spot_img
spot_img
Ana SayfaGüncelBir hak arama mücadelesi olarak EYT Hareketi

Bir hak arama mücadelesi olarak EYT Hareketi

17 Ağustos 1999 Marmara depremi sonrası IMF direktifleri ile çıkarılan 4447 sayılı kanun ile emeklilik için yaş şartı getirildi. Bu yasadan önce işçiler emekli olabilmek için iki şartı yerine getirmesi gerekiyordu. Kadınlar 20 yıl, erkekler 25 yıl sigortalı çalışıp, 5 bin prim ödeme gün sayısını doldurduklarında emekli olabiliyorlardı. Değişiklikle birlikte yeni işe girenlerde emeklilik yaşı kadınlar için 58, erkekler için 60’a çıkarıldı ve emeklilik yaşının kademeli olarak artırılarak 65’e çıkması sağlandı. Çıkarılan yasanın geçmişe dönük uygulanması ile 9 Eylül 1999 tarihinden önce işe başlayanlara da sigortalılık süresi ve prim gün sayısı şartına ek olarak yaş şartı getirildi, böylelikle EYT (Emeklilikte yaşa takılanlar) ortaya çıktı.

2008 yılında, emek örgütlerinin ataleti ve toplumsal muhalefetin zayıflığı, etkin bir örgütlü karşı duruşun örgütlenememesini fırsata çeviren iktidar hak gasplarına bir yenisi daha ekleyerek emekli olmadan emekli maaşından kademeli olarak düşüş yapan düzenlemeyi hayata geçirdi. Aleni biçimde işçilerin maaşlarına göz diken AKP iktidarı,  sağlık sisteminde özelleştirme yolunu açarak yazılan her reçeteden katkı payı almaya başlandı. Bu topyekûn bir soygunun görünen küçük bir kısmı.

Her ay primlerini ödeyen işçiler giderek geleceklerini etkileyecek bir gerçeğin geç de olsa farkına vardılar. Emeklilik imkansızlaşmış, mezara bırakılmıştı. 2012 yılında emeklilik hakları gaspedilen işçiler yan yana gelerek, toplantılar örgütleyerek EYT hareketinin ilk tohumlarını atmaya başladılar. 2015 yılından sonra ülkede yaşanan politik atmosfer içinde ülkenin bazı büyük işçi havzalarında kitlesel salon toplantıları ile işçi sınıfının yeni bir dinamik gücü olarak EYT hareketinin varlığı duyulur, görülür, bakılır olmaya başlandı.

Muhalif seslerin alanlarda meydanlara inmesinin önünün kesildiği yıllarda EYT İstanbul başta olmak üzere Bursa, Kocaeli, Ankara, İzmir ve Tekirdağ gibi işçi sömürüsünün yoğun yaşandığı illerde fiili mücadele ile gasp edilmiş hakkın alınmasına yönelik mücadelenin gereğini anlatmaya başladılar. 2018/2019/2020 yılları neredeyse tüm Türkiye sokakta, gazetelerde, televizyon kanallarında ve etkin biçimde sosyal medyada seslerini duyurmaya çalıştılarsa da ana akım medyada özellikle görünmez kılınması için iktidar özel bir çaba içerisindeydi. Buna rağmen hareketin aşağıdan gelen gücü ve talebin geniş kesimlerce dile getirilmesi sonucu yurdun dört yanında meşru bir hareket olarak herkesçe kabul edilir olmaya başladı.

Ve EYT meydana çıktı. Bölgesel salon toplantıları ile örgütlenmeye çalışan EYTliler Maltepe etkinlik alanında büyük bir gövde gösterisi yaptı. Buraya kadar, deneyimleri olmamasına rağmen mücadele içinde öğrenme perspektifi ile emeklilik hakkının önünün açılması için canhıraş bir mücadele içine giren EytSydd’nin mümkün olduğunca bağımsız bir tutum almak konusunda hassas davranmayı da prensip edinmeye çalıştığını söyleyebiliriz. Solun dâhi anlamadığı için ilgi göstermediği EYT,  yüzbinlerce işçi ile meydana çıkıyor ve sonrasında büyük bir ilgi ile karşılanıyordu.

Hareketin kitleselliği ve talebin meşruluğu hem iktidar hem de muhalefet nezdinde odak konulardan biri olmasına neden olurken hareketin gücünün politize olma ihtimali iktidarı tedirgin etmişti. Bu durumda her iktidarın başvurduğu gibi hareketi içerden manipüle edecek hamleyi yapmada hiç gecikmediler. Hareketin temel talebi kamuoyuna mal olmuşken dernek  iradesini tartışma konusu yapan bir grubu kollayan iktidar, hareketin gücünü bölecek bir planı devreye soktular ve dernek dışında bir platform şeklinde devam edeceklerini ifade eden bir anlayış EYT içinde krize yol açtı. Bu krizi hareketin başlangıcındaki kapsayıcılık ve bağımsız durmaya daha bir vurgu yaparak talebin kazanılmasına odaklanma yerine içe dönük bir tartışma yaşanmaya başlandı. Hareketin bölünmesine yönelik içeride manevra yapan anlayışın çokça vurgu yaptığı eleştiri derneğin muhalefete yaslanan bir tavrı olduğu şeklindeydi.

Dernek yönetimi bu süreci kendince yönetmeye çalışırken;  hareket bu süreci güçlenerek değil güç kaybederek geçirdi.

Dernekten Federasyona…

Dernek bünyesinde yaşanan güç kaybı ve geri çekilme hâline çözüm üretmek için yerel ve bölgesel dernekler üzerinden bir federasyon kurarak hareketin gücü tutulmaya çalışıldı ve 4 Eylül’de Kadıköy’de bir basın açıklaması ile varlıklarını göstermek istediler. Talep aynı ama talebi kazanma hedefine koymuş EYT hareketinin güç kaybettiğini herkes görüyordu.

Sonuç olarak hak gaspının üstünden 23 yıl geçmiş durumda olmasına rağmen EYT gerçeği hâlâ ortada duruyor. EYT hareketinin en büyük kazanımı, büyük bir mağduriyet konusu olan emeklilik hakkının sarayın da muhalefetin de gündemine net ve gerçek biçimde sokmasıdır. Artık EYT gerçeği siyaset sahnesinde görmezden gelinemez bir olgudur ve çözülmeyi beklemektedir. Seçim arefesindeki Türkiye’de EYT’lilerin varlığı yadsınamaz bir şekilde çoğunlukla düzen güçlerince sandık hesaplarının en başına konulmuş durumda. Her ne kadar EYT federasyonu ‘seçimlerde kolay lokma olmayacaklarını’ ısrarla ifade etseler de iktidar ve düzen muhalefetinin iştahlarını hayli kabarttıklarını söylemek mümkün.

Her şey bir yana EYT hareketi gerçek bir hak arama hareketi olarak kendi mecrasında doğup, büyüyen , sendeleyen ve sorunun muhataplarına açıktan cephe alan bir hareket olarak görmek gerekir. Ayrıca EYT hareketini, bir hak gaspının büyük emek ve mücadele içinde kamuoyuna milyonlarca üyesi ile taşıması işçi sınıfının nicel gücünü göstermesi açısından da önemlidir diye düşünüyoruz. Gasp edilen bütün haklar gibi emeklilik hakkının da kazanılması hiç kuşkusuz işçi sınıfının militan mücadelesine bağlı olduğunu da bir kez daha öğrenilmiş olması da ayrıca önemlidir. EYT hareketinin, işçi sınıfının kendi bağımsız sınıf hareketini yaratmaya yönelik mücadelesinde dinamik bir güç olarak ortaya çıkarak kazanma umudu yaratması hareketin bağımsız ve kazanmaya odaklı seferberliğinden aldığını biliyoruz.

Biliyoruz ki hak gasp edenler hak vermezler, almanın yolu mücadelenin kendisindedir. Başından beri yanlarında olduğumuz EYT hareketinin mücadele gücüne inanıyoruz. Seçim ve sandık hesaplarında emeklileri bir seçim malzemesi olarak gören iktidara karşı, sokakta ve meydanlarda taleplerini haykırmaya devam eden, birliğini bozmayan hareketlerin kazanacağını biliyoruz. Emekçileri seçim zamanı hatırlayan iktidarın hamlelerinin sahte olduğunu ve hareketi dağıtmaya yönelik kısmi haklar verme, hak olanı seçim malzemesi haline getirme hamlelerini EYT’liler ve emekçi sınıf mücadele hafızalarından tanıyor.

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler