spot_img
spot_img
Ana SayfaÇeviriPatronların ceza sahası: 2022 FIFA Dünya Kupası Katar

Patronların ceza sahası: 2022 FIFA Dünya Kupası Katar

Katar, 2022 Dünya Kupası’na ev sahipliği yaptığından beri (2010-2022), göçmen işçilere yönelik insanlık dışı muamelesi ve çalışma koşullarıyla tartışılıyor. Katar’daki Dünya Kupası şantiyelerinde kaç işçinin öldüğüne dair çeşitli tahminler var ancak gerçek sayıyı tespit etmek zor. Bu soru-cevap dizisi, Katar ve Uluslararası Futbol Federasyonunun (FIFA) 2022 Dünya Kupası öncesinde göçmen işçilerin haklarını korumadaki başarısızlığına ilişkin temel soruları ele almaktadır.

1-Göçmen işçileri onlarca yıldır ciddi suistimallerle karşı karşıya bırakan kafala sistemi nedir?

Körfez ülkelerinde (Suudi Arabistan, Bahreyn, Katar, Irak, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, İran ve Umman) kullanılan kafala (sponsorluk) sistemi, göçmen işçilerin karşılaştığı çoğu sömürünün merkezinde yer alıyor. Uygulanması ülkeden ülkeye farklılık gösteren bu sistemle, göçmen işçilerin göçü ve istihdamı konusunda patronlara orantısız güç ve kontrol sağlar. Kafala sisteminin beş unsuru, göçmen işçileri kötü koşullar altında tutabilir:

• Göçmen işçinin ülkeye girebilmesi için işverene (sponsor) ihtiyacı vardır.
• Göçmen işçilerin oturma, çalışma izinleri işverenler tarafından belirlenmektedir. İşverenler izinleri yenileme ve herhangi bir zamanda iptal etme yetkisine sahiptir.
• Göçmen işçiler işten ayrılmak veya iş değiştirmek için patronların onayını almak zorundadır.
• Patronlar çeşitli gerekçe ve usulsüzlüklerle göçmen işçinin tutuklanmasına sebep olabilir ve işçi sınır dışı edilebilir.
• Göçmen işçiler ülkeyi terk etmek için çıkış iznine sahip olmalıdır ve bu izin genellikle işverenlerinin onayını gerektirir.

Kafala sisteminin bu unsurları göçmen işçilerin istismarı ve sömürüsünü kolaylaştırmaktadır. İşverenleri ülkeye giriş ve çıkışlarını, ikametgahlarını ve iş değiştirme haklarını kontrol ettiğinde, işçilerin tacizden şikâyet etme veya tacizden kaçma güçleri çok azdır. Birçok işveren, işçilerin pasaportlarına el koyarak, onları fazla mesai yapmaya zorlamaktadır. Fazla mesaiyi kabul etmeyen işçilerin ücretlerini kesmektedir. Özellikle göçmen ev işçileri, işverenlerinin evlerine kapatılabilmekte, fiziksel ve cinsel istismara maruz kalabilmektedir. Ayrıca kafala sistemi birçok göçmen işçinin yasal statüsünü kaybetmesine yol açarak onları tutuklanmaya, gözaltına alınmaya, zorla sınır dışı edilmeye maruz bırakıyor ve onları suistimallere karşı çok daha savunmasız bırakıyor.

2-Katarlı yetkililer “büyük emek reformu” adı altında bulunduğu taahhütleri uyguluyorlar mı?

2017 yılında, “Katar’ın Zorunlu Çalıştırma Sözleşmesi’ne uymamasına ilişkin” soruşturması altında, Katar aşağıdaki alanlarda bir dizi önemli reform sözü vermiş ve ancak uygulamamıştır:

• Ücret korumasını iyileştirmek,
• İş teftişini, iş sağlığı ve güvenliğini iyileştirmek,
• Kafala sistemini iş sözleşmesi sistemiyle değiştirmek,
• Zorla çalıştırmayı önlemek,
• İşçilerin sesini duymak, duyurmak.

Bu taahhütler, Katar’ın 2010 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapma kararından yedi yıl sonra gelmiştir ve uygulanmamıştır. Göçmen işçilerin ihtiyacı olan reformlar:

• Göçmen işçilere zamanında ve doğru bir şekilde ödeme yapılması,
• İşçi Destek ve Sigorta Fonu’nun oluşturulması,
• Ayrımcı olmayan bir asgari ücret getirilmesi,
• Göçmen işçilerin işveren değiştirme ve işverenlerinin yazılı izni olmaksızın ülkeden ayrılma hakları üzerindeki kısıtlamaların kaldırılmasıdır.

Bununla birlikte, işçi reformlarının yetersiz olduğunu ve gerekli şekilde uygulanmadığını söylemek gerekir. Göçmen işçilerin pasaportlarına el konulmasından, ödenmeyen ve geciken maaşlara ve hatta zorunlu çalıştırmaya kadar ciddi iş suistimallerine maruz kalmaya devam ettiğini görülmektedir.

3-Katar’ın sözde uygulamaya koyduğu reformlar kafala (sponsorluk) sistemini “uygulanamaz hale getirdi” mi?

Hayır. Katar’ın sözde uygulamaya koyduğu reformlar, kafala sistemini bütünüyle ortadan kaldırmıyor. İşverenler, göçmen işçilerin yaşamları üzerinde kontrole sahip olmalarını ve işçileri borç yükü altında, sürekli misilleme korkusu içinde yaşamalarına neden oluyor.

4-Göçmen işçiler Katar’da kolayca iş değiştirebiliyor mu?

Hayır. Katarlı yetkililer, göçmen işçilerin işlerini değiştirebilmeleri için mevcut işverenlerinden istifalarını onaylayan imzalı mektuplar almalarını istiyor. Bununla birlikte, iş değiştirmeyi başaran göçmen işçi sayısına ilişkin yayınlanan veriler, yapılan toplam başvuru sayısını ve reddedilen başvuru sayısını paylaşmadığı için, yanıltıcı özellikte oluyor. İşverenler ise iş ilanlarında göçmen işçilerden yüksek maliyetler talep ediyor, bu da göçmenleri yüksek bir borçluluk riski altında bırakıyor.

5-İşverenin izni olmadan işçiler ülkeyi terk etme hakkını kullanabilir mi?

Katar, 16 Ocak 2020’de göçmen işçilerin çoğu için çıkış izni şartını kaldırdığını duyurdu ve bu reform, birçok göçmen işçinin işverenin izni olmadan ülkeyi terk etmesini kolaylaştırdı. Bununla birlikte, göçmen işçilerin pasaportlarına el koyabilme halen yaygın bir uygulamadır. Ayrıca işçiye dönüş bileti sağlamayı da sıklıkla reddederek, onları eve dönüş biletini karşılayamaz hale getirmektedir. Uygulamaya koyulan bu reform herkesin ülkeyi terk etme hakkını garanti etmemekle birlikte, sömürü düzenini devam ettirmektedir.

6-İşçiler neden kendi ülkelerinde çalışmıyorlar?

Göçmen işçiler daha iyi koşullarda çalışmayı umarak körfez ülkelerinde iş bulurlar, ancak ödenmeyen fazla mesai, keyfi kesintiler, geciken maaşlar, ödenmeyen maaşlar gibi durumlarla karşılaşmaktadırlar. İşçiler, Katar’daki işlerini güvence altına almak için hala işe alım ücretleri ödemektedir. Herhangi bir ücret koruma sisteminin olmamasıyla birlikte patronların ücretlerini çalmasıyla karşılaşmaktadır. Taraftarların ve oyuncuların Katar’da karşılaştığı havaalanı çalışanları, şoförler, otel çalışanları, restoran çalışanları ve stadyum çalışanları göçmen işçiler olacak. Bir taraftarın veya bir oyuncunun Katar’da karşılaştığı Dünya Kupası’nın teslimatına dahil olan her göçmen işçi, potansiyel olarak bir tür ücret suistimalinin kurbanıdır.

7-Katar makamlarının reddettiği göçmen işçi ölümleriyle ilgili raporlar kanıtlanabilir mi?

Katar, işçi ölümleriyle ilgili yeterli veriyi kamuoyuna açıklamamıştır. Katarlı yetkililer, 2010 ile 2019 yılları arasında Katarlı olmayan işçi ölümlerin sayısının 15.021 olduğunu söylüyor. Ancak veriler yaş, meslek ve nedenlere göre ayrıştırılmamış olduğu için, göçmen işçi ölümlerine ilişkin net bir sayı vermek zordur. Yapılan bir araştırmaya göre, 2010 ile 2020 yılları arasında Katar’da sadece beş Güney Asya ülkesinden 6.751’den fazla işçinin öldüğünü gösteriyor. Açıklanamayan ölümlerin oranı kanıtlanabilir ve bu ölümlerin büyük bir kısmı önlenebilirdi. Guardian araştırmasına göre, 2010 ile 2020 yılları arasında Hindistan, Nepal ve Bangladeş’ten gelen göçmen işçilerin ölümlerinin yüzde 69’u “doğal nedenlere” bağlanmıştır. Son derece gelişmiş bir sağlık sistemine sahip bir ülke için, işçi ölümlerine ilişkin şeffaf verilerin bulunmaması ve ölümlerle ilgili anlamlı araştırmaların yapılmaması ve bunların yalnızca “bilinmeyen” veya “doğal nedenlere” atfedilmesi kabul edilemez bir durumdur.

8-Açıklanmayan işçi ölümlerine ilişkin ulaşılan veriler nasıl ele alınmalı, yetkililer ne yapmalı?

• Halk sağlığı uzmanlarından oluşan bir ekip, göçmen işçilerin açıklanamayan ölümlerinin nedenlerine yönelik bağımsız, kapsamlı ve şeffaf bir soruşturma yapmalıdır.
• Açıklanamayan koşullarda ölen göçmen işçilerin ailelerini tespit edilmeli ve tazminat ödenmelidir.
• İşçi ölümlerine ilişkin kaliteli ve doğru veri toplanmalıdır.
(Bir grup klimatolog ve kardiyolog tarafından 2019’da Cardiology Journal’da yayınlanan araştırma, 2009 ile 2017 yılları arasında 1.300’den fazla Nepalli işçinin ölümü ile ısıya maruz kalma arasındaki ilişkiyi araştırmıştır. Sıcak stresi ile yaz aylarında kardiyovasküler sorunlardan ölen genç işçiler arasında güçlü bir ilişki bulunmuştur.)
• Ek olarak, Katar’daki göçmen işçilerin karşı karşıya olduğu ve yüzleşmeye devam edecekleri, sağlık sorunlarına öncelik vermek de aynı derecede önemlidir. Katar’dan dönen göçmenlerle ilgili sağlık sorunları arasında böbrek/böbrek sorunları, kalıcı sıcak çarpmaları, sıcak stresinin uzun vadeli etkileri, akıl sağlığı sorunları, işle ilgili yaralanmalar/kazalar, yetersiz beslenme, kan basıncı, düzensiz şeker seviyeleri ve Katar’da geçirdikleri süre boyunca veya sonrasında geliştirmiş olabilecekleri veya deneyimleyebilecekleri diyabet.
• Katar’ın göçmen işçilerin uygun sağlık hizmetlerine, beslenmeye, konaklamaya ve sosyal korumaya erişimlerini iyileştirmelidir.

9-Göçmen işçiler karşılaştıkları hak ihlallerini konuşmakta özgür mü?

Kesinlikle hayır. Katar’da ifade özgürlüğü vatandaşlar için son derece kısıtlıdır. Göçmen işçilerin protesto, grev veya sendikalara katılmasını yasaktır; yalnızca Katar vatandaşlarına işçi dernekleri veya sendika kurma hakkı tanır.

10-FIFA ve 2022 Dünya Kupası’na kim sponsor oluyor? Bu şirketler göçmen istismarları hakkında konuştu mu?

FIFA ortakları arasında Visa, Hyundai-Kia, Coca-Cola, Adidas, Wanda Group ve Qatar Airways bulunmaktadır. FIFA 2022 Dünya Kupası sponsorları arasında Budweiser, Anheuser-Busch InBev SA/NV, McDonald’s, Vivo, Hisense ve Mengniu yer alıyor. Sponsorların oyunlara toplu olarak harcadıkları milyarlarca dolar göz önüne alındığında, taahhüt edilen reformların gerçekleşmesi ve imajlarının zedelenmemesi için baskı yapma gücüne sahiptir.

11-Taraftarlar, oyuncular ve diğer paydaşlar ne yapabilir?

2022 Dünya Kupası’na yaklaştıkça (20 Kasım), futbolcular, futbol federasyonları ve taraftarlar, Katar’daki göçmen işçi hakları ihlallerine karşı giderek daha fazla seslerini yükseltiyor. Nüfuzlu futbolcuların ve göçmen işçiler tarafından inşa edilen stadyumlarda tahmini 3 milyar taraftarın kolektif gücü çok büyük olabilir. Taraftarlar, Futbol Federasyonları ve oyuncular, açıklanamayan ölümler de dahil olmak üzere göçmen istismarlarına ilişkin bir soruşturma başlatılması için FIFA’ya baskı yapmalıdır.

12-2022 Dünya Kupası bittikten sonra Katar’daki göçmen işçilere ne olacak?

Göçmen işçiler, Katar’daki işgücünün yaklaşık yüzde 95’ini oluşturuyor. FIFA gibi küresel çapta ilgi gören mega etkinlikler, insan hakları ihlallerine ışık tutmak ve kalıcı reformlar için baskı yaratmada önemli bir fırsat olabilir.

13-Diğer Körfez ülkelerinin benzer kafala (sponsorluk) sistemleri var mı?

Arap Körfezi’nin yanı sıra Ürdün ve Lübnan, kafala (sponsorluk) sisteminin çeşitli biçimlerini dayatıyor. Şu anda, göçmen işçilerin kafala sisteminin uygulandığı ülkelere girişi patronlara bağlıdır. Tüm ülkelerde, işvereninden izinsiz ayrılan işçiler “kaçak” olarak suçlanabiliyor ve hapis, fazla kalma nedeniyle para cezası ve sınır dışı edilme gibi cezalarla karşı karşıya kalabiliyor.

Çeviren ve derleyen: Mahmut Gündüz

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler