Pulver Elastron İşçileri-Petrol-İş Gebze Şubesi
Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de işçi sınıfı ağır bir saldırı altındadır. Sermaye sınıfının ve onu temsil eden iktidarın krizin faturasını işçi sınıfına kesmesine karşı kararlı bir mücadele ortaya koymadan saldırılar engellenemez.
İktidar Orta Vadeli Program ile işçilere yönelik hak gasplarını hayata geçireceğini ilan etmiş oluyor. “Çalışanların alım gücünü enflasyonu düşürerek koruruz. Enflasyonla mücadele, tüm iş dünyasının, sendikaların ve vatandaşların sabır ve kararlılıkla destek vermesi gereken bir programdır. Gerçekçi hedefler ortaya koyduk. Hiçbir kesimi enflasyona ezdirmeyeceğiz, bu bizim taahhüdümüz.” Bu sözler aldatmacadır.
İŞÇİ SINIFINI YOKSULLAŞTIRAN, GÜVENCESİZLEŞTİREN, ÖLDÜREN BÜYÜME ASGARİ ÜCRETE 6. AYDA ZAM OLMAMASI DEMEKTİR!
EMEKLİLERE ZAM OLMAMASI DEMEKTİR!
İŞSİZLİK TEHLİKESİ DEMEKTİR!
KEMER DAHA DA SIKILACAK, KAMU HARCAMALARI KISILACAK,
ESNEK ÇALIŞMA VE KIDEM TAZMİNATI TEHLİKESİ,
MUTFAKTA ALIM GÜCÜ İKİ YILDA EN AZ YÜZDE 5 AZALACAK,
ÖZELLEŞTİRME YAĞMASI SÜRECEK, VERGİ YÜKÜ YİNE EMEĞİN SIRTINDA,
ORTA VADEDE EMEĞİN HAKLARI YOK!
Milyonlar yoksulluğa mahkûm edilecek. Hayat pahalılığı, artan enflasyon ve düşük ücretler milyonlarca işçiyi daha fazla yoksullaştıracak. Geçimini kredi ve kredi kartı ile sağlayan emekçiler daha derin borç bataklığına sürüklenecek. Ekonomik büyüme adına “emek maliyetleri”nin düşürülmesi; yani sömürünün yoğunlaştırılması amacı açıkça ortaya kondu. İşçi sınıfını daha da yoksullaştıracak, güvencesizleştirecek çalışma yaşamını “esnekleştirme” politikalarının daha önceden adı anılan tüm unsurları Orta Vadeli Program’da yer aldı.
Kıdem tazminatının fona devredilmesi ile işlevsizleştirilerek ortadan kaldırılmasını amaçlayan uygulama “sosyal taraflarla diyalog içerisinde tüm işçilerin faydalanacağı ve bireysel hesaba dayanan bir kıdem tazminatı sistemi geliştirilecektir” söylemi ile programda yerini almaktadır.
Doğa talanı ve kamu kaynaklarının sermayeye peşkeş çekilmesi tam gaz sürecek. Rejim işçi sınıfına yönelik hak gasplarını büyütürken kamu kaynaklarını sermayeye peşkeş çekerek ve doğa talanını sürdürerek sermayeyi ihya etmeye devam edecek. Buna en yakın zaman Akbelen örneği, maden ocakları, doğa ve insan katliamı örneğini verebiliriz.
Aynı niyet mesleki eğitim merkezleri (MESEM) için de geçerli. MESEM’e kayıtlı öğrenciler haftanın bir günü okulda, 4 ya da 5 günü işyerinde oluyorlar. 14-15 yaşında çocuklar, bizzat Milli Eğitim Bakanlığı tarafından “meslek edinmek” üzere fabrikalara işçi olarak gönderiliyor. Amaç, taşeron çalıştırmayı ve kaçak göçmen işçi çalıştırma asli bir istihdam biçimi hâline getirmektir. İşçi sağlığı ve güvenliği gibi temel bir mesele sadece denetim, teşvik, bilinç ve güvenlik kültürünün geliştirilmesi üzerinden tanımlanmakta ve tek bir cümle ile geçiştirilmektedir.
İşçilerin örgütlenmemesi için sendikasızlaştırmak, ucuz iş gücü yaratmak temel amaçları içerisinde iken, 1 Mayıs’taki “taksim aldatmacası” bunu en çıplak biçimde gözler önüne sermektedir. Burada OVP için aslında el ele temelleri atılıyor ve bu duruma karşın bizlerin hep birlikte sesimizi daha fazla yükseltmemiz gerekiyor.
İnsanca yaşanacak ücret insanca çalışma ortamı!
Patronların kârlarına kâr katmak için değil emeğimizin karşılığını almak için mücadele edeceğiz…
“Karşı kıyılar için savaşmazsan;
Gün gelir Kendi kıyıların için savaşırsın “
Yaşasın İşçilerin Emekçilerin birliği!