GÜVENLİK-SEN İŞÇİ MECLİSLERİ’NİN ÇAĞRISIDIR:
“GÜVENLİK İŞÇİLERİ GELECEĞİNİ TARTIŞIYOR!”
Hepinizin bildiği gibi, biz özel güvenlik işçilerinin en büyük sorunlarının başında “güvencesiz çalışma” koşulları gelmektedir. Her yıl yenilenen sözleşmeler, değişen taşeronlarla adeta kaderimiz, asıl işveren olan “büyük patronların” iyi niyetine terk edilmiş durumdadır. Bizler sözleşmelerin yenilenmesine duacı olurken, saatleri bulan fazla mesailerimiz, bayram ve resmi tatil paralarımız ise iç edilmektedir. Bugünkü örgütsüz, dağınık halimizle bu duruma son vermemiz de mümkün görünmemektedir.
Güvencesizliğimizin tek anlamı, “işsizlik tehdidi” de değildir. Bir yandan hayatımız da her an tehlike altındadır. Köpeklerin parçaladığı güvenlik arkadaşımız hala aklımızdadır. Yangın çıktığında, itfaiyeci gibi yangın noktasına zorla gönderildiği için yanarak ölen arkadaşımız, gece nöbetini tek başına tutmak zorunda bırakılıp silahla vurulan arkadaşımız… Her geçen gün ölümlerin sayısı artmaktadır. Ama işte yine örgütsüz, dağınık, bugünkü yalnız halimizle can güvenliğimizi sağlamamız da mümkün değildir.
Diğer sektörlerde çalışan işçiler gibi, bizlerin de geleceği örgütlenmeye bağlıdır. Sendikalı olmaktan, sendikalı olup, bugün başımıza gelenlerin kader olmadığını haykırmaktan, kendi geleceğimiz, yaşamımız, onurumuz için mücadele etmekten başka yolumuz yoktur.
Sendikalı olalım! Ama nasıl bir sendika?
“Sendikalı olalım! Ama nasıl bir sendika?” sorusu çok önemlidir. Çünkü hepimizin bildiği gibi, ne yazık ki birçok sendikada işçilerin sesi neredeyse duyulmamaktadır. İşçilerin yerine hep sendika yönetimleri konuşmaktadır. İşçilerden alınan aidatlarla zenginleşen sendika yönetimleri bir süre sonra biz işçilerin çıkarlarını korumamaktadır. Tek dertleri kendi koltuklarını korumak olmaktadır.
İşte bu yüzden sorun kağıt üzerinde ya da e-devlet üzerinde sendikalı olmakla da çözülmemektedir. Bizlerin izlemesi gereken yol, kendimizle ilgili kararları kendimizin alabileceği, söz hakkımız olan, kendi kendimizi yönetebileceğimiz bir sendika için mücadele etmektir. Bu mücadelenin en önemli araçlarının başında da işçi meclisleri ve komiteleri gelmektedir.
Sendikamız Güvenlik-Sen kurulduğundan beri söylüyoruz; bizim sendikamızın yönetimi kağıt üzerinde olmak zorundadır. Çünkü biz Güvenlik Sen üyesi işçilerin kendi iradelerini üç beş kişiye bırakmak gibi bir niyeti yok. Aksine bizler işçi meclisleri ve komitelerinin önemini biliyor ve aslen bu alanlarda örgütleniyoruz. Çünkü bizler artık yönetilmek istemiyoruz. Bizim adımıza karar verilsin istemiyoruz. Bizim yerimize, bize sorulmadan pazarlık yapılsın istemiyoruz. Anti-demokratik bir tarz istemiyoruz. Demokratik bir biçimde bütün kararlar, kararları ilgilendiren en geniş işçi topluluğu ile birarada alınsın istiyoruz. İşte bizler böyle bir sendika istiyor ve bu yüzden bütün işçi arkadaşlarımızı da meclislerde çalışmaya çağırıyoruz!
Birlikte tartışalım!
11 Nisan 2015 günü tüm Türkiye’de kurulu Güvenlik Sen İşçi Meclisleri Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi’nde buluşacağız. Bizlerin geleceği için önemli birçok başlığı birlikte konuşup karara bağlayacağız. Sendikanın mevcut yönetimi istediği kadar “temsilci seçimleri” ile ya da “meclisleri hiçe sayarak” yol yürüsün, bizler bu sendikadaki asıl iradesinin “işçi meclisleri” olduğunu bir kez daha ortaya koyacağız.
11 Nisan 2015 günü gerçekleşecek etkinliğimizde; işçi meclis ve komitelerinin neden ihtiyaç olduğunu, nasıl bir sendika istediğimizi ve biz güvenlik işçilerinin güvencesiz çalışma koşullarının nasıl değişeceğini tartışacağız. Ayrıca önümüzdeki 1 Mayıs’ta sendikamızın hangi gündemleri öne çıkarması gerektiğini de hep birlikte belirleyeceğiz.
Geleceğine sahip çıkan, sendikal mücadele içinde söz ve karar hakkı isteyen, örgütlülüğe inanan ama söz-yetki ve karar hakkını devretmeden, işçilerin kendi kendini yönetebileceği düşüncesindeki tüm güvenlik işçisi dostlarımızı bu etkinliğe davet ediyoruz.
Birlikte daha güçlüyüz!
Güvenlik Sen İşçi Meclisleri
