spot_img
spot_img
Ana SayfaRöportajCHP'nin Taşeron İşçilik Çalıştayı üzerine bir değerlendirme- Direnişçi İşçi Cemal Bilgin

CHP’nin Taşeron İşçilik Çalıştayı üzerine bir değerlendirme- Direnişçi İşçi Cemal Bilgin

CHP Emek Büroları’nın taşeron işçilerin durumuna dair düzenlediği Taşeron İşçilik Çalıştayı gerçekleşti. CHP, Hak-İş, Türk-İş ve DİSK’in katıldığı çalıştayda taşeron işçiliğin 21. yüzyılın modern kölelik düzeni olduğu ve işçilere derhal kadro verilmesi gerektiği söylendi. Taşeron İşçilik Çalıştayı katılımcılarından direnişçi işçi Cemal Bilgin ile çalıştay hakkında konuştuk.

Öncelikle genel olarak gerçekleşen Taşeron İşçilik Çalıştayını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu üç konfederasyonun bir araya gelmesi oldukça güzel bir adım. Ancak sahaya inmemiş olmaları eleştiri konusu da oldu. Esnek çalışma, kiralık işçilik çıktı. Haklarımız birer birer elimizden alındı ve bu üç konfederasyon bir araya gelip ortak bir eylem kararı alamadılar. Yıllardır bizler kadrolu ve güvenceli çalışma mücadelesi veriyoruz. Bunun üzerine konfederasyonun da ortak bir mücadele hattı çizmesi gerekiyordu. Emeğe yapılan saldırılar bu şekilde bertaraf edilebilirdi. Fakat kurumlar siyasi iktidarın baskısına ve tepkisine karşı geri planda kaldılar, ön plana çıkmak istemediler. Bu da işçiler arasında bir eleştiri konusu oldu. Bu Çalıştayın da tam zamanında yapılması işçiler arasında umut verici bir olay oldu. Ben konuşmamda da buna değindim. Haklarımız birer birer elimizden alınırken neden bu üç konfederasyon bir araya gelip ortak bir eylem yapmadılar? İşçi sınıfının politika üretmesi gerektiğini düşünüyorum. Sadece sendikalara üye yapmanın yeterli olmadığı ortada. Sendikaların sınıf politikası üretilecek bir alan olması gerekiyor. Bunun eksikliği apaçık ortada şu an.

Siz Taşeron İşçilik Çalıştayına katılan tek direnişçi işçisiniz sanırım. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Evet, sadece ben vardım. İki tane de derneklerden arkadaş vardı. Zaten ben en son konuştum. Fakat yine de iyi bir çalıştaydı. Orada Şube Başkanlarının olması iyiydi. Onlar da söylüyor. Karşımızda bir siyasi güç var ve bizim elimiz kolumuz bağlı. Ben de konuşmamda sendikaların siyasi güce göre hareket etmemesi gerektiğini söyledim. Şu an iktidarda AKP var fakat yarın başka bir parti de geçebilir başa. O zaman da o partinin mi sendikası olacağız? Biz işçinin, emekçinin sendikası olması gerektiğini düşünüyoruz. İşçinin problemi neyse o çözülmeli. Siyasi güce göre sendikacılık olmaz. Geldiğimiz nokta da siyasi güce göre sendikacılık yapılıyor. Çalıştay burada yeterli değildi tabii ki. Bunun ilerisi olmalı. Mecliste olan olmayan tüm siyasi partilerin muhalefet oluşturması gerekiyor. Ortak bir mücadele alanı yaratılmazsa hiçbir şey değişmeyecek. Diğer gün bir sistem partisi iktidara geçecek ve biz yine talep eden kesim olacağız. Bunun için işçinin, emekçinin de bir siyasi partisi olması gerektiği ortaya çıktı.

Çalıştayın devamına dair bir eylem planı ortaya kondu mu?

Kararlar arasında örgütlenme üzerine bir çalıştay yapılması gerektiği de vardı. Hak-İş, DİSK tüm sendikaların örgütlenmeye ihtiyacı olduğu söylendi.

Taşeron İşçilik Çalıştayı’nda tartışmalar kamu taşeron işçileri ile sınırlı kaldı fakat özel sektörde de taşeron işçiler üzerinden büyük bir sömürü dönüyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Şu şekilde ben mesela sağlık işçisiyim ama oradaki konuşmamda da belirttim sadece kamuda değil, belediyelerde ve özel sektörde de bu sorunlar yaşanıyor.

CHP’nin “Taşerona kadro” söylemi mevcut fakat CHP’li belediyelerdeki durum ortada. Söylem ve eylem arasında bir çelişki var. Çalıştayda buna dair ne konuşuldu?

Yine konuşmamda bu duruma değindim. CHP’nin öncelikle kendi belediyelerinde bu duruma çözüm bulması gerektiğini, önce kendi evinin önünü süpürmesi gerektiğini söyledim. Belediyelerde neden kadro verilmediğini kamuoyuna açıklamaları lazım. Çünkü şöyle bir şey var biz bu konuda bir araştırma yaptık. Eğer CHP taşeron işçilere kadro verirse, bunu Maliye Bakanlığı hizmet adı altında çalıştırdığı için ödeneği keseceğini söylüyor, bunun halka anlatılması lazım. Fakat büyük şehirlerde kadro verebilir. Büyük şehirlerde “norm kadro” diye tabir edilen bir durum var ve kadro verebiliyor. Fakat küçük belediyeler için böyle değil. Eğer o ilin il yönetimi kendindeyse kadro verme hakkı var ve bunun zorlanması gerekiyor. Şöyle, bugün iktidarda AKP var ve kadro vereceğim diyor. CHP Belediyesi de şunu söyleyebilir; Evet ben de iktidarın söylemini yerine getiriyorum ve tüm işçilere kadro veriyorum diye radikal bir karar alabilir. Bu cesareti de göstermesi gerekiyor. Bunu da belirttik. Aksi halde tüm sorunlar ve sıkıntılar sistem partileri devam ettiği sürece ve işçiler emekçiler mecliste olmadığı sürece devam edecek. Bunun için işçinin emekçinin mecliste olması gerekiyor.

Bir de orada şuna değindim, tüm parti ve sendikalar dâhil içlerinde patron sendikacılar, patron milletvekilleri var ise oradan işçilere kadro çıkmaz. Öncelikle bunun temizlenmesi gerekiyor CHP ve sendikalardan. Aksi takdirde düzen ve sistem patronların lehine devam edecektir.

Siz taşeron işçilerin durumuna çözüm olarak ne öneriyorsunuz?

Öncelikle sendikalara burada çok büyük görev düşüyor. DİSK’in kendi içindeki küskünlüğe çözüm bulması gerekiyor. DİSK’in içindeki şubeler birbirleri ile görüşmüyorlar. Eğer DİSK’in içindeki şubeler birbiri ile görüşmüyorsa taşeron işçiye de bir hayır gelmez. Öncelikle kendi içinde barışı getirmeli ve sonrasında işçiye gidip, biz birlikteyiz ve bundan sonra dayanışma içinde tüm işçilere sahip çıkacağız demesi gerekiyor. İşçilerin de bu şekilde sendikanın yanında olması gerekiyor.

Aynı zamanda her ilde bu mücadelenin sürmesi de gerekiyor. Kamu olsun özel olsun her sektörde yapılmalı. Tarihe baktığımız zaman işçiler ve köylüler birleşerek bir mücadele kazanmışlar. Ben karamsar değilim ve geleceğimizin aydınlık olduğunu düşünüyorum. İşçi sınıfın iradesinin hakim olduğu meclislerin ve örgütlenmenin kurulması gerektiğini düşünüyorum. Aksi takdirde konuşmadan öte geçemeyeceğiz. Biz dernek olarak en az 10 ilde örgütlenme ve temsilcilik kararı aldık. Tüm Türkiye’de örgütlenmeye çalışacağız ve bu kadrolu ve güvenceli çalışma mücadelesinde yerimizi alacağız.

Son olarak da tüm işçileri birlik ve beraberliğe çağırıyoruz. İşçi sınıfı çok güçlü ve birlikte olursak kazanacağımıza inanıyoruz.

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler