9 Temmuz 2021 tarihinde Soma Uyar maden işçilerinin gasp edilen haklarının alınması için gittikleri Ankara’dan Soma’ya dönüş yolunda geçirdikleri trafik kazasında yitirdiğimiz işçi önderleri, yoldaşlarımız Tahir Çetin ve Ali Faik İnter’i ölümlerinin üçüncü yılında İstanbul’da düzenlenen etkinlikle andık.
Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi’nde ‘Anadolu’daki Küresel Fabrikada Sınıf Savaşı: Tahir ile Ali Faik’in İzinde Ruhu Olan Yollarda Mücadeleyi Örgütlemek‘ başlığı ile düzenlenen etkinlik mücadele yolunda yitirdiğimiz yoldaşlarımız Tahir Çetin ve Ali Faik İnter için yapılan saygı duruşu ile başladı. Saygı duruşunun ardından söz alan Umut-Sen Sözcüsü Murat Bostancı açılış konuşmasıyla katılımcıları selamlayarak; “İşçi sınıfı mücadelesinin en zor olduğu bir dönemde fiili meşru mücadeleyle nasıl hak aranacağını gösterdiler. Ankara yolunda, Ankara’da Kınık’da Soma’da 301 madenciyi kaybettikten sonraki mücadelelerinde, kurmuş oldukları Bağımsız Maden İş sendikası ile yol yürüdüler. Bu mücadeleyi sürdürürken sadece maden işçilerini değil tüm bölgeyi esas aldılar.” dedi.
Etkinlik barkovizyon gösterimi ile devam etti:
Barkovizyon gösteriminin ardından etkinliğe katılan mücadeleci sendika temsilcilerine söz verildi.
Bağımsız Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Gökay Çakır yaptığı konuşmasında Tahir Çetin ile birlikte çalıştıkları madende kurdukları yoldaşlıklarını, 301 maden işçisinin öldüğü Soma katliamı sonrası Soma’da maden işçilerinin mücadelesini, Dev Maden-Sen‘e örgütlenme süreçlerini, Tayfun Görgün ve sendika bürokratlarının ayak oyunlarıyla sendikada işçi iradesinin nasıl gaspedildiğini ve Bağımsız Maden İş sendikasının kuruluş sürecini anlattı. “Bağımsız Maden İş Sendikası bir avuç insanla yasa çıkaran mücadele örgütledi ve nasıl hak alınacağını gösterdi” dedi.
Etkinlikte söz alan DGD-SEN Genel Başkanı Neslihan Acar “Sermaye, devlet ve konfederasyonlardaki bir avuç elitin cenderesinde sıkışan işçi sınıfı, kendi öz gücü ve iradesiyle bu despotik emek rejimini yıkabilir!” dedi.
Ardından söz alan Disk/Enerji-Sen Genel Başkanı Süleyman Keskin konuşmasına Tahir ve Ali Faik’in nazarında iş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçileri anarak ve ülkenin dört bir yanında direnen işçilere selam göndererek başladı. “Ben kendileriyle tanışmadım ama yaşamın bir çok alanında aslında mücadele başlıklarının içerisinde bakıldığında aynı hattı beraber örgütlemeye çalıştığımızı bugünden baktığımda bir kez daha görüyorum. ” dedi.
İnşaat İş Genel Başkanı Yunus Özgür yaptığı konuşmasında bir hafta önce kazanımla sonuçlanan Ankara’da yürüttükleri direniş sırasında Ankara emniyetinden bir komiserin madencilerin Ankara yürüyüşünde de bulunduğunu ve dialoglarında Tahir Çetin’i saygıyla andığını belirterek, “Tahir’in düşmanda da bir saygı uyandıran duruşu bizi gururlandırdı” dedi.
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası İstanbul İl Temsilcisi Tahsin Mert Saygın konuşmasına 47 gündür Ankara’da Meclis Parkında devam eden “Eğitim Nöbeti”nden ve taleplerinden söz ederek başladı. Hak verilmez, alınır sözünden hareketle sendikalarının fiili meşru mücadele pratiğini anlatan Saygın, “Umutsuz söylemlere, bu toplumun mayasında kötülük var gibi söylemlere inanmayın, bu topraklar aslında toz tanesi kadar emeğin dahi karşılık bulduğu topraklar” dedi.
Ardından konuşma yapan PTT-Sen Genel Başkanı Süleyman Şen, Bağımsız Maden İşçileri Sendikası’nın mücadelesini büyük bir dikkatle izlediğini dile getirdi. Şen; Tahir Çetin ve Ali Faik İnter’in söyledikleri sözlerin hiç birinin boş olmadığını, yarım ağız olmadığını, inanarak söylendiğini ifade etti. Bağımsız sendikaların neden kurulduğunu anlatan PTT-Sen Genel Başkanı Şen, bağımsız sendikaların direnişlerinden ve kazanımlarından bahsetti.
Mücadeleci sendikaların temsilcilerinin yaptıkları konuşmalar ardından etkinlik “Anadolu’daki Küresel Fabrika” başlıklı sunum ile devam etti. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Sosyoloji Prof. Metin Özuğurlu sunumuna 80’lerden bir sermaye temsilcisinin kurduğu ütopya örneğiyle başladı. Özuğurlu, tam bir sermaye ütopyası şeklinde yorumladığı küresel fabrikaları anlatarak bugün bu ütopyanın gerçek olduğunu ifade etti. İki ayaklı bir stratejiden söz eden Prof. Özuğurlu, birinci stratejiyi ücretler artıyorsa ucuz olan yere git olarak tariflerken, ikinci stratejiyi maliyet risklerini dışsallaştırma olarak tarifliyor. Konuşmasına sendikacılığa yaklaşımlar üzerinden örnek vererek devam eden Özuğurlu, “Tahir Çetin anlatılırken başka bir sendikacı örneği olarak anlatıyor ama aslında sendikacılığın esası o” dedi.
“Anadolu’da Küresel Fabrika” sunumu sonrası Umut-Sen Örgütlenme Koordinatörü Başaran Aksu‘nun “Ruhu Olan Yollar” sunumu başladı. “Mesele sadece ücret mücadelesi değil. aslında politik, ideolojik, uluslararası ilişkilerle, emperyal olarak belirlenmiş ve dayatılmış ilişki biçiminden kopuşu, bir parça sınırlamayı hedefleyen mücadeleler bizim yürüttüğümüz mücadeleler aslında.” diyen Aksu konuşmasına yurttaşlıktan kovulma olgusunu anlatarak devam etti. Kurtuluşun yeni bir programla mümkün olduğunu fakat bir iki insanın yukarıdan bu programı yazamayacağını söyleyen Başaran Aksu, “Mücadeleler içinde bedellerle yazılacağını düşünmek lazım bu programın” dedi. Aksu, son olarak sunumun başlığına vurgu yaparak şöyle dedi:
“Ruhu olan yollara dair kısaca bahsetmek gerekirse bizim örgütlenme gezilerinde konuştuğumuz bir şeydi. Fakat ruhu yaratan şeyin kendisi somut insanların verdiği mücadele. Hiçbir mücadele boşa gitmez.”
Etkinlik konuşmalar ve sunumlar sonrası sona erdi.