spot_img
spot_img
Ana SayfaGüncelSosyal-İş Başkanı Metin Ebetürk'ün Evrensel Gazetesine tekzip yazısı

Sosyal-İş Başkanı Metin Ebetürk’ün Evrensel Gazetesine tekzip yazısı

LCW deponun patron-sendika marifetiyle iş kolu değiştirmesi; bu değişikliğin akabinde örgütlenmenin Hak-İş’e bağlı Öz Büro İş’e aktarılmasının ardından tartışmalar devam ediyor.

DGD-Sen Örgütlenme Koordinatörü Başaran Aksu kaleme aldığı yazıda LCW depoda Liman-İş sendikasının sınıf ihaneti çalışmalarını açığa çıkardı. Yazıya cevap olarak LCW depoda çalışan Deniz Sak Evrensel gazetesi üzerinden bir yazı yayınlayarak Aksu’nun yazısındaki ifadelerin gerçeği yansıtmadığını ifade etti.

Bunun üzerine Evrensel gazetesinde yer alan yazıda Limter-İş Başkanı Kamber Saygılı’dan “Kamber Saygılı bu telefon görüşmesinde gerçekten kendine yakışanı yapmış, ilerleyen bir süreç olduğunu ve devam etmemiz gerektiğini belirtmiştir.” ifadeleri konusunda görüş alındı. Umutsen.org’da yayınlanan haberde Limter-İş Sendikası başkanı Kamber Saygılı LCW deponun örgütlenme sürecinde yanlış yönlendirildiklerini ve ilkeleri gereği Hak-İş’e bağlı bir sendikada örgütlenmeyi doğru bulmadıklarını belirterek Evrensel gazetesi haberinin gerçeği yansıtmadığını ortaya koymuştu.

Evrensel gazetesinde yazılan haberde geçen “4 gün üst üste toplantılar yaptık ve ilk olarak komitenin kararı olarak Sosyal-İş sendikası ile görüşme kararı aldık. Sosyal-İş Başkanı biz görüşme yaptığımız zaman genel başkan değildi. Ama tam 20 gün Sosyal-İş’le görüşmeye çalıştık, randevu taleplerimize 20 gün sonra yanıt verildi ve görüşme bizim için olumlu olmadı.” ifadelerine ilişkin bir açıklama da Sosyal-İş Sendikası’ndan geldi.

Açıklamada DİSK Sosyal-İş Sendikası tüzel kişiliği ve Genel Başkan Metin Ebetürk’ün şahsı ile ilgili doğru olmayan bilgilere ve haksız ithamlara yer verilmiş olduğu, gazeteye Sosyal-İş tarafından gönderilen doğru bilgiler içeren düzeltme yazısına da on gündür yer verilmediği ifade edildi. Basına ve kamuoyuna duyuru metninde yer alan Evrensel Gazetesine 29.06.2017’de gönderilen fakat yayınlanmayan düzeltme yazısı ise şöyle:

“Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliğine;

Gazetenizin 27 Haziran 2017 tarihli sayısında, Deniz Sak imzalı yazıda şahsım ve Genel Başkanı bulunduğum Disk-Sosyal-İş Sendikasına yönelik gerçek dışı ithamlar yer almaktadır. Sendikamız Sosyal-İş’i ve şahsımı hedef alan böyle bir yazıyı soruşturmadan yayımlamanızı etik bulmamaktayız. Öncelikle;

Gerek yazıyı yazan kişinin, gerekse gazetenizin sorumlu organlarının, böylesi bir yazıyı yayımlamadan önce şahsımla veya Sendikamızla iletişime geçip gerçeği öğrenmesi gerekirdi. Evrensel Gazetesi gibi kendini ilerici, demokrat ve emekten yana olarak tanımlayan bir gazetenin emek örgütleri hakkında böylesi yanlışlar içeren yazıyı yayımlaması üzücü olmuştur.

Yazıdaki gerçek dışı ithamlarına gelecek olursak;

– 5 Haziran 2017 günü CHP Emek Bürolarının Ankara’da düzenlediği Kıdem Tazminatı Forumunda, Liman İş Sendikası uzmanı olan bir arkadaşın LCW örgütlenmesi ile ilgili bir sitemini tarafıma iletmesiyle, İLK KEZ bilgim olmuştur.

– LCW örgütlenme çalışmasının Sosyal İş Sendikasına aktarılmak istendiğini ancak; Sosyal İş Sendikası Genel Merkezinin bu örgütlenme talebini kabul etmediği seklinde kendisine cevap verildiğini aktardı. Bu durumdan bilgim ve haberim olmadığını belirterek araştıracağımı ve kendisine bilgiyle döneceğimi belirttim.

– Araştırmamız sürerken, sendikal alanda uzun yıllara dayalı bir dostluğum bulunan sendika uzmanı Başaran Aksu da, tesadüfen LCW Örgütlenmesiyle ilgili beni arayarak ;-Liman-İş İstanbul örgütlenmesinde çalışan bir uzmanın “Biz bu örgütlenmeyi Sosyal-İş’e götürdük, ‘Metin’ kabul etmedi” şeklinde algı sınırlarını zorlayan biçimde konuştuğunu paylaştı.

– Sosyal-İş Sendikası Genel Başkanı olarak benimle, LCW örgütlenmesi içerikli bir görüşme hiçbir zaman gerçekleşmemiştir.

– Yaptığımız soruşturmada dönemin İstanbul Şube Başkanı ve örgütlenme uzmanımızın İstanbul Şirinevler’de LCW İşçi Komitesinden bir işçinin de katıldığı bir görüşmenin gerçekleştiğini ancak bu görüşmenin Sendikamız Genel Yönetim Kurulu veya şahsıma bilgi verilmeden olumsuz biçimde sonlandırılmış olduğunu 15 gün önce öğrendim.

– Görüşmenin olumsuz bitmesinin ise, sendikamız adına görüşmeye katılanların kişisel yargılarından kaynaklandığını öğrendim.

– Ancak Sosyal İş Sendikası öyle bir örgüttür ki; örgütsel çıkarlar için gereken mücadeleyi vermekten kaçınanlar, görevlerini ve kollektif çalışma ilkelerini ihmal edenler, bizzat işçiler eli ile Sosyal-İş dışına bırakılmışlardır.

– Bu görüşmeye katılan ve kişisel karar vererek LCW örgütlenmesi talebini değerlendirmeyen, örgüt içi değerlendirmeye dahi almayan şahıslar şu an sendikamızın yöneticisi veya çalışanı değillerdir.

– Özellikle bir kez daha belirtmek isterim ki; LCW örgütlenmesi ile ilgili olarak Sendika Genel Başkanı Metin Ebetürk olarak benimle asla bir görüşme gerçekleşmemiştir.

– Bilerek veya bilmeyerek ileri sürülen gerçek dışı ithamlardan biri de görüşmenin gerçekleştiği dö- nemde Genel Başkan olmamamla ilgili ifadesidir. Ben 19-20 Aralık 2009 tarihlerinde gerçekleştirilen genel kurulda Sendikamızın Genel Başkanlığına seçildim. Bu görevim o tarihten bugüne kadar halen, kesintisiz olarak devam etmektedir. Bu durum bile kendi kaleme aldığı yazıda geçen ithamların doğruluğu konusunda fikir vermeye yetmektedir. Duayen gazeteci Uğur Mumcu’nun deyişiyle “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak” diye buna deniyor sanıyorum. Emekten yana olduğunu ileri süren kurumlar, sendikal hareketin yüz akı olan bir avuç Sendikadan biri olan DİSK-Sosyal-İş Sendikasına kara çalınmasına ortak olmamalıdır.

En iyi dileklerimle,

METİN EBETÜRK”

Tüm bu gelişmelerden sonra DGD-Sen Başkanı Murat Bostancı da bir açıklama yaparak DGD-Sen’in sorularını yineledi. Bostancı’nın ifadeleri ise şu şekilde:

“Hak-İş’e bağlı Liman-İş Sendikası Genel Merkez yönetimi hangi gerekçelerle, hangi nedenlerle sosyalist uzmanları bünyesine almıştır? Sosyalist uzmanlar bu sendikanın sendikal pratiklerinde nasıl bir etki yapmıştır? Bu kimselerin mesela Alişan Lojistik’ten Liman-İş’e üye oldukları için atılıp ortada bırakılan on beş işçiye ya da hem işten atılıp hem şubeleri gasp edilen Gemlik Liman işçilerine dair fikir ve kanaatleri nelerdir? Biz bunları öğrenmek istiyoruz, dolayısıyla bu kişilerin konuşması gerekir ve bu “uzmanlar” Deniz Sak’ı daha fazla kamuoyunun önüne de atmamalılar. Bize diyecekleri bir şey varsa kendileri konuşmalı.”

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler