spot_img
spot_img
Ana SayfaSeçtiklerimizAsgari ücretliler ülkesi olduk! - Aziz Çelik

Asgari ücretliler ülkesi olduk! – Aziz Çelik

Asgari ücret mevsimi geldi. 2023 asgari ücreti gündemde. Herkes artış ne olacak diye merak ediyor. Asgari ücret memleketin en önemli gündemi. 1980’lerden bu yana asgari ücreti takip ederim. Asgari ücretin son yıllardaki kadar ilgi odağı olduğunu görmedim. Bunun nedeni asgari ücretle çalışanların sayısının son yıllarda hızla artması ve Türkiye’nin giderek bir asgari ücretliler ülkesi haline gelmesidir.

Bu sorun giderilmeden asgari ücretin miktarına ve artış oranına odaklanmak hatalı bir tutum olacak. Türkiye bir asgari ücret tuzağına çekildi ve asgari ücret ortalama ücret oldu. Asıl tartışılması gereken budur. Bu yazıda geçen hafta başladığım “AKP’nin 20 yılı” değerlendirmelerime devam edeceğim ve AKP’nin 20 yılda Türkiye’yi nasıl bir asgari ücretliler ülkesi haline getirildiğini ele alacağım.

BU NE YAMAN ÇELİŞKİ!

2002-2022 arasında asgari ücret diğer emek gelirleri ile karşılaştırıldığında, en çok artan emek geliri oldu. Cumhurbaşkanlığı Strateji Bütçe Başkanlığı (SBB) verilerine göre, 2002 Aralık ayı ile Temmuz 2022 arasında asgari ücret parasal olarak (enflasyon arındırılmadan) 30 kat artmış. Asgari ücretin bu dönemde resmi enflasyondan oldukça fazla arttığı da sır değil. Hatta asgari ücret artışı neredeyse aynı dönemdeki Kişi Başına Gayri Safi Yurtiçi Hasıla artış oranına denk gelmiş. SBB’ye göre 2002-2022 arasında tahmini Kişi Başına GSYH artışı 29 kat.

Bu ilk bakışta iyi bir gelişme olarak okunabilir. Ne güzel işte asgari ücrette ciddi bir artış yaşanıyor! Ancak maalesef kazın ayağı öyle değil! Sorulması gereken soru şu: Eğer asgari ücret artışı emekçiler için faydalı olsaydı, neden emek gelirlerinin GSYH içindeki payı geriliyor? TÜİK’e göre emek gelirlerinin payı özellikle son yıllarda hızla düşüyor. 2016’da (2. Çeyrek) işgücü ödemelerinin GSYH içindeki payı yüzde 37,8 iken 2022’de (2. Çeyrek) 25,4’e düşmüş. Düşüş sadece son yıllara özgü değil. AKP döneminde genel olarak da bir düşüş var. 2002’de 29,2 olan emeğin payı 2022’de 25,4’e düşmüş.

Benzer bir eğilim İstanbul Sanayi Odası (İSO) 500 büyük şirket verilerinde de var. İSO 2021 verilerine göre 2002’de 500 büyük şirkette net katma değer içinde ücretlerin payı yüzde 59 iken 2021’de 32’ye gerilemiş. 500 büyük şirket ücretlerin görece yüksek olduğu, kalifiye işçilerin çalıştığı ve birçoğu sendikalı işyerleri. 500 büyük şirkette ücret payı böyle düştüyse özel sektörün gerisinde ne olmuştur kim bilir! Peki, nasıl oluyor da asgari ücrette görece yüksek artışlar yaşanırken emeğin milli gelir içindeki payı düşüyor. İşte asıl sorun budur!

Cumhurbaşkanlığı SBB verileri bu çarpıklığın sebebin, ortaya koyuyor aslında. SBB verileri emek gelirleri arasında büyük bir çarpıklığı gözler önüne seriyor. AKP döneminde asgari ücret parasal olarak 30 kat artarken, kamu işçisinin ücreti 13, memur maaşı 16, işçi emekli aylığı 17, memur emekli aylığı 3 kat artmış. Özel sektör ücret artışlarına ilişkin veri yok. Ancak durumun kamu işçisinden daha iyi olması mümkün değil. Zaten İSO verilerinde ücret payında yaşanan düşüş özel sektörde ücret artışlarının sınırlı kaldığını gösteriyor. AKP diğer bütün emek gelirlilerini baskılarken asgari ücrette daha “cömert” davranmış. Diğer bir ifadeyle diğer emek gelirlerinden kısmış asgari ücrete aktarmış. Böylece bütün emek gelirleri asgari ücrete yakınsamaya başlamış. Ortalama ücret ve maaşlar ile asgari ücrete arasındaki makas kapanmaya başlamış.

ASGARİ ÜCRETLİLER ÜLKESİ

Bu durumun en vahim sonucu Türkiye’de asgari ücretle çalışanların oranının inanılmaz boyutlara ulaşmasıdır. Asgari ücret adı üzerinde en düşük ücrettir. Bu haliyle koruyucu bir alt sınırdır. Bir sosyal politika önlemidir. Asgari ücretle belirlenen bu alt sınır düşük vasıf gerektiren işlerde ödenmesi gereken insanca yaşamaya yetecek ücret miktarıdır. Yasalarla belirlenen bu alt sınır “nispi emredici” olup sözleşmelerle özellikle de toplu iş sözleşmeleriyle artırılabilir. Olması gereken de budur. Nitekim AB ülkelerinde (Eurofound verilerine göre) asgari ücret ve civarında ücretle çalışanların oranı yüzde 4’ün altındadır. Ücretlerin geri kalanı büyük oranda toplu iş sözleşmeleriyle belirleniyor.

Türkiye’de ise tablo vahim. Merkez Bankası tarafından yapılan bir araştırmaya göre tarım dışı sektörlerde asgari ücret ve altında çalışanların oranı yüzde 43, sanayide bu oran yüzde 50. Tekstil, giyim ve deri sektöründe asgari ücret ve altında çalışanların oranı yüzde 59-72 aralığında. Gıda sektöründe yüzde 65. İnşaatta asgari ücret ev altı çalışanların oranı yüzde 54 iken, toptan ve perakende sektöründe yüzde 64 ve turizmde yüzde 72’ye yükseliyor. DİSK Araştırma Merkezi (DİSK-AR) tarafından yapılan araştırma da Merkez Bankası ile benzer sonuçlar veriyor. DİSK-AR’a göre asgari ücret civarı (yüzde 10 fazlası) ve altında çalışanların oranı yüzde 49. Nereden bakılırsa bakılsın Türkiye bir asgari ücretliler ülkesi haline gelmiş durumda. TÜİK Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması verilerine göre, 2005 yılında asgari ücret ortalama ücretin yüzde 46’sı iken 2020’de yüzde 60 seviyesine çıktı. 2021 ve 2022’de bu oranın daha da yükseleceğini söylemek mümkün.

‘KOMİSYON LAĞVEDİLDİ’

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı işçilerin, işverenlerin ve kamuoyunun beklentilerini tespit etmek üzere araştırma başlatmış! Anketle asgari ücret saptamak tuhaf bir girişim doğrusu. Geçen yıl da yapmışlardı ama bu anketin metodolojisini örneklemini vb. paylaşmadılar. Bu anketi kim yapıyor? Sorular neler? Örneklem nasıl seçiliyor? Bunlar belli değil. Dahası böyle bir usul yok. Türkiye’de asgari ücretin tespiti Komisyon’un yetkisinde. Bunun dışında yetkili bir organ yok. Asgari Ücret Tespit Yönetmeliği’ne göre, “Komisyon, ücretin belirlenmesinde; ülkenin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik durumu, ücretliler geçinme indekslerini, bu indeksler yoksa geçinme indekslerini, fiilen ödenmekte olan ücretlerin genel durumunu ve geçim startlarını göz önünde bulundurur.” O halde ankete ne lüzum var? Asgari ücretin tespit mekanizması belli. Asgari Ücret Tespit Komisyonu var. Bu komisyonda hükümet ve taraflar var. Komisyon’u işletmeyip anket yapmak ve kamuoyunu bu anketle yönlendirmek kurallardan kaçmaktır.

Özellikle 2022 yılı asgari ücret tespit sürecinde Prof. Mesut Gülmez’in yerinde saptamasıyla “Asgari Ücret Tespit Komisyonu fiilen lağvedilmiştir.” Bunun yerine asgari ücret siyasi iktidar tarafından tek taraflı olarak belirlenmiş ve sonra da Komisyon’a onaylatılmıştır. Bu konuda Mesut Hoca’nın yazı dizisini şiddetle tavsiye ediyorum: arastirma.disk.org.tr/?p=9428

Bakanlık anket yapmak yerine Komisyon’u tekrar etkin hale getirmelidir. Asgari ücretin tartışılacağı yer tarafların katıldığı mekanizmalardır. Çalışma Bakanı, sayın Vedat Bilgin göreve geldiğinden bu yana üçlü Danışma Kurulunu (ÜDK) hiç toplamadı. Oysa yasa gereği yılda üç kez toplanması gerekiyor. Asgari ücret burada konuşulmalı. 2010’da anayasal bir kurum olan Ekonomik ve Sosyal Konsey, 12 yıldır hiç toplanmadı. Asgari ücretin ve ücretlerin buralarda konuşulması gerekiyor. Kısaca anket değil, kuralları işletmek lazım.

TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ KAPSAMI

AKP, Türkiye’yi bir asgari ücretliler ülkesi haline getirdi. Bunu yaparken emeğin mili gelir içindeki payı düştü. Son yıllarda bu eğilim daha da arttı. Türkiye’de asgari ücret civarı çalışanların oranının yüzde 50’lerde olmasının asıl nedeni toplu iş sözleşmesi kapsamının yerlerde sürünmesidir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de toplu iş sözleşmesi kapsamı yüzde 10’un, özel sektörde ise yüzde 6’nın altındadır. Toplu iş sözleşmesi kapsamı OECD ülkelerinde yüzde 32, AB ülkelerinde ise yüzde 60’tır. Toplu iş sözleşmesi kapsamı düşerse asgari ücretlilerin oranı artar. Çalışma Bakanı, sayın Bilgin, asgari ücret istatistiği yaptırmak yerine Türkiye’nin neden bir asgari ücretliler ülkesi olduğunu eğilmesi yerinde olur. Bunun yolu anket değil, sendikaları dinlemek ve toplu pazarlığı imkânsız kılan Türkiye’nin sendikal mevzuatını değiştirmektir.

AKP 20 yılda Türkiye’yi bir asgari ücretliler ülkesi haline getirdi ve Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nu fiilen lağvederek asgari ücreti tek başına belirlemeye başladı. Asgari ücret bir sosyal politika aracı olmaktan çıkarak bir seçim manivelası haline geldi. 2023 asgari ücreti ne olur sorusuna cevabım: Hükümet ne isterse o olacak. İşçi ve işveren tarafı da onay verecek! Ama asıl sorulması gereken soru şudur: Diğer ücretler, memur maaşları ve emekli aylıkları ne olacak? Asgari ücrete odaklanıp gerçek resmi görmezden gelmek
büyük tehlike!

Kaynak: Birgün

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler