcisi olarak militanlığını ve kuşatıcı kararlığını emanet etti.
Murtaza Yıldırım, kendi kimliğinde sınıf içinde çalışmanın ve konumlanmanın ne derece stratejik olduğunu ve bir devrimci öznenin hangi zeminlerde ve hangi kadrolarla inşa edilebileceğini gösterendir.
O bir dava ve kavga adamıdır. Hoşçakal Ağabey…
VOLKAN YARAŞIR
