Malum seçimlere az bir süre kala Fenerbahçe Spor Kulübünde 20 yıldır başkan olan Aziz Yıldırım gitti, Ali Koç geldi. Hayata soldan baktığını iddia edenlerde özellikle Fenerbahçe’yi tutan arkadaşlarda bir “devrim” havası oluştu. Peki bu Koç’lar kimdir? Necidir? Hakikaten ezilenlerden yana mıdır?
Türkiye’nin en zengin ailesi olan Koç topluluğunun finans, otomotiv, bankacılık, sigortacılık, liman işletmeciliği, turizm, gıda, beyaz eşya, hava limanı mağazacılığı dahil yüzlerce sektörde şirketleri var. Arçelik, TÜPRAŞ, Yapı Kredi, Ford, Opet, Setur, Türk Traktör öne çıkan şirketleri arasında. OHAL sürecinde kârlarını daha da arttıran Koçlar, Ali Koç dahil işçilere zalimce yönetimler uyguladılar, hala da devam ediyorlar. Arçelik LG’de işçileri sendika değiştirdiler diye işten atan bu sermaye grubu hiçbir zaman işçi dostu olmamıştır.
Havalimanı, limanlar ve sınır kapılarında bulunan Setur mağazaları ve depolarında işçileri kölece çalıştırarak karlarına kar katıyorlar. Setur mağaza ve depolarında taşeron olarak çalışan işçiler asgari ücret seviyesinde düşük ücretlere çalıştırılıyor. Gıda, içki, sigara, oyuncak, kozmetik vb. ürünlerin olduğu mağaza ve depolarda ürünler depoya alınırken ağır içki kolileri de dahil x ray cihazından tek tek elle aktarılıyor. Akşama kadar tonlarca ürün işçilerin elinden geçiyor. Mesai ücretleri ödenmiyor. Mesailere zorunlu olarak bırakılıyor. 3 işçinin yapması gereken işi bir işçiye yaptırarak gereğinden fazla iş yükleniyor. Yöneticiler bu konuda çok zalim ve baskıcı hareket ediyorlar. Asıl işte taşeron işçi çalıştırarak kanunen suç işliyorlar. İşçilere iş tanımının dışında işler yaptırılıyor. Özellikle stand, dolap, ağır eşya ve gümrük muhafazanın işleri de yaptırılıyor. İşçi şefe sorduğunda “Gümrüğe gebeyiz, bizim birçok eksiğimizi görmüyorlar, biz de onlara böyle yardımcı oluyoruz” diyorlar. Mağaza ve depoda çalışan arkadaşlarda meslek hastalıkları yaygın hale geldi. Bel fıtığı, boyun fıtığı vb. sağlık sorunları oluyor. Yöneticilerin mobbing uygulaması birçok işçi arkadaşımızın psikolojisini bozuyor ve işi bırakmak zorunda kalıyorlar. İş Sağlığı ve Güvenliği yine yöneticilerin müdahalesi ile uygulanmıyor. Ehliyeti olmayan arkadaşlar şeflerin talimatı ile forklift kullanıyor. Bu durum zaman zaman iş kazalarına da neden oluyor. İş güvencesi olmadığı gibi gelecekten umutsuz olan işçiler topluluğu burada Setur’da çalışıyor. Haberin var mı Fenerbahçe Başkanı Ali Koç? Ya da Ali Koç’a alkış tutan bizim cenahtan kişiler hafızalarını mı yitirdiler?
Ali Koç’a “Binlerce insana ekmek veriyor” gibi laflar edenler kendi gücünü bilmiyor, biat ediyor demektir. Bizler ise Ali Koç daha da zengin olsun diye emeğimizin karşılığını alamıyoruz ve her geçen gün mücadelemizi büyütüyoruz. Çare patronların saldırısına karşı topyekûn karşılık verip, saldırıları püskürtmek ve onu yenmek üzerine kurulmalıdır. Çare Ali Koç’a şak şak yapmak değildir!
Murat Bostancı – Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikası (DGD-SEN) Başkanı, depo işçisi
