spot_img
spot_img
Ana SayfaSeçtiklerimizAğaç katliamı ile sponsorluk bir arada - Çiğdem Toker

Ağaç katliamı ile sponsorluk bir arada – Çiğdem Toker

Bir şirketin siyasal nüfuzunu görmek açısından iyi bir örnek:

Kazdağları’ndaki Halilağa’da bakır madenciliği için ağaçları kesmeye başlayan, Cengiz Holding’e bağlı Truva Maden, aynı bölgede sürdürülen önemli bir kazı çalışmasına da sponsor.

Aynı şirket; her ikisi de aynı coğrafyanın kültürel mirasına ait olan iki sahanın birinde, çok değerli ekosistemiyle birlikte yüzbinlerce ağacı katlederken, diğer sahadaki Paleolitik kazı başarılı olsun diye parasal destek veriliyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı üzerinden yine devlet desteği arkaya alınarak, çok daha yaygın olması muhtemel itiraz zincirinden birkaç halka daha eksiltiliyor.

Haber aslında yeni değil. Geçen temmuzda Çanakkale Çan ilçesindeki İnkaya kazılarına sağlayacağı sponsorluk desteğini duyurmak üzere, bir basın toplantısı düzenleniyor. Toplantıya Çanakkale İl Kültür ve Turizm Müdürü Çağman Esirgemez, kazıyı yürüten Ankara Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. İsmail Özer ve Truva Bakır Maden İşletme Müdürü Ünsal Arkadaş katılıyor. Ünsal Arkadaş, kadim topraklarda insanlığa hizmet için bakır faaliyet gösterirken, kültürel alana maddi yardımlarda bulunmayı önemsediklerini söylüyor.

Basın toplantısı videosunda, hem İl Kültür ve Turizm Müdürü Esirgemez hem de Prof. Dr. Özer, İnkaya kazısına verdiği sponsorluk desteği dolayısıyla Cengiz Holding ile bağlı şirket Truva Maden’e teşekkür üstüne teşekkür ediyorlar.

Sponsorluk tutarı niye gizli?

Fakat basın toplantısını düzenleyen yan yana oturan üç yetkiliden kimse bu sponsorluğun tutarından söz etmiyor. O tarihlerde haberle ilgili İnternette yapılacak bir araştırmada da bu tutarla ilgili herhangi bir bilgi yok. Daha önemlisi, haberi abonelerine ve dolayısıyla dünyaya duyuran A.A’nın haber metninde de sponsorluk tutarı yok.

Neden?

Türkiye’de kamuoyu, Cengiz Holding’in İnkaya kazısına yapacağı sponsorluk desteğinin tutarını öğrense ne olur? Nihayetinde bir kamusal işten söz ediyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ev sahipliğinde yürüyen bir iş.

Tabii şu notu da düşelim. Eğer bu şirketin (Truva Maden) hisseleri borsada işlem görseydi, sponsorluğun miktarını öğrenebilirdik. Çünkü ancak o zaman kendisini “halka” sorumlu hissederdi. (Halk derken, hisse senedi sahibi halkı kastediyoruz tabii.)

Çiftçilere dron

Truva Maden’in bölgedeki “destekleri”, arkeolojik kazı sponsorluğuyla sınırlı değil. Şirket bir yıl önce de Bayramiç Ziraat Odası’na tarımsal faaliyetlerde kullanmak üzere dron armağan etmiş. Bayramiç Ziraat Odası Başkanı Mesut Şen’in, drone hibesi dolayısıyla Kazım Cengiz’e teşekkür ettiği haberini de madencilikturkiye.com sitesinden öğreniyoruz.

Bugünlerde ise şirketin maden projesi için Kazdağları’nda beton dökmeye başladığını da Birgün’den İlayda Sorku’nun haberinde okuduk. Bir yandan ÇED olumlu raporu için Danıştay’da açılan iptal davasının sonucu beklenirken, Truva Maden de işlerini yürütüyor. Madene karşı çıkan vatandaşların nöbet tutması dolayısıyla duran iş makinaları gece çalışarak çukur açmış ve beton dökmüş.

Kendi beyanlarına göre Halilağa Bakır Madeni Projesi, yaklaşık 90 bin ton bakır madeni çıkartarak ülke ekonomisine 2,5 milyar dolar üzerinde katkı sağlamayı hedefliyormuş.

Halilağa bakır madeninde faaliyetin 19 yıl süreceğini ve inşaat döneminde 2 bin kişinin çalışacağını duyurulduğunu önceki yazımda belirtmiştim. Şirket bu istihdamda ağırlığın “yerel”de olacağını da duyuruyor.

“Lokal”ler yani.

Sanki bu ülkenin vatandaşları, ekolojik sömürü ile işsizlik arasında bir açmaza kilitlenmek zorundaymış gibi.

Kaynak: T24

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler