1
Görüyoruz ki depremin 11. gününde enkazlarda hala yaşayan insanlar ve hayvanlar olabilecekken, hayatını kaybeden insanların naaşları henüz çıkarılmamışken deprem bölgesinden molozların kaldırılma işlemleri başlamış bulunmakta.
Bu güne kadar afet yönetimini etkili bir şekilde gerçekleştirmemiş yetkilileri moloz kaldırma işlemleri hakkında uyarıyoruz;
Arama kurtarma devam etmeli, bir tek canımız dahi gözden çıkarılmamalı.
Cenazelerimize saygı duyulmalı. Sermayenin inşaata başlama telaşı yüzünden cenazelerimize bina enkazı muamelesi yapılmamalı. Cenazeler için arama çalışmaları toplum sağlığı gözetilerek organize edilmeli ve sürdürülmelidir.
2
6331 İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 13. Maddesinde, çalışanların çalışmaktan kaçınma hakkı : “Ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanlar kurula, kurulun bulunmadığı işyerlerinde ise işverene başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep edebilir denilmektedir.
Enkaz kaldırma çalışmalarında çalışacak işçilere, emekçilere, bölgede olan halka ve gönüllülere sesleniyoruz:
Enkaz kaldırma esnasında can güvenliğinizin sağlanmadığı durumlarda işten kaçınma hakkınız var. Hayatları kurtarırken canınızdan olmak zorunda değilsiniz. Maske, eldiven ve gerekli tüm ekipmanınızın sağlanmasını talep edebilirsiniz.
3
Yıkılan binaların yapım malzemelerinde bulunan asbest, kurşunlu boya, küf mantarları vb maddeler ve binaların içlerinde bulunan elektronik eşyaların, temizlik malzemelerinin ve gıda maddelerinin içerdiği kimyasallar enkazlar kaldırıldığında yerinde ayrıştırılma yapılmadan moloz döküm alanlarına boşaltıldığı takdirde yağmur ve rüzgâr aracılığıyla bölgelerde dağılma, toprağa karışma ve su döngüsü aracılığıyla tarım ürünlerini ve tarım alanlarını etkileme riskine sahiptir. Bu yüzden bina enkazlarının kaldırılması ve gömülmesi konusunda bu hususlara dikkat edilmeli ve moloz kaldırma sürecinde ayrıştırılma işlemleri es geçilmemeli.
4
Bölgedeki depremzedeler, işçiler ve gönüllüler kaynağını bilmediği suyu tüketmemeli, mümkünse pet sular ve belediyelerin temin ettiği içme sularını tüketmelidir. Bunun için devlet kurumları su temin etmelidir.
Acilen bölgedeki su kaynakları ilgili kurumların laboratuvarlarında düzenli olarak testlerden geçirilmeli ve suların tüketime uygunluğu takip edilmelidir.
Yıkılan binalardaki kimyasal maddelerin havaya karışmasından kaynaklı etkilerden korunmak için bölgede çalışan işçiler ve gönüllülere FFP3 maskeler temin edilmeli ve dağıtılmalı.
Bilimsel olarak koruyuculuğu en yüksek olan maske FFP3 olmasına rağmen bölgedeki koşullar da göz önüne alındığında FFP3 temin etmekte sıkıntı yaşanması durumunda cerrahi maske kullanılmalı veya solunum yollarını korumak açısından hiç olmazsa fular vb eşyalar kullanılmalı.
Hem depremzedeler hem gönüllüler bit, uyuz, kuduz gibi riskler konusunda dikkatli olmalı, devlet kurumları halkın sağlık güvenliğini sağlamalıdır.
Bölgelerden dönen gönüllüler ateş, kusma şikâyetleri yaşadıklarında mutlaka sağlık kuruluşlarına başvurmalıdır.
