İstanbul Finans Merkezi Şantiyesi’nde geçtiğimiz Şubat ayında, DİSK/ Dev Yapı İş ve İnşaat İş sendikaları, inşaat sektöründe yaşanan hak gaspına, iş cinayetleri ve katliamlarının yaşandığı ve ücretlerin ödenmediği kölelik koşullarına karşı kampanya başlatmıştı. Sendikaların örgütlemiş olduğu, aylarca süren mücadele ve direniş neticesinde kazanımlar elde edildi. Şimdi ise bu kazanımları güvence altına almak ve mücadeleyi geliştirmek için greve gitme kararı aldılar. Gasp edilen haklarını kazanmak isteyen inşaat işçileri ve sendikaların bugün gerçekleştirdiği basın açıklamasını sizlerle paylaşıyoruz.
“BASINA VE KAMUOYUNA
Kanunların kağıt üzerinde kaldığı, her türlü hak gaspının yaşandığı, her gün iş cinayetlerinin yaşandığı, çalışma barınma ve yemek koşullarına kadar her şeyin patronların insafına bırakıldığı inşaat sektöründe yıllardır bu kölelik düzeni son bulsun diyerek mücadele ediyoruz.
Ücretlerin ödenmemesi, sigorta primlerinin düşük gösterilmesi, maliyet olarak görüldüğü için alınmayan önlemler nedeniyle yaşanan iş kazaları ve iş cinayetleri, uzun yemek kuyrukları, kurtlu yemekler, tahta kurularının olduğu yatakhaneler inşaat işçilerinin başlıca sorunları arasında bulunuyor.
1 milyon 600 bin sigortalı, yaklaşık 500 bin de kayıt dışı işçi inşaat iş kolunda insanlık dışı koşullarda çalışmaya zorlanıyor. İş kanunları, yasalar, uluslararası sözleşmeler adeta kağıt üzerinde kalıyor. Siyasal iktidarlar tarafından dokunulmazlık zırhıyla korunan inşaat patronları kölelik koşulları dayatıyor. Bu kölelik düzenine artık yeter, diyoruz.
Dünyayı biz inşa ediyoruz altında biz kalıyoruz.
Memleketin dört bir tarafında rant ve talan ekonomisiyle yaratılan beton yığınları alınterimizle kanımız birbirine karışarak yükseliyor. Karşılarına örgütlü işçiler çıkmasın, sömürü daha da derinleşsin, diye taşeron sistemi eliyle kendi içinde bölük pörçük hale getirilen inşaat sektöründe; yeterince örgütlü olamamamızın bir sonucu olarak emeğimiz gasp ediliyor, kötü barınma ve beslenme koşullarında çalıştırılıyor ve her gün iş cinayetlerinde ölüyoruz. Bize kölelik koşulları ve ölümden başka bir şey vermeyen bu düzene artık yeter, diyoruz.
Çalıştığımız şantiyelerde biz inşaat işçilerinin birçok yasal hakkı patronlar tarafından yasadışı bir şekilde gasp ediliyor. Biz inşaat işçileri ise, bugüne kadar bu hukuksuzluğa, hak gasplarına karşı birlikte hareket edip sesimizi yeterince duyuramadık. Birlikte hareket edip haklarımızı savunamadığımız için, patronlar daha pervasız davranarak iş kanununda bulunan haklarımızı dahi gasp etmekten geri durmuyorlar. Bu düzeni değiştirmek için inşaat sektöründe örgütlenen iki sendika olarak finans merkezi şantiyesinde aklımızı, deneyimlerimizi ve güçlerimizi birleştirerek, “Artık yeter, gasp edilen haklarımızı istiyoruz”, temel başlığı altında Şubat ayında bir kampanya başlattık.
Binlerce işçinin çalıştığı Finans Merkezi Şantiyesinde DİSK/ Dev Yapı İş ve İnşaat İş Sendikaları olarak başlattığımız kampanya çerçevesinde hiçbir inşaat işçisinin yalnız olmadığını dosta düşmana gösterdik. Tüm gücümüzle haklarımızı korumak ve taleplerimizi gerçekleştirmek için mücadele yürüttük, yürütmeye devam ediyoruz. Bu süreçte on binlerce bildiri dağıttık, yüzlerce toplantı gerçekleştirdik, şantiyede yaşanan hukuksuzluklara karşı üyemiz olsun olmasın yüzlerce işçinin sorununu çözmek için direniş gerçekleştirdik ve kazandık.
Uzun yemek kuyruklarından kurtlu yemeklere, nefes almanın bile zor olduğu kamp koşullarından tahta kurulu yataklara, gasp edilen maaşlarımızdan verilmeyen tazminat ve mesailerimize kadar onlarca görüşme ve direniş örgütleyip kazanımlar elde ettik.
Mücadelemiz sonrası bazı şantiyelerde kardan başka bir şey düşünmeyen taşeron sisteminden güç alarak sağlıksız koşulları sunan yemekhane firmalarını değiştirip koşulların düzeltilmesini sağladık. Kamp alanlarının düzenlenmesi, yeni kampların yapılmasını sağladık. 2-3 ay geciktirilen maaşların zamanında yatırılmasını, verilmeyen hafta tatillerinin verilmesini, gasp edilen 45 saat üzeri fazla mesai hakkımızı, gasp edilen kıdem ve ihbar tazminatlarının yatırılmasını sağladık. Şantiyenin içindeki bazı firmalarda çift bordro uygulamasını iptal ettirip sigorta primlerinin gerçek ücret üzerinden yatırılmasını sağladık. Kağıt üzerinde kalan işçi sağlığı ve iş güvenliği yasasının uygulanmasını sağladık. Şantiyedeki varlığımız sadece hakların gasp edilmesini önleyip kanunların uygulanmasını sağlamakla kalmayıp işçilerin yaşam hakkını da koruduk. Şu bir gerçek ki aynı büyüklükte başka şantiyelerde çok sık iş kazası ve iş cinayetleri yaşanırken finans merkezi şantiyesinde çok az yaşandı. Hiç yaşanmaması için de mücadeleyi büyütüyoruz.
Finans merkezinde çalışan işçilerde hak bilincinin oluşmasını, yasal haklarının olduğunun farkındalığını yarattık. Sendikalarımızın örgütlediği direnişlerin dışında yaratılan bu bilinç sayesinde işçi arkadaşlarımızın örgütleyip gerçekleştirdiği iş bırakma eylemleri de yaşandı.
Onlarca yıllık deneyimimizle aylardan beri burada yürüttüğümüz mücadele de kazanımlar elde ettik. Şimdi kazanımlarımızı güvence altına almak ve daha da geliştirmek için grev örgütlüyoruz, temel taleplerimizi gerçekleştirmek için greve gidiyoruz…
· Yasal olarak haftalık 45 saat dışındaki çalışma süresinin mesai sayılması için GREV!
· Sigorta primlerinin asgari değil aldığımız gerçek ücret üzerinden yatırılması için GREV!
· Ücret gasplarının son bulması için GREV!
· Keyfi ücret/yevmiye vb. kesintilerinin son bulması için GREV!
· İnsana yakışır, hijyenik ve sağlıklı yemek sağlanması için GREV!
· Kamp ve yatakhane koşullarının iyileştirilmesi için GREV!
· Orman değil, iş kanununun şantiyemizde uygulanması için GREV!
· İnsanca çalışma koşulları için GREV!
· İnşaat İşçisinin Köle Olmadığını Göstermek İçin GREV!
· Kampların, yemekhanelerin ve çalışma ortamının sektörde örgütlü olan sendikaların ve işçi temsilcilerinin denetimine açılması için GREV!
· İşçi güvenliği önlemlerinin alınması için GREV!
Bu taleplerimizin gerçekleştirmek için mücadelemizi büyütüyoruz.
Artık Hiçbir İnşaat İşçisi Yalnız Değil! Bize güç verin patronlara diz çöktürelim.“