Murat Mengirkaon
Karabağlar Belediyesi, Belediye İş Sendikası Üyesi İşçi
Bir sendika düşünün, işçilerin ücretleri kısa sürede dramatik bir şekilde erimesini izliyor. Bir sendika düşünün, üyelerine hiçbir bilgi vermeden toplu sözleşme imzalıyor.
Bir sendikacı düşünün, işçiyi hakları için mücadele etmesi halinde işinden olmasıyla tehdit ediyor, şantaj yapıyor. Bir sendikacı düşünün, kendisine muhalif işçiyi başka bir iş alanına sürüyor ve uygulanan mobbingin mimarı oluyor.
Biraz geriye gidelim.
2022 yılında Türk İş’e bağlı Belediye İş 4 Nolu Şubesi, Karabağlar Belediyesi ile toplu sözleşme imzaladı. Ancak sendika yönetimi, üyelerine süreci bilgi vermeden son ana kadar sürdürdü ve ağır hak kayıplarına neden olan bir sözleşmeye imza attı. Örneğin, yövmiyeleri asgari ücretin altında kalan işçiler oldu.
Nereden nereye mi?
En düşük maaş alan kadrolu işçinin aldığı maaş; memur maaşıyla eşit veya asgari ücretin iki buçuk katına denk gelen bir seviyedeydi. Ancak bugün işçilerin yövmiyeleri asgari ücretin dahi altında kaldı.
Karabağlar Belediyesi’ndeki ücretlerin ne kadar eridiği bu örneklerle daha iyi anlaşılıyor. Son bir buçuk senedir kadrolu işçilerin maaşları, yan hakları ile beraber asgari ücretin 5-6 bin lira üzerine çıkabiliyor. Biz maaş bordrolarımızı isteyen herkesle paylaşmaya hazırız.
Ayrıca ikramiyelerimiz ise hiçbir zaman aldığımız maaşın içerisine eklenmedi, dışında tutuldu.
Ülkemizde mevcut iktidar uzun yıllardır işçilerin haklarını sistematik bir şekilde gasp edecek politikalar izlemeye devam ediyor. Asgari ücret genel ücret haline getirildi. Çalışan nüfusun neredeyse yüzde 65’i asgari ücret civarında maaş alıyor. Bu sefalet sınırı Karabağlar Belediyesi işçilerine de dayatılıyor.
‘İşsiz sayısı şu, asgari ücretle çalışan bu.’
İşsizsizlik, asgari ücretin genel ücrete eşitlenmesi bizim gerçekliğimiz ancak bu sorunları biz yaratmadık. Bizler daha iyi koşullarda yaşamak, çocuklarımıza daha iyi bir yaşam kurmak istiyoruz. Yoksulluk sınırının 60 bin lira olduğu bir ülkede; biz günümüzün, geleceğimizin asgari sınırlarda belirlenmesini istemiyoruz.
Belediye İş Sendikası 4 Nolu Şube Yönetimi ve Başkanı Ayhan Doğan, bu süreçte ücretlerin erimesine seyirci kalmış ve hatta ‘manevi babamdır’ dediği bir önceki belediye başkanı Muhittin Selvitopu ile işbirliği yapmıştır.
Sendika başkanı kendisinden farklı düşünen sendika üyelerini, önceki dönem belediye yönetimiyle birlikte hukuksuzca sürmüştür. Bir sendika başkanının işi bu mudur?
Sendika şube başkanı, toplantı esnasında kendisine itiraz ettiğim, mevcut sözleşmeye karşı çıktığım, “ben yaptım oldu” tavrını eleştirdiğim ve işe yeni başlayan arkadaşlara hakikatlerden bahsettiğim için üzerime yürüdü. Benim politik geçmişimi bir suçmuş, ayıpmış gibi yansıtmaya çalıştı.
Oysa bilmiyor ki ben o geçmişi bir ışık gibi alnımda taşıyorum. Bugün her edimimde, her pratiğimde o geçmişi hesaba katıyorum.
Teşhir ediyorum.
Bu sendikal anlayışla uzlaşmayacağız. Ücretler, haklar kazanılır, kaybedilir. Tekrar kazanırız. Ama bir sendikanın üyesine sormadan, onurunu kıracak bir sözleşmeye, ona rağmen imza atmasına seyirci kalmayacağız. Mücadele edeceğiz.