Soma Katliamı’nın yıl dönümünde katil Soma Holding önünde gerçekleştirdiğimiz eylemin ardından İnşaat-İş ile birlikte direnişte olan Beşiktaş Belediyesi işçilerini ziyaret ettik.
Bugün direnişlerinin 49.gününe giren temizlik işçilerinden Tekin Şahin ile dün gerçekleştirdiğimiz söyleşide Şahin, üyesi oldukları Genel-İş’in kendilerine sahip çıkmadığını söyleyerek, “Bizim sendikal mücadelemize Genel-İş’in sahip çıkmamasının en büyük sebebi sınıf bilincine ulaşmış, örgütlü işçi istemiyorlar. Biz kendi meclislerini kurmuş, örgütlü davranan, TİS zamanı geldiği zaman pazarlık masasına oturabilecek bir işçi mücadelesi benimsediğimiz ve mevcut başkanın koltuğunu sarsacak bir sayıyı yakaladığımız için sendika bize sahip çıkmadı” dedi.
İşte direnen işçilerden Tekin Şahin’in Umut-Sen’e yaptığı açıklama:
48 gündür Beşiktaş Belediyesi önünde işimiz için direniyoruz. 24 sat boyunca buradayız. 8 arkadaşımız 4.maddeye dayanarak işten atıldı. Biz de o gün şantiyede makinelere el koyduk. Örgütlendiğimiz sendika Genel-İş bize sahip çıkmadı. Hatta direniş boyunca bize desteğe gelen kurumları bahane ettiler. Bu süreç içerisinde Kemal Kılıçdaroğlu ile de görüştük, taleplerimizi bildirdik. 2 hafta oldu, söz vermesine rağmen hala bize yardımcı olmadı. Biz bu direniş bayrağını Polen’den almıştık.
Bizim direnişimizle beraber Avcılar’da da bir direniş başladı. 32 arkadaş Türk-İş’e bağlı Belediye- İş Sendikasına üye oldukları için işten atıldılar. 11 gündür onlar da direniyorlar. Sendikaları işçilere sahip çıkıyor. Bu sendikalar bölgeleri kendi aralarında paylaşmışlar. Biz Belediye-İş ile konuşunca, biz oraya giremeyiz, orası DİSK’in bölgesi dediler. Bunlar işçileri aralarında paylaşmışlar. Pastayı bölmüşler yani.
Şişli’ de TİS süreci var. Orada işçi meclisleri var, örgütlülük çok iyi. İşçiler uyarı amaçlı bir basın açıklaması yaptılar. Talepleri yerine gelmezse 2000 kişilik bir grev kararı almışlar. Swiss Otel direnişi var yanı başımızda. Kiralık İşçiliğin ne anlama geldiğini, özel istihdam bürolarının onların yerine ucuz işçi göndereceğini işçi arkadaşlarımıza anlatmaya çalışıyoruz. Taşeron ve belediye bunun farkında zaten, burada çok büyük bir rant var. Şuan bir kavga var, işçi arkadaşlarımızı mücadeleye çağırıyoruz. İçeride korkunç bir mobbing var, kimse bize destek vermesin diye. İçeride işçileri korkutmak için görev yerleri değiştiriliyor. Bir tek benim abim desteğe geliyor. Direnişi sürdürüyoruz çünkü bizim arkamızda işten atılacak 160 işçi var.
Bizim sendikal mücadelemize Genel-İş’in sahip çıkmamasının en büyük sebebi sınıf bilincine ulaşmış, örgütlü işçi istemiyorlar. Biz kendi meclislerini kurmuş, örgütlü davranan, TİS zamanı geldiği zaman pazarlık masasına oturabilecek bir işçi mücadelesi benimsediğimiz ve mevcut başkanın koltuğunu sarsacak bir sayıyı yakaladığımız için sendika bize sahip çıkmadı. Bir otelde Marksizm üzerine bir panel vardı, bizi de çağırdılar. Orası için ufak bir yazı hazırlamıştım. Oradan bir şey söyleyebilirim: Demokrat devrimci kurumların kendi içinde tutuştukları kavga en çok mücadelemize zarar vermeye başladı. Mücadele alanlarının oteller, plazalar değil de sokak, direniş çadırları olduğunu düşünüyorum. Herkesi desteğe davet ediyorum.
