spot_img
spot_img
Ana SayfaManşetPTT’de yaşananları bütün Türkiye duydu, Bakan Bilgin duy(a)madı – Süleyman Şen

PTT’de yaşananları bütün Türkiye duydu, Bakan Bilgin duy(a)madı – Süleyman Şen

PTT-Sen, kurulduğu günden beri tabuları yıkıyor. İşçilerin istediği doğrultuda, her bir işçinin sesi olma gayretiyle yoluna devam ediyor.

İşçiden sendika başkanı olur mu? PTT’de çalışırken aynı kurumda sendika yöneticiliği yapılır mı? Bu sorularla defalarca karşılaştık, defalarca olunabileceğini ve yapılabileceğini gösterdik. Birçok eşitsizlikle karşılaştık. Mesela diğer sendika başkanları veya temsilcileri rahatça merkez gezileri yaparken bizim önümüze türlü engeller çıkarıldı.

Yasalar işçilere kalkan gibi görünse de patronların veya yöneticilerin kullanabileceği imtiyazlar ve boşluklarla dolu. Onlar da bu boşlukları kullanıyorlar. Ancak mesele işçiler olduğunda anayasanın, kanunların, sendika veya istifa etme hakkının bizim için işlevsel olmadığını zaman içinde yaşayarak tecrübe ettik. İşverenler yasaları anında delebilirken, işçiler ve sendika yöneticileri haklılıklarını veya haksızlığa uğradıklarını yıllarca mahkemelerde uğraştıktan sonra ispat edebiliyorlar.

Cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, vekiller sendikanın ve sendikalaşmanın öneminden bahsetseler de bunların sözde kaldığına bizzat şahit olduk.

“Herkes önce kendi kapısının önünü süpürsün,” diye bir söz vardır. Türkiye’de sendikalaşma önemliyse, gerçekten yetkili mercilerce önemseniyorsa sendikal baskılara veya eşitsizliklere önce devletin kendi kurumlarında müsaade etmemesi gerek. Kadroların daha işlevsel, yaptırımların daha ağır bir hâle getirilmesi elzemdir. Patronların sürekli başvurduğu yasal boşluklar ve imtiyazlar ortadan kaldırılmalıdır.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, “Sendikalaşmanın önünü açacak sendikal mücadeleyi, emekçilerin sermaye karşısında örgütlenmesini sağlayacak mücadeleyi mutlaka desteklememiz lazım. Bu konuda asla geri duracak bir tavrımız yoktur” dedi. Bakan Bilgin, örgütlenen işçilerin iş yerinden atılmasının da aralarında bulunduğu bazı durumların kendisine iletildiğini aktararak, hukuka aykırı bir işlem varsa cezalandırmak ve kapatmak dahil gerekenleri yaptığını anlattı. Bilgin, “Bana ulaştıkları zaman orada işçilerin yanındayım. Çünkü bu hukuk, TBMM’nin çıkardığı hukuktur. Bu hukukun arkasında durmak bizim görevimizdir, bir fedakarlık falan yapmıyoruz, işimizi yapıyoruz. Bu görevimizi yapmak mecburiyetindeyiz” diye konuştu.

Bakan Bey güzel konuşuyor, konuşmasından da anlaşılacağı üzere işleyişi biliyor. İşçilerin örgütlenme sürecinde neler yaşadıklarını, işçilerin başına ne geldiğini biliyor. Ancak olan bitenin önüne geçmesi, gerekli durumlarda ceza vermesi, eksik yasaları düzeltmesi ve işlevsel hâle getirmesi gereken makam hiçbir şey yapmadığının galiba farkında değil.

İşçilerin önü, işçileri koruyor gibi görünen yasalarla kesiliyor. Çünkü işçiler bu yasalara güveniyor. Bu yasalar olmasaydı işçiler kendilerine farklı dayanaklar ya da farklı yollar bulurdu. Bakan Bey, bazı konfederasyonlarla ve sendikalarla defalarca görüştü, hatta ziyaretlerine bile gitti. Ancak bizi sürekli erteliyor. Çünkü biz gerçekleri söyleyeceğiz ve göstereceğiz. Görüşmek istememesinin arkasında farklı bir sebep bulamıyoruz.

Bir kere daha açıklıkla söylemek istiyorum, PTT’de taşeronda toplu iş sözleşmesi yapan tek sendikayız. Türkiye’de iş kolu barajını aşan dört bağımsız sendikadan biriyiz. Üstelik başımıza gelenlere rağmen. PTT’de yaşananları bütün Türkiye duydu. Duymadım, haberim yoktu diyenin kör veya sağır olması, etrafında haber verecek kimsenin de olmaması gerekiyor.

Başımıza gelen olayı anlatarak son verelim. Eylül 2020’de yaptığımız yetki başvurusuna dava açılmıştı. İşçiler 28 aydır sonu baştan belli bir dava için bekletiliyor. Sendikalı çalışma hakları ellerinden alınıyor. Peki, iki yıl sonraki ihalede ne oluyor? Örgütlü olduğumuz Marmara Bölgesi ikiye bölünüyor, iki ayrı taşeron şirkete veriliyor ve taşeron şirketlerden biri 27. gününde ihaleyi başka bir şirkete devrediyor. Diğer şirket de iş kolunu “genel işler” olarak göstererek 2500’e yakın üyemizi düşürüyor. Yetki başvurusunda bulunmamız aylardır engelliyor. Bakanlık çalışanlarının neredeyse hepsi bu gelişmeden haberdar, ancak durum ortada. Bakan Bey gerçekleri görmek istiyorsa Bağımsız Maden İş’e, PTT-Sen’e ve diğer mücadeleci sendikalara bakabilir. İşletmeye çalıştığı süreçleri, işçilerin başlarına gelenleri takip edebilir.

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler