spot_img
spot_img
Ana SayfaYazıYasalar Mücadeleyle Değişir – Perihan Timurturkan

Yasalar Mücadeleyle Değişir – Perihan Timurturkan

 

7 Haziran seçimlerini taşerona kadro vaatleriyle geride bıraktık. Aslında benzer söylemler 6552 Sayılı Torba Yasa’da yer alan toplu iş sözleşmesi (TİS) ve kıdem tazminatı ile ilgili düzenlemeler ana akım medya kanallarında “2015 Yılı Kamuda Çalışan Taşeron İşçiler İçin Toplu Sözleşme Yılı Olacak”, “Taşeron Yaşadı”, “Taşeron İşçilere Kadro Müjdesi“ gibi manşetlerle servis edilmişti. Yasa tüm taşeron sistemini içermediği gibi kamu kesimi taşeron çalışanlarını da ayrıştırmıştı. Zira sadece personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı kapsamında istihdam edilen işçileri kapsamaktaydı. Yasanın ayrıntılarını saptayan ikincil mevzuat Ocak ve Şubat aylarında yayımlanmasına rağmen uygulamada karmaşa söz konusu.

Seçim vaatlerinde ilk kez dikkate alındıklarını gören taşeron işçiler, elbette çok büyük hayallere dalmadılar bu vaatlerden. Onlar da kendi deneyimlerinden çok iyi biliyorlar ki artık örgütlenmekten, sendika varmış yokmuş bakmadan fiili meşru mücadele vermekten başka bir yol yok. Belli ki koalisyonlara, seçimlere gebe olacak önümüzdeki iki üç yıl içinde AKP ve parlamentodaki vaatkar muhalefetten kendi hayırlarına hiçbir şey çıkmayacak. Taşeron işçiler için çözüm yolu şimdiye kadarki mücadele ve örgütlenme deneyimini dikkate almak ve önümüzdeki dönemin dişe diş mücadelesinde sermaye, devlet, hükümet, sarı-bürokratik sendikalara karşı sert bir mücadele dönemine hazırlanmak ve birliği pekiştirmekten geçiyor. Şimdi söz konusu yasal düzenlemelere bir göz atalım:

Kıdem Tazminatı ile İlgili Düzenleme

8 Şubat 2015 tarih ve 29261  Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan  Kamu İhale Kanununa Göre İhale Edilen Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımları Kapsamında İstihdam Edilen İşçilerin Kıdem Tazminatlarının Ödenmesi Hakkında Yönetmelik, 4857 sayılı İş Kanunun 112. maddesine dayanılarak hazırlanmıştır. Son alt işverenleri ile yapılmış olan iş sözleşmelerinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde sona ermesi koşuluyla işçiler, yönetmelik hükümlerine göre üç farklı düzeyde ele alınmıştır:

1- Aynı Kamu Kurum veya Kuruluşlarında çalışanlar:

Alt işverenin değişip değişmediğine bakılmaksızın aralıksız olarak aynı kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde çalışan işçilerin hizmet süreleri, bu işyerinde personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım ihaleleri kapsamında geçen toplam süreleri esas alınarak tespit edilir ve ilgili kurum ya da kuruluş tarafından ödenir. (Örneğin şirketler değişse bile aynı belediye ya da hastanede aralıksız olarak bir yıldan fazla çalışıldığında iş sözleşmesi kıdeme hak kazanacak şekilde sona ererse kıdem tazminatı o belediye ya da hastaneden alınır.)

2- Farklı Kamu Kurum veya Kuruluşlarında çalışanlar:

Aynı alt işveren tarafından ve aynı iş sözleşmesine tabi olarak farklı kamu kurum veya kuruluşlarında çalıştırılanların kıdem tazminatına esas hizmet süreleri, farklı işyerlerinde personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım ihaleleri kapsamında geçen toplam süreleri esas alınarak tespit edilir ve son kurum ya da kuruluş tarafından ödenir. (Örneğin aynı şirket ve aynı ihale kapsamında önce belediye sonra belediye şirketinde aralıksız olarak bir yıldan fazla çalışıldığında iş sözleşmesi kıdeme hak kazanacak şekilde sona ererse kıdem tazminatı son çalışılan yerden alınır.)

3- Kamu Kurum veya Kuruluşlarından Sonra Özel Sektör İşyerinde Çalışmaya Devam Edenler

Alt işverenle yapmış olduğu iş sözleşmesi sona ermeyen ve özel sektörde çalıştırılmaya devam olunanların kıdem tazminatı, kıdem tazminatının söz konusu kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde geçen süreye ilişkin kısmı, son kamu kurumundaki ücretinin yılları itibarıyla asgari ücret artış oranları dikkate alınarak güncellenmiş miktarı üzerinden hesaplanarak son kurum ya da kuruluş tarafından ödenir.

Bu yönetmelik kapsamında kamu kurum ya da kuruluşları tarafından kıdem tazminatının ödenebilmesi için işçinin, banka hesap/IBAN numarasının da yazılı olduğu dilekçeye

  • Çalışmış olduğu kamu kurum veya kuruluşlarının listesini,
  • Alt işverenden alınacak iş akdinin fesih bildirimini

ekleyerek başvuruda bulunması zorunludur. Eğer firma iş sözleşmesinin hangi nedenle sona erdiğine ilişkin olarak belge düzenlememişse, SGK kayıtları esas alınır ve düzenlenen belgede yer alan uyuşmazlık durumunda mahkemece verilecek karara göre işlem tahsis edilir.

Kıdem tazminatı işçinin almakta olduğu en son ücreti ile ücrete ilaveten sağlanan para ve para ile ölçülmesi mümkün iş sözleşmesi ve kanundan doğan menfaatler de esas alınarak hesaplanır. Kıdem tazminatı hesap tablosu ve yönetmelik eki olan hizmet cetveli ise başvurulan kamu kurum ya da kuruluşu tarafından düzenlenir.

Son olarak, kıdem tazminatı iş sözleşmesi 10 Eylül 2014 tarihinden önce feshedilmiş olan işçilere ödenmez.

Bu değişikliklerle hem alt işverenin kıdem tazminatı ile ilgili bütün sorumluluğu kamuya devredilmekte,  hem de yüksek karlarla çalışan firmaların üzerinden “kıdem tazminatı yükü” alınarak kamu kesiminden özel sektöre artı değer aktarımı yaratılmaktadır.

Toplu Sözleşme ile İlgili Düzenleme

Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik, 22 Ocak 2015 tarih ve  29244 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

Yönetmelik hükümlerine göre toplu iş sözleşmesinin yürütülmesinin aşamaları:

1- İşçi sendikası, ihale sözleşmesini yürüten kamu kurum veya kuruluşuna;

  •  Sözleşme konusu işin 4734 Sayılı Kanunun 62/1-e maddesi (personel çalıştırılmasına dayalı iş) kapsamında olduğu,
  • İşin niteliği,
  • İşin başlangıç ve bitiş tarihi,
  • Alt işverenin (taşeron firmanın) unvanı,
  • Sözleşme kapsamındaki işyeri/işyerlerinin SGK sicil numarası bilgilerini

talep eden resmi yazıyla başvurur. İdare 10 gün içinde bu bilgileri işçi sendikasına  vermek zorundadır.

2- Sendika, idareden aldığı bu belge ve diğer bilgileri içeren resmi yazıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na yetki tespit başvurusunda bulunur. Yönetmelikte 17.03.2015’te işçi sendikaları için önemli avantaj sağlayacağı düşünülen iş yeri düzeyindeki yetki tespitinde değişiklik yapılarak geri adım atılmıştır. Buna göre, Bakanlığın yapacağı yetki tespit işlemlerinde personel çalıştırılmasına dayalı iş ihalesini alan firmanın;

  • aynı ihale sözleşmesi kapsamında tek bir işyerinin bulunması halinde işyeri düzeyinde,
  • birden fazla işyerinin bulunması halinde işletme düzeyinde,
  • birden fazla işkolunda işyerinin bulunması halinde her bir işkolundaki işyeri ayrı değerlendirilerek

yetki tespiti verilir

3- Yetki belgesini alan işçi sendikası yetki belgesini alt işverene tebliğ eder.

4- Yetki belgesini alan firma on gün içinde,  toplu iş sözleşmesini yürütmesi ve sonuçlandırması için merkezi yönetim kapsamındaki kamu kuruluşlarının üyesi bulunduğu kamu işveren sendikalarından birini (TÜHİS ya da KAMU-İŞ) yetkilendirir. Şirket;

  • TÜHİS üyesi olunan işyerleri için TÜHİS’i,
  • KAMU-İŞ üyesi olunan işyerleri için KAMU-İŞ’i,
  • TÜHİS ya da KAMU-İŞ üyesi olmayan kamu idareleri için bunlardan herhangi birini

yetkilendirmelidir.

Yönetmelikte işçi sendikasının yetki belgesini alan alt işverenin, kamu işveren sendikalarından birini yetkilendirebileceği düzenlenmiştir.  Böylelikle  şirketlere kamu işveren sendikasına yetki verme konusunda serbestlik sağlanmış durumda. Buna göre TÜHİS ya da KAMU-İŞ yetkilendirilmediği ya da on günlük süre aşıldığı takdirde, toplu iş sözleşmesinin bu yönetmelik kapsamında yürütülemeyeceği ve üst işveren olarak idarelerin sorumluluğuna gidilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. TÜHİS ya da KAMU-İŞ’in yetkilendirilmesinin şekli ve içeriğine ilişkin hususlar ise Maliye Bakanlığından görüş alınarak TÜHİS ya da KAMU-İŞ tarafından müştereken belirlenecektir.

5- Alt işveren, kamu işveren sendikasının yetkilendirildiğine dair belgenin örneğini on gün içerisinde yetkili işçi sendikasına gönderir.

Toplu iş sözleşmesi görüşmeleri yukarıdaki aşamalardan sonra  yetkili işçi sendikası ve alt işveren adına yetkilendirilen kamu işveren sendikası tarafından yürütülür ve bağıtlanır. Yetkilendirilen kamu işveren sendikası; toplu iş sözleşmesi görüşmeleri gereği her türlü yazışmayı yapmaya, cevaplandırmaya, tutanakları düzenlemeye ve toplu iş sözleşmesini imzalamaya yetkilidir. Buna göre kamu idarelerinin (kamu şirketleri dahil) toplu sözleşme görüşmelerinde ya da sözleşmenin imzalanmasında herhangi bir yetkisi kalmamıştır. Kamunun devre dışı bırakılması, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde pazarlık sürecini baskılayarak kamu işveren sendikaları aracılığıyla toplu iş sözleşmelerinin kontrolünü beraberinde getirecektir. Ayrıca diğer yollarla yürütülen toplu iş sözleşmeleri ya da alt işveren ile yetkili sendikaların yapacağı ek protokoller için idarelerin bütçelerinden fiyat farkı ödenmemesi ve asıl işveren sıfatıyla kamunun sorumlu olmaması yetkili sendikaları sınırlandıran unsurlardır.

On yıllardır taşeron işçiler mücadele ediyor ve sanki genetik bir şekilde kaybediyor, bedel ödüyorlar. Yine de bu mücadele deneyimi her açıdan bir şeyler biriktirmemizi sağlıyor. Egemenler zorunlu olarak bir dizi hak vermek zorunda kalıyorlar ve yasal düzenlemeler yapıyorlar. Elbette ki emek mücadelesinin gücü ne kadarsa yasal düzenlemeler ile sağlanan kazanımlarımız da ancak o kadar olabiliyor. Karayolları taşeron işçilerinin kadroya alınma süreci öncesindeki mücadeleleri bir seçeneği işaret ederken, grev yasağını fiilen çöpe atan ve sarı sendika Türk Metal’in sarsılabileceğini gösteren ve halen dozajı düşse de bir biçimde varlığını sürdüren Metal Fırtına bir diğer seçeneği işaret ediyor. Uzun süredir konfederasyonları kollamak için eşitsiz ve haksız biçimde uygulanan ülke toplu sözleşme barajının yüzde bire inmesi, kamu taşeron işçileri başta olmak üzere tüm işçilerin mücadele ve örgütlenmesinde önemli fırsatlar sağlayabilir.

 

 

.

 

 

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler