spot_img
spot_img
Ana SayfaDosya#İşçilerinMutabakatı | Meslek hastalıkları hastaneleri işçilerin yaşam güvencesidir

#İşçilerinMutabakatı | Meslek hastalıkları hastaneleri işçilerin yaşam güvencesidir

Meslek hastası işçiler, işgücü kaybı ya da meslek hastalığı tanısı konmadığında, tedavi ücretlerini tedaviyi karşılamayan SGK aracılığıyla öldürüyorlar.

Fiziksel olarak yaralanmaya, sakatlanmaya, yanmaya veya kimyasal solumaya neden olan iş kollarında yine yanma, patlama, gaz sızıntısı ya da yıllarca zehir solumaya maruz kalmanın sonucunda meslek hastalığı oluşan işçiler için işletilmesi gereken bir tedavi süreci söz konusu. Her yıl on binlerce işçi meslek hastalığına yakalanırken meslek hastalığı teşhisinin bu kadar az konması, iş kazalarının raporlanmaması için özellikle sarf edilen çabanın sonucudur.

14 Ekim 2022’de Bartın’da katledilen 43 madenciden beşinin yanık, birinin zehirlenme tedavisi sırasında Karabük, Bartın, Zonguldak havzasında sadece Zonguldak’ta bulunan Meslek Hastalıkları Hastanesi’nin işlevsizleştirilmesi sonucu dört saatte İstanbul’a götürülerek ikinci kez canlarıyla oynandığını hatırlayalım.

İşçinin işgücü kaybı ya da meslek hastalığının, tedavi ve takip süreci hakkını gasp edenler olarak işverenler, işini yapmayan ve denetlenmeyen İSİG uzmanları, Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu hurdaya çıktığını düşündükleri işçilerin iş gücünü ucuza kapatmak üzerine bir sistem kurmuştur.

Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesi binalarının depreme dayanıklı olmadığı 15 yıldır bilinirken, buraya bağlı olan ve değerli arazisine el konmak istenen İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanesi de işgal yoluyla ortadan kaldırılıyor. Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi’nin tüm laboratuvar ve kadroları Mamak Devlet Hastanesi’ne aktarılarak atıl bırakıldı. Zonguldak Meslek Hastalıkları Hastanesi bir klinik gibi İstanbul’a bağlanarak içi boşaltıldı.

Bu hak kaybına uğratma politikalarına karşı, ortak bir cinayetin failleri olarak “ne işgücü kaybı vardır ne de meslek hastalığı vardır” raporu vermek için uğraşan bu katliam düzenine geçit vermemek için bu hastaneleri tekrar kurmak ve çoğaltmak için ne gerekiyorsa yapmak, bu hastanelerin öznesi olan işçilerle birlikte sağlık meslek örgütlerinin ve hepimizin görevidir.

İşçilerin işgücü kaybı veya meslek hastalığı raporlarını alabilmesi önündeki en az üç yıl süren “işyerinde keşif” adı altındaki kurgusal ve işçi aleyhine geliştirilen işyeri sürecinin hukuki bariyer oluşunu reddediyoruz. Tedavi giderleri karşılanarak işçinin güvenceli çalışma hakkına yapılan saldırıları ve malul aylığı hakkının gasp edilmesini reddediyoruz.

Afet ve salgın durumunda da harekete geçebilecek meslek hastalıkları hastanelerinin artırılması gerekliliği aksine kâr kaygısı gibi kabul edilemez bir gerekçeyle nitelik ve nicelik kaybına uğratılarak, ekipman ve personelin dağıtılması süreciyle kapatılmasını kabul etmeyeceğiz.

Meslek hastalıkları hastaneleri, işçilerin yaşam güvencesidir, “ne kadar çok meslek hastalığı teşhis edilmezse o kadar kâr ederiz” hesabına karşılık, üretmenin getirdiği çatışmanın emektarı olan işçiler sağlık haklarının da mücadelesini, sermayenin ve ortakları devlet kurumlarının yanına bırakmayacak.

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler