Türkiye’de yaklaşık olarak 400 bin özel sektör öğretmeni bulunmakta, bu sayı her yıl daha da artmaktadır. Binlerce öğretmen belirli süreli iş sözleşmeleriyle güvencesizlik ve işten atılma tehdidiyle ve mobbing’lere rağmen çalışırken, patronlar 10 aylık sözleşmelerle de öğretmenlerin kıdem tazminatına çöküyor. Uzun yıllardır ticarethane şeklinde işletilen özel eğitim kurumlarında eğitim değil kâr, öğrenci değil müşteri, öğretmen değil köle yaklaşımı güdülüyor. Ücretleri kira giderine denk, hatta kimi zaman altında kalan öğretmenler uzun mesai saatleriyle insani yaşam koşullarında çalıştırılmamalarına rağmen görev tanımları dışında kalan birçok işi de yapıyorlar.
Özel kurumların yönetimleri tarafından öğretmene yüklenen idari evrak işleri ve öğrenciyi (müşteriyi) kaybetmemek adına düzenli yapılması gereken veli aramaları evde yürütülen ve ücreti ödenmeyen 8-10 saatlik mesainin dışında kalıyor. Her şeye rağmen derslere güler yüzle girmeye zorlanan, örneğin bir akşam önce ev sahibinin artırdığı kirayı vermezse evden çıkarılma korkusunu düşünen bir öğretmenin sabahki dersinde verimli ve güleryüzlü olmasını beklemek de mobbing’lere dahil. Bir günde işten atılabilen, kıdem ve ihbar tazminatlarını alabilmek için yıllarca mahkeme salonlarının yollarını arşınlayan öğretmenler özlük ve sosyal haklarının verildiği, insani çalışma koşulları ve insani yaşam ücreti gibi temel haklarını istiyor.
Türkiye’de 1 milyonu aşan sayıda öğretmenin ataması yapılmıyor. Kamuda yüzbinlerce öğretmen açığı olmasına rağmen her yıl göstermelik bir sayıyla atama yapan Milli Eğitim Bakanlığı, bu açığı ücretli öğretmenlik yani kölece sömürüye dayalı bir sistemle kapatmaya çalışıyor. Sigorta primlerinin tam yatabilmesi ve asgari ücret kazanabilmek için dahi birkaç okulda birden çalışmak zorunda kalan ücretli öğretmenler bakanlığın ve sistemin kölesi olmaya zorlanıyor. KPSS’den 99 almasına rağmen sözlü mülakatla elenerek çalınan hayatlarına son veren öğretmenleri saygıyla anıyoruz. Hayallerini ve hayatlarını yaşayabilmek için rekabete ve türlü sınava zorlanan, torpil ve liyakatsizlik kıskacında hakkı yenen, ataması yapılmadığı için istemediği başka mesleklere yönelmek zorunda bırakılan tüm öğretmenlerin yanındayız.
Özel sektör öğretmenlerine asgari ücret dayatması son bulmalıdır!
Atama bekleyen öğretmenlerin ataması derhal yapılmalıdır!
Ücretli öğretmen köleliği ortadan kaldırılmalıdır! Tüm emekçiler gibi özel sektör öğretmenleri de insanca yaşayabilecekleri ücretler almalıdır!