spot_img
spot_img
Ana SayfaEkolojiKöylüler Taş Ocağına Karşı Direnişlerini Sürdürüyor

Köylüler Taş Ocağına Karşı Direnişlerini Sürdürüyor

Bağıştaş köyünde; Discovery Madencilik adlı şirkete ÇED gerekli değildir raporu ile arama ruhsatı verilen taş ocağı projesine karşı halkın toprağına, suyuna ve yaşam alanlarına sahip çıkmak için verdiği mücadele devam ediyor. Bağıştaş köylüleri, doğaya ve insan yaşamına zarar vereceği açık olan bu projeye karşı kararlı bir direniş sergiliyor. Yetkililerin ve şirketlerin baskılarına rağmen köylüler, toprağı ve doğayı koruma mücadelesinden vazgeçmeyeceklerini ifade ediyor.

Köylüler, taş ocağının devreye girmesi durumunda tarım ve hayvancılığın yok olacağını, sularının kirlenip tükeneceğini ve evlerinin yaşanmaz hale geleceğini belirtiyor. Özellikle arıcılık, hayvancılık üzerinden yaşamlarını sürdüren halk, projeye karşı tepkilerini dile getiriyor.

Taş ocağı faaliyetlerinden yalnızca köylülerin değil, bölgedeki ekosistemin de büyük zarar göreceği belirten direnişçi köylüler, ocak faaliyetleri sırasında ortaya çıkan toz, patlamaların yarattığı titreşimler ve kimyasal sızıntılar, çevredeki su kaynaklarını ve tarım alanlarını yok olma riskiyle karşı karşıya bırakacağını belirtiyor. Köylüler, Altın işletmesi için yapılan çalışmalarda gerçekleştirilen patlamalarda evlerde çatlaklar meydana geldiğini de gözler önüne seriyor.

Bağıştaş halkı, projeye karşı hem hukuki hem de fiili bir direniş sergiliyor. Köylüler, projeyi durdurmak için hukuki yolları sonuna kadar kullanacaklarını ifade ediyorlar. Doğanın ve yaşam alanlarının korunması için verilen bu mücadele, taş ocakları ve benzeri projelerin yarattığı tahribatlara direniş karşı halkın sesi olmayı sürdürüyor. 

Taş ocakları, dengeyi alt üst eden en büyük sanayi faaliyetlerinden biri. Ocakların kurulmasıyla birlikte ormanlar, tarım arazileri ve doğal yaşam alanları yok edilir. Araştırmalar, taş ocaklarının bulunduğu bölgelerde biyolojik çeşitliliğin hızla azaldığını ve bölgenin ekolojik dengesinin kalıcı şekilde bozulduğunu gösteriyor. Köylüler bizzat, kekliğin neredeyse artık yok denecek kadar azaldığını söylüyor. 

Aynı zamanda patlatma, kazı ve taş kırma işlemleri sırasında ortaya çıkan kimyasallar ve ağır metaller, su kaynaklarına karışarak içme ve sulama suyu kalitesini düşürür. Bu durum, çevredeki tarım alanlarında ürün verimliliğini azaltırken, insan sağlığını ciddi şekilde tehdit eden hastalıklara da yol açabilir.

Köylüler istisnasız, amasız, fakatsız direniyor ve taş ocağı projesinin bölgeye telafisi imkânsız zararlar vereceğine dikkat çekiyor. Discovery tarafından yürütülecek olan projede halkın görüşleri ve itirazları yeterince dikkate alınmadığı ifade ediliyor. Alana giderek bizzat keşif yapan direnişçi köylüler; eski bağıştaş kalesi kayaçlarının, erimeye, yer yer bozulmaya ve düşmeye başladığını belirtiyor. 

Devamında taş ocağının 1 sene boyunca patlatacağı patlayıcı sayısı yaklaşık 160 Ton civarında olduğu belirtiliyor. Köylüler bu patlatmalar ile yamacın arkasında kayma olan alanların olduğunu, İliç’te 9 işçinin  hayatını kaybettiği katliamın ise bunun sonucunda meydana geldiğini belirtiyor. 

Köylülerin bir diğer dikkate alınmasını istediği husus ise bölgenin aynı zamanda deprem fay hattının üzerinde olması. 

Bölge halkı, yetkililere ve kamuoyuna çağrıda bulunarak Bağıştaş’ın doğasının, yaşam alanlarının, tarihi dokularının ve yeraltı zenginliklerinin korunmasını talep ediyor. Doğaya ve insana karşı olan bu projenin durdurulması için mücadele devam ediyor.

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler